Domates salata ve yemeklerde kullandığımız en lezzet verici besinlerden birtanesi. Tek bir döllenmiş tohumdan gelişmesi nedeniyle meyve olarak değerlendirmek mümkün fakat çoğumuz sebze olarak biliyor.
Domatesi sebze olarak görmemezin ana nedeni ise sanırım tatlı olmaması. A ve C vitaminiyle birlikte folik asit, potasyum ve likopenden de oldukça zengin bir kaynak. Fakat bütün bir domatestense parçalanması veya pişirilmesi ile içeriğindeki likopen miktarı artıyor. Hele bir de yağ ilave edildiğinde çözünürlüğü artarak vücuda daha yararlı bir hal alıyor. Kendi antioksidan gücü yanında ise vücutta C ve E vitamini gibi antioksidan vitaminlere de yardımcı olarak etkisi arttırmaya destek oluyor.
Hergün, geçen her dakika giderek yaşlanıyor ve yoruluyoruz. Peki ana sebep nedir? Bizi yaşlandıran ve ömrümüzü kısaltan asıl nokta serbest radikaller. Yapılan çalışmalar serbest radikallere karşı koyabilecek en önemli güçlerden birinin antioksidanlar olduğunu savunuyor. Serbest radikaller, düzensiz, kararsız, yıkıcı, saldırgan ve paslandırıcı moleküller. Vücuda çeşitli yollardan her gün zarar verirken yaşlanma sürecini hızlandırıyorlar. Alkol, sigara, kullanılan ilaçlar, ateşte pişmiş gıdalar, zararlı kimyasallar, gıdalardaki katkı maddeleri, güneş ışınları, ozon gazı ve kirli hava ile daha çok serbest radikal üretimine yol açıyor. Bazı yaşlanma uzmanları, kişinin yüksek antioksidan seviyesine sahip olması daha uzun yaşayabileceğinin göstergesidir diyor.
Güneşin zararlı etkilerinden koruyor
Güneşte kaldıkça, doğrudan güneşe baktıkça hem büyüyüp gelişen hem de gergin, sert, parlak ve canlı bir görünüm olan domatesin muhtemelen bu şaşırtıcı özelliğinin sebebi de likopendeki sihir. Ve aynı durumun bizim için de geçerli olabileceğini düşündüren pek çok bulgu mevcut. Likopen yağlı dokularda fazlaca miktarda biriken bir maddedir. Eğer domates ve domates ürünlerini bolca tüketirseniz cildinizdeki likopen miktarı da artacaktır. Likopen yoğunluğu yüksek bir cilt, güneş ışınlarından daha az zarar görmektedir. Hayfa Tıp Merkezi araştırmacılarından Dr. Michael Aviram domates ve domates ürünlerinde bol miktarda bulunan likopenin, özellikle güneş ışınları ile ilişkili cilt kanserlerinden korunmada etkin olduğunu gösteren çalışmalar yapmaktadır.
Menopoza bağlı yan etkileri azaltıyor
Nutrition Journal’da yayınlanan bir çalışmada menopoz dönemindeki 93 kadına 8 hafta boyunca günde 2 bardak domates suyu içirilmiş ve durumları incelenmiştir. Kaygı, ateş basması, terleme, sinirlilik gibi belirtilerin azaldığı öne sürülmüş ve domates suyundaki gamma-aminobütirik asit gibi kimyasalların östrojene benzer etki gösterebildiğini öne sürmüştür. Yine menopoz dönemindeki kadınlarda kolesterol düşürücü etki de gösterebildiği üzerinde durulmuştur. bardağı kadar domates suyu günlük A vitamini ihtiyacının %20 sini karşılarken, yeni hücre yapımına da bu sayede destek olur. Sıkılaşma ve iyileşme sürecinde sıklıkla yararlanılması gereken bir kaynak olarak değerlendirilmelidir.
Kalbi koruyor
Yapılan bir çalışmada, likopenin orta yaş ve üzerindeki kadınlarda, kalp hastalığını %33 azalttığı görülmüştür. Söz konusu çalışmada koroner risk faktörleri incelenmiş; yüksek kolesterol ve hareketsizlik sorunu olanlar arasında kanlarında yüksek miktar likopen bulunan kadınların %33 daha az kalp-damar hastalığı riski taşıdıkları tespit edilmiştir.
Nasıl ve ne kadar tüketmeliyiz?
Likopenin en zengin kaynağı ise domates suyu ortalama bir su bardağı domates suyunda 20 mg likopen bulunuyor ki likopen için önerilen günlük alım düzeyi 25-75 mg. Tüm bu saydığımız faydalardan yararlanmak ve daha genç bir vücut için hergün 1-2 su bardağı kadar tercih etmeyi ihmal etmeyin. Fakat hazır olanlarda sodyum ve tuz oranı da yüksek olabileceğinden etiket bilgisi mutlaka okunmalı ve değerlendirilmelidir.
- Bu yazı tamamen kişisel düşünce paylaşımı olup tıbbi tavsiye niteliği taşımaz
- Bu bilgiler hastalığı tedavi edici değildir, sadece koruyucu önlemlerdir. Hastalığınız varsa doktorunuza danışınız.