Merhaba Yaz!
...Ve korkulan olmuştu lanet olası yaz gelmişti bile incecik, çubuk kızlar ile plajlar dolmuş bir de ince oldukları çok belli olmuyormuş gibi hem teşhir edici hem de dikkat çekici şortları ve ince askılıları ile gözümüze gözümüze sokuyorlardı bedenlerini. Peki ya biz ?
Biz ne yapmıştık bütün kış hiç yaz gelmeyecek gibi yedik, yedik patlayana kadar yedik! Sonuçta vücut olarak patlamadık ama ruhsal olarak bir bomba edasında patlamıştık. Eee bunun böyle olacağı belliydi zaten sen aylarca ye, Haziran gelince ise yasa bürün.
Herkes açık renkler ile rengarenk olurken sen matem havasında siyahtan vazgeçme (biliyorsun tatlım sonuçta SİYAH hem vazgeçilmezimiz hem de zayıf gösteriyor)
Kısacık şort zaten giyemezsin bacaklar ince bir kızın beli kadar psikolojin bozulur. Herkes deliler gibi yaz alışverişi yaparken sen mağazaların sezon sonu indirimlerini takip edip kışa depo yaparsın birde inanılmaz plan yaparsın (her sene yaptığın gibi) kesin diğer yaz tozu dumana katacağım dersin. Ama bu süre zarfında yılmazsın kolay kolay, son bir umut ile deli gibi çare ararsın internetten. Şok diyet aramaktan miyop olacak kıvama gelirsin. Heh sanki kilon sana yetmiyormuş gibi birde göz bozukluğu oldu mu şimdi?
En önemlisi Plaj Sendromun başlar. Etrafa haber salarsın, nerede kalabalık olmayan plajlar var neresi daha rahat. Bu da bir dert ,zaten şişmansın dert babası olmuş çıkmışsın bunlar üstüne cila gibi gelir sana. Artık dayanamazsın aah! Yeter ulan! Başlarım insanına da kalabalıklığına da dersin ve yola koyulursun. En yakın arkadaşını ararsın ( bu arkadaş kesinlikle senden zayıftır bu zaten bir kural her şişmanın yanında illa bir zayıf arkadaş olmak zorunda yoksa topluma kazanılman zor )Bir plaj bulursun daha içeri girmeden sezersin ortamın sana göre olmadığını ama yapılacak bir şey yoktur. Ya bu sıcakta o serin sulara dalarsın her yerinden zaten ter fışkırıyor yanıyorsun ferahlarsın, ya da o kadar yoldan geldin sırf ortam zayıf kız kaynıyor diye geri dönersin ( tabiii g.... yiyiyorsa)
Bildiğin bütün duaları okursun n’olur beni fark etmesinler dikkat çekmeyeyim diye böyle bir umursamaz tavırlar ile yürürken arkadaşın ile muhabbet ediyormuş süsü verirsin ama aslında kıza “ Bana bakıyorlar mı ? Ortam da başka şişman var mı ? Erkek çok var mı ? Kızların hepsi zayıf dimi ? “ gibi dangoz soruları sorup kızı bezdirirsin hayattan ama arkadaşın işte, seviyor seni kırmıyor, her soruna sakince ve nazikçe cevap veriyor, içini o sıcak hava da denizden önce ferahlatıyor bile.
Artık üstünü değiştirmek için kabine girersin ve o zar zor bedenine göre bulduğun mayoyu giyersin. Üzerine de en koyu en iç göstermeyen pareonu geçirdin mi sanarsın ki görünmezlik kıyafeti giydin, kimse seni görmeyecek.
Ama görürler. Kimisi öyle bir bakar ki “Ulan sanki çıplaksın. Öküz ! Öküz ! Bende insanım ya benimde ferahlamaya yüzmeye ihtiyacım var, ne bakıyorsun “ diyesin gelir ama sen sadece yutkunursun.
O sırada sen o devasa güneş gözlüğün ile kafan aşağıda, plajda ne kadar kum var, metrekareye kaç tane kum tanesi düşüyor diye tahminler yürütürsün.
Bu sırada arkadaşın ortamı analiz eder, denize yakın şezlong bakar, usulca gidersin ve havlunu şezlonguna serer oturursun.
Top sahası genişliğinde ki sırtına güneş kremi sürmesi rica edersin arkadaşından. En yakın arkadaş bu, kırar mı seni kız zaten full sana hizmete geldi, ona eğlenmek haram seninle ilgilenmek zorunda.
Neyse, güneş kremi faslı bitince denize girme telaşı başlar. Güneş gözlüğü tabii çıkmıyor gözden, yapıştınız.Siz bir bütünsünüz artık.
Sen mükemmel pareon ile denize doğru ilerlerken arkadaşın peşinden gelir, suya pareon ile girersin sonra pareonu arkadaşına verirsin.Kuruyana kadar da denizde mahsur kalırsın. Ama olsun be, bu kadar soruna rağmen bile o suyun ferahlığını hiç bir şeye değişmezsin..
YAŞASIN DENİZ,YAŞASIN ŞİŞMAN BEDENİM.
BEDENİMİ SEVİYORUM. ŞİŞMANSAM ŞİŞMANIM KARDEŞİM KİME NE ? HAYIRDIR??
Şimdi bakıyorum da ekstra kremalı bir profiterol hiçte fena olmazdı be !
Bana yazın