04.11.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
‘Para etmesi’ ayrı ama yaratıcılık bunun neresinde?
Raffi Portakal
Portakal Kültür ve Sanat Evi Yönetim Kurulu Başkanı
“Sanat dediğimiz şey, eski Mısır’dan günümüze bir ifade biçimidir. Bu ifade biçimi, sanatçının belki iki dakika sonra aynısını tekrarlayamayacağı bir stimülüsle birlikte gerçekleşir. Fakat yapay zeka dediğimiz şey nedir? İnsanoğlunun yarattığı geçmişe dair hafızanın doldurulduğu müthiş bir sistem. Önünde sonunda bazı uzmanların bir araya gelip ortak akılla geliştirdiği bir algoritma. Peki yaratıcılık bunun neresinde? Bilemiyorum, ileride kreatif düşünceyi de yapay zekaya dahil edebilirlerse bir anlamı olabilir. Fakat ‘para etmesi’ ayrı bir konu… Sanat piyasası denen bir dünya var. Bir de onu meydana getiren aktörlerin önde gelenleri olan koleksiyonerler veya meraklılar. Bu olayda alıcının psikolojisi ve amacı çok önemlidir. Acaba neden satın aldı? Yatırım amaçlı mı, koleksiyonuna değişik bir boyut katma amaçlı mı bilemiyoruz. Ama unutmayalım, müzayede evinin üst limit olarak düşündüğü 10 bin doları bir kişi tek başına artıramaz. Demek ki birçok meraklı, fiyatı buraya kadar tırmandırmış. Yapay zekanın ürettiği işlere gelecekte ne olacağı sualine en sağlıklı cevabı ‘zamanın’ vereceğini söylemeliyiz.”
“İşin kendisi vasatın altında”
Refik Anadol
Medya sanatçısı
“Bu satış kesinlikle sanat dünyası için iyi bir haber. Tek sorun işin kendisinin vasatın altında olması. Aynı algoritmayı geçen sene “Arşiv Rüyası” projesinde kullanarak gerçeğe yakın/ alternatif bir gelecek fikri ile SALT Araştırma’ya ait 1.7 milyon belgeyle birçok çıktı almıştım. Algoritmanın hazır parametrelerinin dışında bir resimsel çıktı için haftalarca gece gündüz uğraşmıştım. Fakat bu iş, böyle sanatsal bir süreç yerine algoritmayı olduğu gibi yorumsuz kullanıyor olmasıyla yapay zekayla iş üreten birçok sanatçıyı hayal kırıklığına uğrattı. Bununla birlikte yapay zekanın sanat piyasasındaki yeri güçlendi, bir nevi onaylandı. Makine zekasının sanatçı için bir araç ve bazen de araçtan öte olduğunu düşünüyorum.”
“Akıllıca ve spekülatif bir saldırı”
Bager Akbay
Sanatçı-Eğitmen
“Bu eseri kavramsal sanat eseri olarak görmek işimizi kolaylaştıracaktır. Tekniği kabaca şöyle anlatabiliriz. 2 yazılım yazalım; birincisi son beş yüzyıldır üretilen portreleri incelesin ve onlara benzer bir portre üretmeye çalışsın, ikinci yazılım ise bu üretilen portre o eserlere benziyor mu diye kontrol etsin. Benzediğine karar verirse bize bu sonucu göstersin. “Bu işi yapay zeka yaptı” demek, bir fotoğrafın sahibinin fotoğraf makinesi olduğunu iddia etmeye benziyor. Fiziksel değil zihinsel bir emek var. İşin açık artırmayla yüksek bir bedele satılması hikayeyi ilginçleştiriyor, ama “Yeterince ilginç mi?” zamanla göreceğiz. Yapılan iş yeni değil, birçok örneği var, teknik olarak da giriş seviyesinde. Zaten müzayede evi, ilk yapay zeka eseri değil, açık artırmada satılan ilk eser diyor ama bu da doğru değil; Türk sanatçı Memo Akten’in benzer bir “makine öğrenme” işi daha önce açık artırmada 8 bin dolara satılmıştı. Bu olanları, Banksy’nin kendini parçalayan eseri ile gündeme gelen Sothebys’e karşı Christie’s müzayede evinin akıllıca uyguladığı spekülatif bir saldırı olarak görmek daha doğru olacaktır. Bu satış, yapay zeka ile üretilen eserlerin artacağını gösteriyor. Bir yazılım dünyadaki trendleri takip edip bir sonraki trendi tespit edebilir hale gelirse o zaman gündemi elinde tutabilme şansına sahip olabilir. Yani resimden ziyade spekülasyonun kendisini üreten algoritmaları görme ihtimalimiz var gelecekte.”
“Yapay zeka bu işte bir araç”
Ayşegül Sönmez
Sanatatak Kurucu Editörü
“Bu resmin sanatçısı bir robot değil; sanat ve yapay zeka arasındaki ilişkiyi araştıran Obvious adlı topluluk. Dolayısıyla insan elinin değmediği lakin insan elinin ürettiği bir kaynakla yapılan bir iş bu. Yapay zeka bu işte bir araç. Video, fotoğraf gibi bir araçtan farksız. Bunu tartışmak aslında geçtiğimiz yüzyıl başında Duchamp’ın bir hazır yapım olan pisuarı, sanat eseri olarak sergilemesini tartışmaya da benziyor. Robotları yapanların da insanlar, sanatçılar olduğu unutulmamalı! İşin yeni teknolojilerle veya yapay zekayla üretilmiş olması o işin eser statüsünü değiştirmiyor, değerini azaltmadığı gibi arttırmıyor da... Ama müzayede evlerinin spekülasyonu ne kadar sevdiğini biliyoruz. Yakın zamanda Banksy’nin kendi kendini yırtan eserinin Sothebys’de nasıl değerlendiğine şahit olduk.”
“Sanatçının aracı değil, işbirlikçisi”
Yasemin Elçi
Leica Gallery Direktörü
“Fotoğrafın icadı resimde yeni akımların ortaya çıkmasına yol açtığı gibi, yapay zeka ile üretilen sanat da yeni ifade biçimlerinin oluşmasına sebep olacak. Yapay zeka bu noktada sanatçının yalnızca bir aracı değil; işbirlikçisi olarak konumlanıyor. İnsana ve makineye ait özellikler birleşerek bir eser ortaya çıkıyor. Binlerce eser bilgisinden faydalanıp bir resim (yani yeni bir algoritma) üreten yapay zeka, burada insan ile ortak çalışmış durumda. Fakat Christie’s müzayedesinde satılan esere baktığımızda imza kısmında sanatçı kolektifinin adı yerine algoritma yazıyor. Bütün bunlar sanatçı tanımının sınırlarını da sorgulamaya itiyor. Burada telif haklarının nasıl şekilleneceği belirleyici unsur olacak.”
“Yaratıcılık tamamen gruba ait”
Server Demirtaş
Sanatçı
“Obvious’ın çalışmasını önemli kılan, yaratıcılığı taklit ettiği iddia edilen bir algoritma kullanarak üretilen ilk eser oluşu. Bu yaratıcılığın bir yapay zeka tarafından gerçekleştirildiğini söylemek biraz tuhaf olabilir. Yaratıcılık burada tamamen gruba ait. Sanatçıların da içinde bulunduğu grubun bu çalışmasının düşünsel olarak ilgi çekici olduğunu düşünüyorum. Sonuçta gördüğüm şey beni etkilememiş olsa da böylesi deneysel bir çalışmayı ilham verici buluyorum. Anlamlı olan, gözümüze iyi görünmeyen bu çalışmanın arkasındaki fikir aslında. Yapay zeka konusunda büyük ilerlemeler yaşanıyor. Sanat her dönemde gelişmelere tepkisiz kalmadı; bu yüzden önümüzdeki dönemde de şaşırmalarımız artacak gibi.”