Lekelerin sistemik bir hastalığın da parçası olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mevlitoğlu, lekelerin teşhis edilmesinin çok önemli olduğunu açıkladı ve şunları söyledi:
Lekeler 1 milimetre çapından başlayarak birkaç santimetreye kadar değişik büyüklüklerde olabilir.Çocukluktan itibaren olan yaz aylarında kahverengiliklerde artış olanlar çil olarak adlandırılır.Sarışın, kızıl saçlı ve beyaz tenlilerde daha sık rastlanır. Eğer lekeler daha ileri yaşlarda ve aşırı güneş ışığı maruziyeti sonrası ortaya çıktıysa güneş lekesi adı verilir.
Genetik yatkınlığı bulunan kişilerde görülen melazma hastalığının kadınlarda daha sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Mevlitoğlu, melazmaların alın, şakaklar, elmacık kemiklerinin üstü, dudak üstü gibi yerlerde görüldüğünü söyledi ve "Melazma gelişiminde gebelik, doğum kontrol ilaçları, güneş ışınları önemli faktördür. Gebeliğin 3. ayından sonra görülebilir. Ayrıca karaciğer - safra yolu hastalıkları, tiroid hastalıkları, hormonal nedenler de melazmaya yol açabilir. Ultraviyole melazmayı tetikleyen ve arttıran, şiddetlendiren en önemli faktörlerden biridir. Melazmada tiroid fonksiyonlarında bozukluğa normalden 3-4 kat daha fazla rastlanmaktadır" dedi.
Melazmanın tedavisinin çok güç ve sabır isteyen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Mevlitoğlu, "Melazma tedaviye zor yanıt verebilen ve de sık tekrarlayabilen bir hastalıktır. Tıbbi tedavinin yanı sıra altta yatan nedenlerin araştırılıp tedavi edilmesi veya mümkün olduğunca bu faktörlerden uzak durulması gerekmektedir.