24.12.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:
Coşkun Ergül - Aslıhan Altay Karataş / Hemen hemen hepimiz Copyright’ın baş harfi olan © sembolünü biliriz. Dijital çağda telif hakkı bambaşka bir boyut kazandı. Uçsuz bucaksız internette telif hakkının peşine düşmek ve korumak adına dünyada çok önemli adımlar atılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi yetkilileri, dijitalleşmenin giderek arttığı dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de kişisel verilerin korunması konusunda neler yapıldığı, hangi önlemlerin alındığı veya alınabileceği ile dijital telif yasası konularında sorularımızı yanıtladı.
AB yeni kurallar getirdi
Yetkililer, AB’nin, medya içeriğine erişimin dijital mecralara kayması ve bunun basın üzerindeki ekonomik etkisini de dikkate alarak, 2019 yılında yürürlüğe giren Dijital Tek Pazarda Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Direktifiyle, “dijital platformlar ile medya içeriklerini oluşturanların haklarını ve bu kişilerin söz konusu içerikleri toplayan, endeksleyen hizmet sağlayıcılar ile arasındaki ilişkileri düzenleyen” yeni kurallar getirdiğini vurguluyor.
Yapılan bu düzenleme ile lisanssız kullanımların engellenmesinin amaçlandığını ifade eden Ofis yetkilileri, “Direktif’in yürürlüğe girmesiyle, Google ile basın yayıncıları arasında çeşitli AB ülkelerinde uyuşmazlıklar ortaya çıktı, para cezaları verildi, sonunda da Google, Avrupa’da 300’den fazla medya kuruluşuyla müzakerelere başlamak durumunda kaldı. Direktif 2019’da yürürlüğe girdiği hâlde, Google istisnalardan faydalanarak bir süre telif ödemesi yapmaktan kaçındı, ancak bu stratejisini para cezası verilince değiştirdi” diyor. Google’ın lisans ödemesi yapmamasının, sadece AB’de değil, Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde de sorunlara sebep olduğunu belirten Ofis yetkilileri, “Google başlangıçta anlaşma yapmaya yanaşmadı, ilgili hükümetler de Google’ın sunduğu hizmetin ülke genelinde engellenmesi yahut reklam verilmemesi gibi caydırıcı ihtimalleri değerlendirdi; Google bunun üzerine anlaşma yoluna giderek yeni düzenlemelere uygun hareket etmek zorunda kaldı” diyor.
“Ülkemizde de en kısa zamanda hayata geçirilmeli”
Ofis yetkilileri, Türkiye’de gidilebilecek uygulamayı ise şöyle açıklıyor: “Türkiye’de de benzer nitelikteki mevzuat uygulamaya konularak, basın yayıncılar ile dijital platformlar arasındaki ilişki daha sağlıklı şekilde kurulabilir. Dijital platformların yayıncıların haklarını ihlal etmesi ve gönüllü anlaşmalar yapmaması durumunda zorlayıcı mekanizmaları içinde barındıracak şekilde hazırlanması gerekir. Ülkemizde fikir ve sanat eserleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunuyor ancak, Direktif’teki kurallara benzer mekanizmalar FSEK’te yer almıyor. Ülkemizde basın yayıncılarının haklarını koruma altına alan bu yönde bir düzenleme henüz bulunmadığı için Google veya benzer dijital platformlarla herhangi bir müzakere süreci de başlamış değil. Basın yayıncıların, çevrim içi platformlara karşı haklarını güvence altına alacak ve tüm paydaşların, oluşturulan katma değerden paylarını hakkaniyetli şekilde alabilmeleri için uzlaşmacı çözüm ve denge mekanizmalarını içerecek düzenlemeler ülkemizde de en kısa zamanda hayata geçirilmeli. Bu amaçla, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ile birlikte, FSEK’te gerekli değişikliklerin yapılmasına yönelik 2022’de başlayan çalışmalarımız sürüyor.”
83 medya kuruluşu Meta’ya dava açtı
Dijital Dönüşüm Ofisi yetkilileri Meta’nın Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi platform kullanıcılarının kişisel verileri bakımından gerçekleştirdiği sistematik ve büyük hacimli işleme faaliyetlerinin kişiselleştirilmiş reklamların tasarlanması ile sunulmasının, Meta’ya haksız avantaj sağladığı ve bunun sonucunda rekabetin bozulduğu iddiasıyla 83 medya kuruluşunun Meta’ya dava açtığını belirterek, medya kuruluşlarının, “Meta’nın kişisel verileri kullanıcıların açık rızalarını almadan işlediğini ve kişisel verilerin korunması kurallarını da ihlal ettiğini” ileri sürdüğünü ifade ediyor. AB Adalet Divanı’nın, Meta ile Alman Rekabet Otoritesi Bundeskartellamt arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak 4 Temmuz 2023’te karar verdiğini belirten yetkililer, üye ülkelerin rekabet kurumlarına, “şirketlerin durumlarını kötüye kullanıp kullanmadıklarını tespit etmek üzere başlattıkları soruşturmalarda, kişisel veri ihlaline sebebiyet verebilecek olguların bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi” tanındığını kaydediyor. Kararda; veri kullanımının söz konusu olduğu haksız rekabet soruşturmalarında, rekabet kurumları ile kişisel verileri koruma otoriteleri arasında iş birliği sağlanmasına dikkat çekiliyor.
“Dijital telif konusunda çifte standart var”
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman: Berlin, Londra, Paris, Washington hangi dijital telif normunu uyguluyorsa, Ankara da o normları uygulamalı.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif konusunda çok açık bir çifte standart olduğunu ve bunu asla kabul etmediklerini vurgulayarak, “Emek kutsaldır ve saygı duyulmalıdır. Aksi takdirde medeniyetimizin kazanımları tartışmaya açılacaktır. Sorun ciddidir ve büyüktür” ifadesini kullandı. Yayman, bu konuda düzenleme eksikliği olduğuna işaret ederek, “Bizim telif hakları kanunumuz eskimiştir, üzerinden 70 yıl geçmiş olan bir kanundan bahsediyoruz. Bunun yeniden düzenlenmesi konusunda toplumsal bir ihtiyaç var,” dedi. “Bu konuda emek üreten, içerik üreten insanların ihtiyaçları var,” diyen Yayman, Dijital Mecralar Komisyonu olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Komisyon Başkanı Yayman; haberi, bilgiyi veya eseri üreten kaynak ile bunu ücret ödemeden kullanan ve çoğaltan ulusaşırı dijital platformlar arasında yeni bir sözleşme yapılmasının önemine işaret etti. “Bu sözleşmenin adı da dijital telif yasasıdır,” ifadesini kullanan Yayman, “Politik tavrımız nettir; Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Avusturya’da, Amerika’da ne varsa Türkiye’de de bu olmalıdır. Dijital ağlar Berlin, Londra, Paris, Washington’da hangi dijital telif normunu uyguluyorsa, Ankara’da da o normları uygulamalıdır. Avrupa Birliği normlarının işlemesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.