Geçen hafta bu köşeden sizlerle paylaştığım yazıyı okuyan bir okurum mesaj atmış:Geçen hafta bu köşeden sizlerle paylaştığım yazıyı okuyan bir okurum mesaj atmış:
“Adil Bey, uzun süredir gayet olumlu giden bir ilişkim var. Olumlu derken, adam son derece efendi ve düzgün bir insan, bana karşı son 1 senelik süreçte hiçbir kaba davranışı olmadı bilakis her zaman beni mutlu etmeye çalışıyor ve emek veriyor. Üstelik aileme de kendini sevdirdi ve annem onu benden daha çok seviyor. Geçen yaz bana evlilik teklif etti ve ben de hiç düşünmeden kabul ettim. Buraya kadar her şey gayet güzel, şimdi siz diyeceksiniz ki, sorun nerede? Sorun şu ki, ben aslında ilişkimizin en başından beri ona aşık değilim, mesela benimle tanışmak isteyen oydu ve tanışmak için bazı ortak arkadaşlarımızı bile devreye sokmak zorunda kaldı, her yolu denedi tanıştık ve bana öyle bir ilgi gösterdi ki ona evet demek zorunda kaldım, bana kendimi bir prenses gibi hissettirdi ve beni mutlu etmeyi başardı fakat benim ondan önceki eski sevgilim beni çok üzen ve kötü davranan bir adam olmasına rağmen ben hala ona aşık olduğumu hissediyorum. Kıyasladığım zaman ikisinin arasında asla bir kıyas olamaz, birisi son derece efendi ve kibar bir adam diğeriyse son derece serseri ve karakter olarak berbat bir adam. Mantıklı olan şu anda birlikte olduğum adamla huzurlu bir evlilik yapmaktır ama ben hala eski sevgilimi düşünüyorum ve arada sosyal medyadan onu gizlice takip ediyorum, merak ediyorum, aklım genelde onda.
Evet sen sorunlu birisin dediğinizi duyar gibiyim ama size sorum şu: Sizce bu adamla evlenmek beni mutlu eder mi? Çünkü duygularım yeterli değil ve mantık evliliği beni mutlu edecek mi işte bunu tam olarak kestiremiyorum, emin olamıyorum, bu konuda bana sağlıklı yol gösterebilecek tek insan sizsiniz, lütfen yardımcı olun…”
Bu mesajı okuyunca erkeksi bir içgüdüyle ilk olarak şunu düşündüm: Okurumun şu anda ilişki yaşadığı o efendi adamın yerinde olmak istemezdim. Nokta.
Bir kadını mutlu etmek için her şeyi yapıyorsun, mutlu ettiğini sanıyorsun ama o zihninde hala eski sevgilisini düşünüyorsa bu bir erkek için son derece acı verici bir olaydır, travmalara bile neden olabilir. Dolayısıyla ilk aklıma gelen buydu.
Öte yandan, kimse böyle bir durumdan dolayı okurumu yargılayamaz; çünkü bir yanda onu mutlu etmek için elinden geleni yapan bir adam var ve okurumun ona karşı duyguları olduğundan eminim. Sol köşede ise eski sevgilisi var ve muhtemelen onunla da uzun ve adrenalin dolu bir ilişkisi oldu dolayısıyla onunla yaşadıklarını unutamıyor. Onu çok iyi anlıyor olmamın en büyük sebebi ise şuydu: Kadınlar hiçbir zaman uslu ve efendi çocukları sevmezler. İşte bundan adım kadar eminim.
Biraz didişmek, biraz heyecan yaşamak ve oldurmaya çalışmak her kadına heyecan verecektir, dolayısıyla serseri ruhlu adamlar genelde onlara daha çekici geliyor.Buradan baktığımız zaman görüyoruz ki, okurum yaşadığı eski heyecanları özlemişti.
Bu yazımı okuyanlar arasında, benzer durumları yaşayan insanlar olabilir. İlişkimde mutluyum ama yeterince heyecan yaşamıyorum sizce ben mutlu olabilir miyim diye soranlar olabilir. Ya da şu durum: “Ailem çok istiyor ve bu adamın benim için en doğru insan olduğunu düşünüyorlar, sizce bu mantık evliliğinden mutluluk çıkar mı?”
Bu noktaları biraz değerlendirelim:
- Öncelikle yaptığım analizlerde şunu gördüm, iki insan birlikte eğlenemiyorlarsa KESİNLİKLE MUTLU BİR EVLİLİK yapamıyorlar. Nokta. Şu anlama geliyor: birlikte gülmek, birlikte çocuklaşmak, birlikte şımarmak, hatta birlikte salaklıklar saçmalıklar yapmak, hiç utanmadan sıkılmadan içindeki çocuğu birbirine gösterebilmek ve bu durumlardan birlikte keyif almak. İşte bunlar iki insanı birbirine çok fena bağlıyor ve dışarıdan kimse böyle bir bağı bozamıyor. Demek oluyor ki, başka insanların ne düşündüklerine bakmayın, eğer siz partnerinizle eğlenemiyorsanız ve onun yanında sıkılıyorsanız bu kesinlikle mutlu bir evliliğe gitmez.
- Eğlenmek yeterli midir? Elbette hayır. Siz bir arkadaşınızla da çok eğlenip sürekli görüşmek isteyebilirsiniz ama bu onunla ilişki yaşamanızı gerektirmez. Onu arkadaş olarak gördüğünüz için ilişki yaşamayı aklınızdan bile geçirmezsiniz, bunun en büyük sebebi cinsel manada ona karşı hiçbir şey hissetmiyor olmanızdır. Bu nokta çok önemli, cinsellik evlilikleri ayakta tutan formüllerin başında gelmektedir ve yerine asla başka şeyler konamaz. Şunu diyenler olabilir, 70 yaşında çiftlerin arasında cinsellik mi kalır? Hemen yanıtlayalım: O yaştaki insanların ilk ihtiyaçları cinsellik değildir; sağlıklarının yerinde olması öncelikli konudur. Oysa 35 yaşında bir kadını düşünelim, eşiyle arasında hiçbir cinsellik yok veya var ama ten uyumu yok, yatakta asla tatmin olamıyor. Bu durumda, bu kadının hayatında cinsellik önemli midir değil midir? Bizim toplumumuzda cinsellik büyük bir tabu olduğu için bu kadın muhtemelen cinsel ihtiyaçlarından dolayı kendini suçlu hissedip böyle bir konu yokmuş gibi davranabilir oysa yapılması gereken eşiyle birlikte cinsel terapi almalarıdır. Aralarında cinsel sorunlar varsa tespit edilip çözülür, ayrıca bu yöntem sorunlar yokmuş gibi davranmaktan iyidir. Evli olmayan, evlilik öncesi ilişki sürecinde cinsellik yaşayan ve sevgilisiyle arasında hiçbir cinsel uyum olmayan insanlara ise şunu söylemek istiyorum, evlenince aniden aranızda mükemmel bir cinsel uyum olacak diye düşünmeyin çünkü öyle bir şey olmayacak, sihirli değnek yok! Evlenmeden cinsel terapi almaya çalışın ve partnerinizle aranızdaki cinsel uyumsuzluğu çözün.
- Birlikte eğleniyorsunuz, cinsel uyumunuz harika fakat hayata bakışınız çok farklı. İşte bu da ciddi bir problemdir. Mesela partneriniz diyor ki: “Bizim kültürümüzde kadın evlenince çalışmaz, evinde oturur, hatta bakkala bile gidemez, söz olur laf olur mahallede herkes benimle dalga geçer, adama bak karısını dışarı çıkartıyor derler! Biliyorum, şöyle diyorsunuz: Hala böyle insanlar var mı? Ben 9.000 vakada çalıştım, size diyorum ki 300 yıl öncesinde yaşayan insanlar gördüm, kadın dışarı çıkamaz, gezemez ve asla çalışamaz diyen insanlar sizin sandığınızdan çok daha fazla sayıdalar ve kendi dünyalarında gayet mutlu mesut yaşıyorlar. Partnerinizle aranızda böyle büyük zihniyet farkları olduğunu düşünüp, “evlenince bu adam daha anlayışlı olacaktır” veya “aramızda kültür farkı var ve ailelerimiz hiç benzemiyor ama biz çok aşığız” falan gibi şeyler düşünüyorsanız size geçmişler olsun! Kendinizi kandırmaya devam edin! Buradan mutlu bir evlilik çıkmaz…
- Sosya ekonomik koşullarınızın farklı olması ve kültürel uyuşmazlık ne kadar önemliyse aileler arasındaki uyum da bir o kadar önemlidir. Örneğin bazı vakalar şöyle oluyor: Aileler tanışma faslında bazı gerginlikler yaşamışlar ve bir daha asla sağlıklı bir iletişim olmamış, aralarında sessiz bir gerginlik hüküm sürüyor. Bu durumda patlamaya hazır bir dinamit gibi ilişkinize devam edersiniz. Sakın şöyle düşünmeyin: Ailelerimiz asla karışmazlar. Burası Türkiye! Ailelerin hiç karışmadıkları bir evliliğe ben hiç şahit olmadım, kadın erkek ilişkileri üzerine ilişki koçu olarak 10 senedir çalışıyorum ve ben böyle bir vaka görmedim. Dolayısıyla iyi veya kötü anlamda aileler her zaman bu evcilik oyununun içerisinde yer alırlar.
Yukarıda size 4 madde aktardım, bu maddelerin ışığında bazı yan etkiler de var, örneğin maddi konular. Partneriniz eğer çok cimri biriyse evlenince birdenbire cömert bir insana dönüşmesi imkansızdır, dolayısıyla her zaman cimri davranmaya devam eder ve ödemeleri size yaptırır. Bu tip huylar değişmez, cimri olması sizi rahatsız etmiyorsa o zaman idare edersiniz, problem yok.Bu noktalardan hangileri sizin için en önemlileri? Bunları tespit edin ve şu anda bir ilişkiniz varsa ve evliliğe doğru yol alıyorsanız, sizi rahatsız eden maddeleri idare etme şansınız var mı işte bunu iyice düşünün, adeta bir çeşit yatırım analizi yapar gibi detaylı düşünün. Aramızda bazı ciddi uyumsuzluklar var, hadi bir iki tanesini belki ama hepsini edemem! diyorsanız evlilik konusunu iptal edin demiyorum, size daha pratik ve akılcı bir çözüm öneriyorum:
- Evliliğe giden süreci uzatın!
Nikaha 3 ay kaldıysa, bunu erteleyin ve bir süre daha birbirinizi yakından gözlemleyin, çünkü boşanmaların bu kadar çok olduğu bir dönemde evlilik kararı aceleye gelmez. Okurumdan gelen mesaja dönecek olursak, şu andaki ilişkisini evliliğe götürme konusunda beklemesini tavsiye ettim. En az 6 ay daha ilişkinize devam edin ve sakın bu psikoloji ile evlenmeyin yoksa ölü doğan bir evlilik olacaktır dedim. Eski sevgilisi ise onu asla mutlu etmeyecektir, bu sadece bir saplantı.
Yine de eski sevgilisi bir işe yaradı: Şu andaki partnerine güçlü duygular beslemediğini eski sevgilisi sayesinde öğrenmiş oldu…
Kendinize iyi bakın,
Sevgiler,
Adil Yıldırım