Estetik yüz dolgu uygulamalarında kalıcılık sorunsalı

Hocam kalıcılığı ne kadar?

Sevgili danışanlarım; kalıcılık, yapısında zaman kavramı barındıran bir kelimedir. İşin içine zaman girdiğinde de hayatımızda hiç bir konuyu tek taraflı değerlendirmememiz gerekir. Çünkü zamanda kalıcı olabilmek için belirli sorumluluklar alarak, kalıcı olmanın gerekliliklerine uymamız beklenir. Eğer istediğimiz, gerçekten yettiğince kalıcı olabilmekse…

Bu durumu kendi sektörümüzde değerlendirdiğimde, kalıcılık sorusunun yöneltilmesini haklı buluyorum çünkü yıllardır sizlere böyle pazarlandı. Ve biz doktorlar, siz danışanlar olarak asıl önemli olan noktaları, süreci, zamanı ve sorumlulukları bir bir unuttuğumuz bir sürece geldik. 

Aslında baştan sonra deriyi, derinin yapısını, çalışma ve yenilenme mekanizmasını anlatarak girmek gerekir ancak bu yazımda daha çok kalıcılığı etkileyen faktörler üzerine ilerleyeceğim.

Ameliyatsız Estetik Uygulamalarında Kalıcılığı Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Öncelikle yaptığımız işlemlerin kalıcılığı sadece yapılan bölgenin veya uygulanan dolgu miktarının ya da dolgunun markasının özelinde değil, kişisel sağlığınız, yaşam standartlarınız, günlük alışkanlıklarınız, dış faktör maruziyetleriniz, evde doğru cilt bakımınızı yapmanız, doğru ve zamanında uygulamalar ile cildinizi beslemeniz, doktorunuzu iyi seçmeniz ve eş zamanlı doktorunuzun da sizi iyi analiz ederek, doğru uygulamaları, doğru zaman planlamasında yapması gibi maddeler ile değerlendirilmelidir.

Bilindiğinin aksine etkili bir kalıcılık, çok da dolgu markaları ve pazarlama cümleleri özelinde değil de uygulayıcı hekim ve hastasının ortak ve bilinçli hareket ederek götürdüğü bir süreçtir.

Kalıcılığı Etkileyen ve Süresini Uzatan Pozitif Faktörler Nelerdir?

Bir dolgunun kalıcılığını etkileyen en önemli süreç işlem sonrası ilk 1 aylık süreçtir. Dolguların uygulanan alanda dokularınız ile tam uyumu bir ayda oluşur. Bunu danışanlarıma şöyle açıklamayı severim; cildiniz ile dolgu tam 1 ayda iç içe geçecek ve dolgu artık sizden doğal bir parça haline gelecek. Bu süreç tamamlanırken dolgulara derin masaj yapmamak önemlidir. Sert baskı ve masajdan uzak durursanız dolgular olması gerektiği yerde cildiniz ile daha doğru bir şekilde bütünleşecektir.

Sıklıkla Hyaluronik Asit yapıda dolgu kullandığımız için su içmek de önemlidir. Hyaluronik Asit dolgular su tutarak biraz yumuşarlar, aynı şekilde cilt de yumuşar. Böylelikle dolgu ve cildiniz daha uyumlu bütünleşir. Güneş koruyucuları ve nemlendirici kullanmak önemlidir. Yapılan çalışmalar, doğru cilt bakım ürünlerinin dolgu sürelerini +4 ay uzattığını göstermiştir. Mutlaka danışanlarıma önerim, hem anti aging amaçlı hem de yapılan dolgu vb. işlemlerin kalıcılığının uzaması için doğru cilt bakımlarını düzenli yapmalarıdır.

Esasında en önemli faktörün doğru bir planlama olduğunu belirtmeliyim. Dolguların uygulama sonrası 6-8 ay arasında mevcut hacim ve yenileme etkileri %50 oranında azalır. Genelde tamamen sıfırlanmaları 12 ila 18 aydır. Bu klasik bilgidir.

Gerçek anlamda dolgunun kalıcılığını uzatırken aynı anda uygulama miktarını azaltmak mümkündür. İlk uygulamadan ortalama 6 ay sonra ikinci bir uygulama (ilk uygulamanın yarı miktarı kadar) yapılmalıdır. Sonra, uygulama miktarını değiştirmeden 8 ay - 12 ay - 18 ay olacak şekilde dolgu uygulamaları planlanırsa, danışanın hem daha az miktarla yüzünde derin çizgi ve çökmelerin bi daha oluşmamasını sağlamış oluruz hem de dolgunun kalıcılığını etkin bir şekilde uzatmış oluruz. 

Kalıcılık Süresini Kısaltan Negatif Faktörler Nelerdir?

Dolgular ile oynamak, elle baskı yapmak ya da yüze masaj yaptırmak gibi dolgular üzerinde baskı oluşturan travmalar, dolgu süresini kısaltan en sık etkenlerdir. Kuru ve ince cilt yapısına sahip olmak, nemlendirici ve güneş kremi gibi dolgu süresine pozitif katkı sunacak bakım ürünleri kullanmamak sıklıkla karşılaşılır. Özellikle Hyalüronik Asit yapıda dolgu yaptırdıysanız, ilk 1 ay günlük bir insanın doğal ihtiyacı olan 8 ila 10 bardak arası su içmek önemlidir. Genelde insanımız 2 ya da 3 bardak günlük su içtiğinden bu da maalesef dolgu süresini negatif yönde etkiler. Kronik hastalıklar özelinde, özellikle tiroid gibi hastalıklar da dolgu süresini kısaltabilir durumlardır. 

Etkili Kalıcılık Sağlamak İçin Hastaya Düşen Görevler Nelerdir?

Danışanlarımız dolgu uygulama sonrası ilk 3 gün baskı yapacak şekilde yüz üstü yatmamaya özen göstermeliler. Özellikle ellerini, çene ya da elmacık alanlarına dayayarak uzun süreli sabit kalmamalılar. Günlük 8-10 bardak su içmek dolguların cildiniz ile doğal bütünleşmesi için elzemdir. Bakım ürünlerini özellikle gece yatmadan önce hyaluronik asit  serum ve gündüzleri güneş koruyucu olacak şekilde düzenli kullanmalılar. Uzun etkili ve doğal bir sonuç için hamam, sauna, spa gibi aşırı sıcak ortamlarda ilk 1 ay bulunmamaları gerekir. Aşırı sıcak maalesef ciltte aşırı gevşeme yaparak dolgu ile cildin  bütünleşmelerini engeller. Solaryum kesinlikle önerilmez.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Yusuf Topal

https://www.dryusuftopal.com/