17.02.2016 - 13:36 | Son Güncellenme:
Kış mevsiminde olmamıza rağmen bahar havaları yaşanıyor. Hergün farklı bir hava durumuna maruz kalan vücudumuz gibi gözlerimiz de bu değişime adapte olmaya çalışıyor. Acıbadem Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Banu Coşar havayla birebir temas halinde olan gözlerimizin sağlığına özellikle bu aylarda çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Sürekli değişen hava şartlarıyla düşen vücut direnciyle birlikte gözler de hastalıklara açık hale geldi. Soğuk ve kuru havalar gözlerde kaşıntıya, sulanmaya, kızarıklığa neden olarak konjonktivit dediğimiz mikrop kapmasına davetiye çıkarıyor. İş yerleri, okul, sinema, alışveriş merkezleri, toplu taşıtlar gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda göz enfeksiyonu riskinin arttığını kaydeden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar, “Özellikle adenovirüse bağlı boğaz ve göz enfeksiyonları bu gibi ortamlarda çok kolay bulaşabilir. Hapşırırken, öksürürken mutlaka mendil kullanmalı, eller sık sık yıkanmalı, kalabalık ortamlardan uzak durulmalı, odalar sık sık havalandırılmalı, klimaların bakımı yaptırılarak filtreleri değiştirilmeli, virüs özellikle direnci düşük kişileri enfekte edeceğinden beslenme, dinlenme ve uykuya özen gösterilmelidir” dedi.
Gözlerde kızarıklığa dikkat!
Bu gibi hastalıkların özellikle gözlerde kızarıklık ve çapaklanmayla kendisini belli ettiğini ifade eden Prof. Dr. Banu Coşar, “Bu hastalıklarda gözlerde kızarıklık ile birlikte çapaklanma, batma, ışığa hassasiyet gibi bulgular vardır. Bunları hissettiğimiz zaman hemen bir göz doktoruna muayene olmalıyız” şeklinde konuştu.
Hava kirliliği gözleri de etkiliyor
Özellikle kasım-şubat ayları arasında etkisini artıran hava kirliliğininin de göz sağlığını olumsuz etkilediğini açıklayan Prof. Dr. Banu Coşar, “Havadaki kimyasal maddeler göz yaşında eriyor ve göz yüzeyinde kuruluğa yol açacak bir dizi reaksiyonu başlatıyor. Göz yüzeyinde kurumaya bağlı göz yanması şikayetine kış aylarında sıklıkla rastlanıyor” diye konuştu.
Rüzgarda göz yaşarması olağandır
“Kış aylarına özgü bir diğer göz şikayeti ise soğuk ve rüzgarın yol açtığı yaşarma. Aslında tezat görünse de; bu yaşarmanın nedeni de yine göz kuruması” diyen Prof. Dr. Banu Coşar, “Rüzgar göz yüzeyini kurutuyor. Bu kurutucu etkiye, göz yaşı bezleri daha fazla göz yaşı üreterek cevap veriyor. Bu duruma 'refleks yaşarma' deniyor. Aslında bu yaşarma, gözün normal bir savunma mekanizması” ifadelerinde bulundu.
Kış sporlarının gözlere tehlikesini azaltın
Kayak sırasında güneş gözlüğü veya koruyucu gözlük kullanılmamasının 'fotokeratit' veya 'kar körlüğü' denen göz rahatsızlığına yol açtığına dikkat çeken Prof. Dr. Banu Coşar, “Kar körlüğünün sorumlusu, güneşin ultraviyole B ışınları. Bu ışınlar kısa dalga boyuna ve yüksek enerjiye sahip. Gözün en öndeki şeffaf tabakası olan “kornea” yüzeyindeki hücreler, ultraviyole B tarafından tahrip ediliyor. Bunun sonucunda gözde şiddetli ağrı, ışık hassasiyeti ve görme bulanıklığı meydana geliyor. Kar körlüğü geçici bir durum, tedavi ile 24-48 saatte iyileşiyor” dedi. Prof. Dr. Banu Coşar, kış aylarında gözleri korumak için karlı havalarda ve kayak sırasında güneş gözlüğü kullanılması gerektiğinin ve hava kirliliğinin göz yüzeyinde yarattığı olumsuz etkilerine karşı göz doktoru önerisiyle suni göz yaşı damlaları kullanılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca kayak sırasında kazalarında göz ve göz çevresinde yaralanmalara yol açtığını belirten Prof. Dr. Banu Coşar, kayak gözlüğü kullanmanın önemli olduğunu belirtti.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar kış mevsiminin değişken havalarında göz sağlığını korumak için 6 önemli adımı da şu şekilde açıkladı:
6 ADIMDA GÖZLERİNİZİ KORUYUN
1- Rüzgardan korunun: Rüzgarlı havalarda geniş çerçeveli gözlükler kullanarak gözlerinizi korumayı ihmal etmeyin.
2- Bol su için: Vücudumuzun yüzde 60’ını oluşturan su, göz sağlığımız için de çok önemli. Yetersiz su aldığımızda gözyaşı üretimimiz azalıyor. Gözünüzün yeterli nemlenmesi için vücudunuzdaki su oranının yeterli düzeyde olması gerekiyor. Günde en az 2 litre su içmeyi unutmayın.
3- Kapalı ortamlarda nem oranını ayarlayın: Kapalı yerlerde hava kapalı sistemle temizleniyor ve ısıtılıyor. Bu da havadaki nemin azalmasına, bunun sonucunda da göz kuruluğuna neden olabiliyor. Göz sağlığınız için nem oranını yüzde 45 civarında tutmaya özen gösterin.
4- Güneş veya kayak gözlüğü kullanın: Rüzgar, soğuk ve güneş ışınlarına karşı kışın da güneş gözlüğü takmak gerekir. Özellikle karlı bölgelerde yeri kaplayan kar beyaz rengiyle güneş ışınlarını katlanarak yansıttığı için yaz kadar etkili olabilir. Güneş gözlüğü hem rüzgar karşısında hem de toz karşısında mekanik bir engeldir. Ayrıca göz çevresindeki ince cilt dokusunu da korur. Ancak mutlaka kaliteli bir güneş gözlüğü seçilmeli, özellikle gözlüğün UV filtresi olmasına ve UV emilim oranına dikkat edilmelidir.
5- Gözlerinizi ekran başında dinlendirin: Bilgisayar kullanırken gözlerimizi normalde kırptığımızdan daha az kırpıyoruz. Öyle ki dakikada 10-15 olan kırpma sayısı, bilgisayar karşısında 5-6'ya düşüyor. Bu da göz yüzeyinden buharlaşmayı artırıyor. Buna klimalı ortam ve kuru hava eşlik ettiğinde gözde kuruma sorunu hızlanıyor. Ekran başındayken gözlerinizi saatte 3 kez 20'şer saniye ekrandan uzaklaştırın. Hekiminiz önermişse gözlerinizi suni gözyaşı damlalarıyla gözlerinizi nemlendirin.