Boğaziçi Üniversitesi’nde bulunan Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük orgu, üç katlı ve en uzunu 6 metre yüksekliğinde bin 800 borusu var
Org, gitar gibi popülaritesini yüzyıllarca koruyan ender çalgılardan biri. En parlak devrini Bach zamanında yaşayan org, önemini bugün de gelişmiş ve küçülmüş modelleriyle korumayı sürdürüyor. Eski tip orgların örneklerinden, hem de en büyüklerinden biri, Türkiye’de bulunuyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin binalarından Albert Long Hall, bir zamanlar türünün Ortadoğu ve Balkanlar’daki en büyük örneği olan orga ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık yüz yaşındaki bu org, tozlanmış ve işlevini kaybetmiş bir haldeyken titiz bir çalışmayla tamir edilerek konser verilebilecek duruma getirildi.
89 yaşında bir orgİngiliz Norman & Beard firması tarafından 1911 yılında üretilen org, 1913 yılında Mr. Cleveland H. Dodge tarafından Albert Long Hall’a armağan edilmiş. Yalnızca klavyeye bakıldığında büyüklüğünü anlamak biraz zor. Çalgıyı devasa kılan asıl özelliği, bulunduğu salonun duvarına monte edilmiş bin sekiz yüz adet borusu bulunması. Üç kattan oluşan orgun içine yerleştirilmiş ve boyları 15 cm ile 6 metre arasında değişen bu borular arasında gezmek de mümkün.
En
son 35 yıl önce çalınan orgun yeniden işlev kazanmasını sağlayan, Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘77 yılı Elektronik Mühendis Yapımcılığı mezunlarından ve halen okulda öğretim görevlisi olarak çalışan Mehmet Küçükönder oldu. Küçükönder, yıllardır yaşama döndürmeye çalıştığı orgu, bir süre kendi imkanlarıyla tamir etmeye çalıştı: “Orgu ilk görüşümde, her yanının örümcek ağlarıyla kaplı olduğunu gördüm. Borular, iyi ses verebilmeleri için kuzu derisi ile kaplanır. Bu bölümlerin üzerini toz bağlamış,
hava almayan körükler de çürümüştü. Kısacası, çok harap bir durumdaydı. Tüm boruları söktük ve tek tek temizledik. Bir orgun yaşayabilmesi, sürekli olarak çalınmasına bağlı. Çalınmadığında, toz mekanizmayı tıkayarak ses çıkmasını önlüyor."
Mander Organs işbaşındaKüçükönder, bir süre bu tamiratı kendi imkanlarıyla gerçekleştirmeye çalıştı. Org, 1993’te çalınabilir hale gelmekle birlikte daha profesyonel bir onarımın şart olduğu anlaşıldı. Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü Üstün Ergüder’in de devreye girmesiyle Boğaziçi Üniversitesi Vakfı sponsorlar buldu ve İngiliz Org Firması Mander Organs orgun tamiratını üstlenmeyi kabul etti.
14 ay süren tamirat boyunca Mander Org Şirketi’nin uzmanları Küçükönder ve ekibini yönlendirmek suretiyle beraberlerinde getirdikleri orijinal tamir malzemelerini kullandılar. Hassas akordun yapılıp kompresörün takılmasının ardından org, günümüz standartlarına uygun hale geldi.
Orgun yenilenmiş haliyle ilk konseri, yarın Bükreş Filarmoni Orkestrası Müzik Direktörü ve org sanatçısı Nicolae Licaret tarafından saat 19.00’da verilecek.