Kendimizi ifade etmemizin en belirgin ve ilk gözlemlenen yöntemi olan giyim (kıyafet, aksesuar, makyaj vb.) hakkımızda çok şey anlatıyor. Dünya’nın bu denli modaya dolayısı ile yan kollarına olan ilgisinin asıl nedeni de tartışmasız bu. Yaşımızı, ruh halimizi, kişiliğimizi, işimizi insanlara ilk an kıyafetlerimizle anlatıyor, onlar hakkında ilk bilgiye de bu sayede ulaşıyoruz.
Yani aslında kıyafetlerin çok önemli bir dili var. Bizi çevremizdeki insanlara anlatıp onlarla yakınlaşmamıza ya da uzak kalmamıza neden olan en önemli unsur giyim tarzımız. Daha da önemlisi sadece başkalarına verilen mesajlar değil, giydiklerimizin bize hissettirdiklerinden dolayı gün içindeki başta kendi kendimizle ilişkimiz ve dolayısı ile diğer insanlarla olan ilişkilerimiz de etkileniyor. İçinde çok iyi hissettiğimiz bir kıyafetle ışık ve neşe saçarken, hiç sevmeden giydiğimiz bir kıyafetle bütün gün huysuz ve sıkılgan olabiliyoruz.
Takım elbise, ceket, gömlek gibi iş hayatının vazgeçilmezi kıyafetlerin kişiyi daha fit, şık, hareketli, güvenli ve güçlü göstermesi tesadüf değil. Bu karşınızdaki kişiye ‘ayakları üzerinde duran ve ne yaptığını bilen’ biriyim mesajı vermenin en bilinen yolu.
Jean, sweat shirt, gömlek kombinlerinin daha sık rastlandığı kişilerden ise bu kıyafetler yolu ile ‘yaratıcı, açık, ılımlı’ olduklarının mesajını alıyoruz. Yani günümüzde hızla yaygınlaşan bu giyim tarzının yaratıcı işler yapılan ortamlarda karşımıza çok daha sık çıkıyor olması bir tesadüf değil.
Spor kıyafetlerin, motivasyonumuzun düşük olduğu anlarda bile giydiğimizde bize hareket etme enerjisi verdiklerini biliyoruz. Spor yapmaya üşendiğinizde hemen bir koşu şortu ve spor ayakkabılarınızı giyin bakın nasıl da hemen kendinizi dışarı atmak istiyorsunuz. Sizi bu şekilde gören kişilerin enerjinizi fark etmemeleri olanaksız.
Canlı renkler hayatımıza neşe, hareket, heyecan kattıklarından, özellikle canınız sıkkınken ya da ruh halinizin daha iyi olmaya ihtiyacı varken bu renkleri tercih etmeniz durumunda nasıl keyifli ve neşeli olduğunuza şaşıracaksınız. Ama tabi renkli giyinmek için de olur olmaz her rengi aynı anda giymemeye özen gösterin. Dışarıdan canlı görüneyim, enerjimi etrafa yayayım derken, ne giyeceğini bilmez biri konumuna düşmeyin.
Özellikle bilinen markaların tercih edilmelerinin en önemli sebebi, markanın değerinin kişiye prestij ve şıklık kattığının düşünülmesidir. Marka giyinmek kimine göre görgüsüzlük ya da hava atmak gibi gelse de kendisi zaten prestijli, şık ve değerli olan kişilerin de bütünlüğünü tamamladığı bir gerçektir ki bunda hiç yanlış bir şey yok. Ancak eğer kendinizi değersiz, yetersiz ve marka ile değerlenecek biri olarak hissediyorsanız bunu asla kıyafet ya da para ile satın alınacak herhangi bir şeyle başaramazsınız.