Kara buğday, her ne kadar isminde buğday kelimesini barındırsa da aslında buğday ailesinde yer almıyor. Besinsel içeriğin kaliteli olması nedeniyle pirincin yerini kısa sürede alırken; gluten içermeyen yapısından dolayı çölyak hastaları ve yüksek protein içeriğinden dolayı ise vejetaryen beslenen kişilerin dikkatini kısa zamanda çekmeyi başarmıştır.
Kansere karşı koruyor
Tanenlerden zengin oluşu nedeniyle bakteriyel ve viral enfeksiyon riskini azaltırken bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bununla birlikte çözünmez posadan zengin oluşu sebebiyle bağırsak faaliyetlerini düzenleyerek kolon kanserine karşı koruyucu etki gösteriyor. Karabuğday aynı zamanda glutatyon ve süperoksit dismutaz gibi bağlı antioksidanlardan zengindir ve bu tür antioksidanlar sadece bağırsak tarafından aktive edilir. Bu sayede kansere karşı koruyucu özelliği de pekişmektedir.
Kolesterol seviyelerini düzenliyor
Günde 100 gr karabuğday tüketen 805 Çinli üzerinde yapılan bir araştırmada kan yağları düzeyleri incelenmiştir. Düzenli olarak her gün 100 gr kara buğday tüketen Çinlilerin kapl damar sağlığı açısından kolesterol ve LDL seviyelerinde düşüş gözlemlenirken HDL seviyelerinin ise yükseldiği tespit edilmiştir. İçeriğindeki yüksek magnezyum sayesinde ise kan basıncının düzenlenmesine yardımcıdır.
Şeker hastalığı riskini düşürüyor
3600 kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; haftada 3 kez tam tahıl ürünü tüketen kadınlarda haftada 1 kez tam tahıl ürünü tüketen kadınlara göre şeker hastalığına yakalanma riski 21 kat daha fazla bulunmuştur.
Damar yapısını güçlendirir
İçeriğinde bulunan quarsetin ve diğer bioflavonoidler sayesinde kılcal damarları güçlendirerek morarma, varis ve hemoroide karşı koruyucu etkiyi arttırır. Rutin kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda LDL ve histamin üretimini azaltır. Histamin üretiminin azaltılması alerji ve yiyecek intoleransında iyileşme sağlar.
Safra taşı oluşumunu engelliyor
American Journal of Gastroenterology dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre kara buğday gibi çözünmez posa kaynaklarının sıklıkla tercih edilmesi ve çözünmez posa tüketiminde 5 gr lık artışın safra taşı oluşumunu %10 azalttığı gözlemlenmiştir.