23.11.2015 - 13:53 | Son Güncellenme:
www.ailebebektv.com merak ettiğiniz tüm soruları Prof. Dr. Nilgün Turhan'a sordu, işte cevaplar...
Tüpbebek denemelerinde başarısızlığın nedenleri nelerdir?
Tüp bebek tedavileri yaklaşık % 60 oranlarında gebelikle sonuçlanırken bazı çiftlerde tekrarlayan tüp bebek uygulamalarına rağmen gebelik elde edilememekte. Bunun nedeni iyi kaliteli embriyo yani döllenmiş yumurta transfer edilmesine rağmen gebe kalamamaya veya her seferinde embriyo kalitesinin kötü olmasına bağlı olabilir.
Gelişen embriyo sayısı ve kaliteleri pek çok faktöre bağlıdır. Tekrarlayan kötü embriyo kalitesinin nedeni genelde yumurtalara bağlıdır. Genç hastaların yumurtalarında kromozom bozukluğu bulunma riski daha düşüktür ve gebelik sonuçları daha iyidir. Buna rağmen embriyolarının yaklaşık %20-40'ında kromozomal bozukluk vardır (anöploidi).
Yaş ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesi düşmekte ve embriyolarda kromozom bozukluğu bulunma riski artmaktadır. Bir diğer faktör ise spermin kalitesidir. Özellikle morfolojik olarak ciddi problemleri olan spermler ile yapılan işlemler sonucu gelişen embriyoların daha az kalitede olduğu bilinmektedir. Özellikle azospermik erkeklerden testislerden alınan olgunlaşmamış (spermatid) spermler ile dölleme yapıldığında embriyo kalitesi kötüdür ve bu embriyoların transferi ile gebelik elde edilme şansı düşüktür.
Bu nedenle mikroenjeksiyon için en iyi spermlerin seçilmesi çok önemlidir. Son zamanlarda kullanılmaya başlanılan ve yüksek büyütme ile en kaliteli spermin mikroskop ile çok büyütülerek seçilebilmesine imkan sağlayan IMSI sistemi, merkezimizde kullanılmakta ve sperm problemi olan infertil çiftlerimizde kaliteli embriyoların gelişmesine ve daha yüksek gebelik oranları elde etmemize imkan sağlamaktadır.
Embriyo kalitesi düşükse ne yapmak gerekir?
Embriyo kalitesi kötü olan çiftlerde herhangi bir kromozom anormalliği yönünden genetik inceleme yapmak gerekir. Bazen kadında veya erkekte dengeli olarak taşınan kromozom bozukluklarına (translokasyon) rastlanabilir. Bu gibi durumlarda oluşacak olan döllenmiş yumurtaların %80’inden fazlası anormal veya taşıyıcı olacaktır. Kadın ve erkeğe ait genetik bir problem saptandığında veya embriyolarda yüksek olasılıkla kromozom bozukluğu olmasından şüphe ediliyor ise yeni bir tüp bebek tedavisinde mutlaka preimplantasyon genetik tanı yöntemi uygulanmalıdır.
Böylece bu yöntem ile uygun embriyoların seçilerek anne rahmine yerleştirilmesi ve sağlıklı bir gebeliğin elde edilmesi mümkün olacaktır. Kadın yaşının 37'nin üzerinde olması, erkeğin sperminde DNA bozukluğunu düşündüren bir semen örneği olması, tekrarlayan tüp bebek tedavilerine rağmen gebelik elde edilememesi gibi durumlarda kadın ve erkeğin periferik karyotip tetkiki normal olsa dahi yeni bir tüp bebek tedavisinde PGT yöntemi uygulanmalıdır.
Embriyoların gelişimi ve kalitesini artırmak için kullanılan yöntemler var mıdır?
Genetik herhangi bir problemi olmayan ancak tekrarlayan kötü embriyo kalitesi olan hastalarda çeşitli yöntemler denenmekle birlikte bunların etkinliği ve/veya güvenilirliği halen tartışmalıdır. Bazen tekrarlayan uygulamalarda embriyoların yavaş geliştiği ve kalitesinin iyi olmadığı görülür. Bu sorunu yaşayan çiftlerde ‘endometrial ko-kültür' yani ‘rahim içi doku kültürü' kullanılması önerilmektedir.
Kadınlarda adetin 21'inci günü rahimden alınan küçük bir doku örneği, laboratuvar koşullarında üretilerek doku kültürü oluşturulur ve embriyoların bu doku içinde gelişmesi sağlanır. Embriyo gelişimi için gerekli olan büyüme faktörleri, proteinler ve besleyici maddeler yönünden oldukça zengin olan bu doku kültürü embriyonun gelişimini desteklemekte ve bu ortamda gelişimini sürdüren en iyi embriyoların seçilerek ileri günlerde (örneğin 5. gün) anne rahmine yerleştirilmesi ile gebelik şansı artmaktadır.
Zona (embriyo dışındaki zar) kalınlığının normalin üstünde olması implantasyon oranını düşürmektedir. İn-vitro kültür ortamları veya in-vivo yaşlanma zonanın kalınlaşmasına sebep olabilir ve zonanın yırtılması engellenir. Zona pellusidada mekanik veya kimyasal olarak transfer öncesi küçük bir açıklık oluşturulması “embriyo hatching” tekrarlayan başarısızlıkta implantasyon ve gebelik oranlarını arttırmaktadır.
Blastokist transferi ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi gebelik şansını artırır mı?
Tüp bebek tedavisinde embriyolar genellikle 2-8 hücre aşamasında (2-3 gün) rahime transfer edilmektedir. Embriyoların kültür süreleri 5. güne kadar uzatılarak blastokist hücreleri elde edilebilir. Blastokist hücreleri canlılığını ispatlamış rahime tutunma ihtimali yüksek hücrelerdir. Genel olarak “blastokist transferi” gebelik oranını artırır.
İleri araştırmalarda çiftlerin bağışıklık sistemine ait bir sorun tespit edilirse, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve embriyonun yabancı bir madde olarak algılanarak reddedilmesini önlemek için ‘immunglubulin tedavisi' uygulanabilmektedir. Belli dozda immunglobulin, planlanan bir tüp bebek tedavisinden önce hastaya uygulanmaya başlanmakta ve gebelik oluştuğunda da aralıklarla belirli bir gebelik haftasına kadar kullanılmaktadır.
Sitoplazma transferi, embriyo yapıştırıcı (embryo glue) ve destekli yuvalama gibi bu tür yöntemlerin başarıyı artırdığına dair henüz yeterli kanıt yoktur.
ERA testi nedir?
ERA (Endometrial Receptivity Assay) testi iyi kalite embriyo elde edilmesine karşın gebelik gerçekleşmeyen ve altta yatan nedenin açıklanamadığı hastalar için uygulanabilecek bir yöntem. Testin uygulanması düşünülen hastalardan normal adet düzeni sırasında veya hormon ile uyarılmış bir tedavi sürecinde belirli bir günde rahim iç dokusundan küçük bir örnek alınır. Bu örnek doku genetik olarak analiz edildikten sonra rahim iç dokusunun embriyonun tutunmasına elverişli olup olmadığı tespit edilir. Sonuçta bu sonuçlara göre embriyo transfer günü belirlenir.
G-CSF (Granulocyte colony-stimulating factor) embriyo kültür sıvılarına eklenmesi ile gebelik ve düşük oranları araştırılmış, bazı çalışmalarda implantasyon (embriyonun tutunması) ve canlı doğum oranlarında artış olduğu gösterilmiştir. Tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları olan hastalarda damardan verilerek veya ince endometrium (embriyonun tutunduğu rahim iç duvarı) olan hastalarında rahim iç duvarının G-CSF sıvısı ile yıkaması sonrası gebelik oranlarının arttığı bildirilmektedir. Ancak bu çalışmaların bilimsel sonuçları yeterince güçlü olmadığı için ek çalışmalara gerek vardır.
Embriyo bölünme ve gelişimi üzerinde etki eden önemli faktörlerden biri de kuşkusuz laboratuarda en son teknikleri ve yöntemleri uygulayan embriyolog ve biyologların bilgi ve deneyimleri yanında embriyoloji laboratuarının yüksek teknolojiye sahip olmasıdır.
Sonuç olarak tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının bilinen ve bilinmeyen nedenleri olmakla birlikte tüp bebek yönteminde her geçen gün gelen yenilikler birçok kez tedavi denemiş ve gebe kalamamış çiftlerde umutlarımızı ve başarı oranlarımızı artırmaktadır.