Bebeklik anılarımızı neden saklamadığımıza dair teorilerden biri, o sırada sözlü olarak iletişim kuramadığımızdır. Bir anıyı geri aldığımızda kelimeleri kullanırız ve onu dil gerektiren birçok ayrıntıyla açıklayabiliriz. Bebeklerin çoğu 2 yaşından önce konuşmaya başlamadığından uyumlu bir hafıza oluşturamazlar.
Beynimiz çok sayıda yeni hücre yetiştirmekle meşgulken, uzun vadeli olacak anıları saklamıyor. Ayrıca, olaysal hafızamız henüz devreye girmediğinden, 3-4 yaşından önceki günlük olayları fiziksel olarak bile hatırlayamıyoruz.
Bu nedenle, sık sık hangi parka gittiğiniz gibi soyut anılara sahip olsak da, annemizin bizi o anda hangi dondurma dükkanına götürdüğünü bilmiyoruz.
Başka bir araştırma, ebeveynlerimizin çocukluğumuzun anlatısını değiştirebildiğini gösteriyor. Aynı çalışma, çocukların aynı olayı anneleri yerine babalarıyla tartıştıktan sonra farklı şekilde hatırladıklarını ortaya koydu.
Bir çocuk psikoloğu, nihayetinde çocukların hem olumlu hem de olumsuz duygularla dolu anılarını koruduğunu söylüyor. Bu bulgu, küçük çocukların mahkemede görgü tanığı olarak ifadelerine başvurulmasına bile izin veriyor.
Bu nedenle, eğer çocukluğunuza dair bir anıyı hatırlayabiliyorsanız, bu sizin için en önemli olan ve güçlü bir duygusal tepki yaratan bir olaydır.