17.07.2020 - 16:59 | Son Güncellenme:
Anjina (angina) adı verilen atardamarlar zaman içinde daralır ve kalbe yeteri kadar oksijen ve kanın gitmesini önler. Sonucunda anjina pektoris (göğüs ağrıları) adı verilen klinik ortaya çıkar. Böylece kalp görevini yerine getiremeyecek şekilde zayıflamaya başlar. Bu durumun sonucunda hasta göğüs sıkışması gibi hafif belirtiler ile birlikte doğrudan kalp krizi de geçirebilir.
Bu rahatsızlığın doğurduğu riskleri ve sorunları ortadan kaldırmak için gereken durumlarda yapılan operasyona bypass ya da koroner arter bypass ameliyatı denilir.
Hastanın bypass ameliyatı olmasına karar verildikten sonra bir gün öncesinde hasta hastaneye yatırılır, bu süreçte gerekli olan tetkikler yapılır.
Özellikle ameliyat olacak kişinin yaşı ve daha önceden geçirmiş olduğu rahatsızlıkları ile devam eden hastalıkları incelenir.
Genel olarak birçok ameliyat öncesi hastanın yaşının operasyon için uygun olup olmadığına karar vermede önemli bir etkendir. Bypass ameliyatı yapılırken 60 yaş ve üzeri kadın hastalar risk grubuna girebilmektedir.
Şeker hastası olan kişiler özellikle insülin kullananlar risk grubunda yer alabilmektedir.
Ameliyata alınacak hastanın daha önce kalp ve damar ile ilgili rahatsızlığı olması enfarktüs denilen damar tıkanmaları sonucu kan pıhtılaşması veya kalp kaslarının düzgün çalışmaması gibi faktörler ameliyat öncesi riskler arasında sayılabilir.
Kalp krizi geçiren hastaların kalp kaslarında hasar oluşur. Bu nedenle kalp krizi geçirmiş bir kişinin bypass ameliyatı olması kalbin işlev kapasitesinin azalması sebebiyle ameliyat sırasında riskli olabilmektedir.
Sigara kullanan kişilerin akciğer solunum fonksiyonlarında hasar bulunma olasılığı olduğu için ameliyat sonrası solunum sorunu yaşayabilirler. Bu sebeple akciğer kapasitesini ölçmek için solunum fonksiyon testi ameliyat öncesi yapılmalıdır.
Günümüz teknolojilerinin sağladığı imkanlar ile yapılan koroner bypass ameliyatlarında ölüm riski bazı hastalarda yüzde 1’in altındayken bazıları için bu risk yüzde 3’ün üzerine çıkabiliyor.
Hasta damar tıkanıklığı sıkıntısı yaşıyor sa bir an önce doktora gitmeli. Kalp rahatsızlıkları zamanla kalp krizine neden olabileceği gibi bypass ameliyatının kalp krizi geçirmeden yapılması sonrasında yaşanılacak sıkıntıları daha aza indirir.
Diğer ameliyatlara göre bypass ameliyatı geçiren hastanın hareket etmesi iyileşme sürecinde daha iyi olacaktır. Kısa yürüyüşler yapılması önerilen fiziksel aktivitelerdendir. Solunum fizyoteramin büyük önem taşımaktadır. Bazı hastaların önceki yaşam tarzını değiştirmesi gerekebilir.
Ameliyat geçiren kişi beslenme alışkanlığına dikkat etmeli. Ameliyat sonrası beslenme ve diyet uzmanlarından destek alması ve bu diyete uyum sağlaması gerekir. Daha çok sebze ağırlıklı ve beyaz et tercih edilmeli. Kilo alımına ayrıca önem gösterilmesi gerekiyor.
Eğer hasta sigara ve alkol kullanıyorsa bypass ameliyatı geçirdikten sonra bu alışkanlıklarını bırakması gerekiyor.
Verilen ilaçların mutlaka düzenli bir şekilde kullanılması gerekir. Tansiyon takibi yapılmalı ve verilen tansiyon ilaçlarının kullanımına dikkat edilmeli. Rutin kardiyolojik muayeneler aksatılmamalı.
Hasta operasyon sonrasında bazı psikolojik rahatsızlıklar yaşayabilir. Hayat tarzının bir anda değişmesi gibi nedenler bunu etkilemektedir. Ameliyat sonrası hastaların büyük bir çoğunluğu bu dönemi sorunsuz bir şekilde atlatır fakat bazı durumlarda psikolojik yardım gerekebilir.
Ameliyat sonrası göğüs bölgesindeki yaraların iyileşmesi için geçirilen ilk ay çok önem teşkil ediyor. Bu nedenle ilk ay kişinin ani hareketlerden kaçınması önerilir.
Ameliyat sonrası reflekslerde azalmalar yaşandığı için 2 ay hastanın araba kullanmamasına dikkat edilmelidir.