08.10.2023 - 02:01 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA
CEYDA ULUKAYA- *Meme kanseri vakaları artıyor mu?
2020 yılı dünya kanser istatistikleri yayınlandığında yıllık meme kanseri sıklığının akciğer kanserini geride bırakarak birinci sıraya yükseldiğini gördük. Buna göre ülkemizde de meme kanseri sıklığı artmakla birlikte en sık görülen kanser türü hâlâ akciğer kanseri. Türkiye’nin 2013 ve 2018 kanser istatistik verileri incelendiğinde, özellikle 35-39 yaş grubunda meme kanseri insidansının (yıllık yeni vaka sıklığı) arttığını söyleyebiliriz.
*Neden daha genç yaşlarda görülme sıklığı arttı?
Öncelikle farkındalığın artması kanserin daha erken evre ve erken yaşta tespit edilmesini sağlamış olabilir. Bunun dışında genetik-epigenetik değişiklikler, sedanter yaşam tarzı, sigara ve alkol tüketimi rol almış olabilir. Ama net bilgi verebilmek için bu alanda geniş çaplı bilimsel araştırmaların yapılması gerekiyor.
*Erken teşhis halinde nasıl bir tedavi uygulanıyor?
Erken evre meme kanserinde temel hedef kanserli dokuyu cerrahi olarak çıkarmak. Sonraki hedef ise hastalığın nüksünü hormonal, akıllı hedefleyici tedaviler, immünoterapiler ve radyoterapi ile önlemek. Yalnızca cerrahi ve hormonal tedavi de uygulanan çok erken evre hastalarımız da oluyor.
*Yapay zeka destekli güncel teknolojiler erken teşhis konusunda fayda sağlıyor mu?
Yapay zeka destekli görüntülemenin meme kanseri tespitini yüzde 20 artırdığına yönelik makale yakın dönemde Lancet Oncology dergisinde yayınlandı. Araştırmacılar mamografi raporlanmasında, yapay zekanın radyoloji hekimine yardımcı araç olarak kullanılmasının hem kanserli vakaların tespit edilme oranını arttırdığını hem de iş yükünü yarı yarıya azalttığını gösterdi. Bu heyecan verici bir gelişme. Ama mamografi raporlamalarını tek başına yapay zekaya bırakmanın güvenilir olmayacağı ve mutlaka bir radyoloji hekimi kontrolünde yapılması gerektiğini söylemekte fayda var. Yapay zeka çok iyi bir yardımcı olabilir. Ülkemizde de birçok görüntüleme merkezinde yapay zeka ile ilgili pilot çalışmalar başladı. Birkaç yıl içinde görüntüleme merkezlerine tamamen adapte edilebileceğini söyleyebiliriz.
*Mamografiye erken yaşlarda başlanması koruyucu olur mu?
Türkiye’de 35-39 yaş arası meme kanseri insidansında artış, tarama yoğunluğunu artırmamızı gerektirecek kadar büyük değil. Ama birinci derece akrabada meme kanseri öyküsü olması kişiye özgü bir tarama planlaması gerektirebilir. Kadınların erken yaşlardan başlayarak kendi kendilerini muayene etme alışkanlığı kazanmaları çok önemli. Radyasyon maruziyeti riski nedeniyle erken yaşta mamografiden ziyade ultrason tercih ediliyor. Yakın dönemde bilim insanımız Canan Dağdeviren’in hepimizi heyecanlandıran elektronik sütyen buluşu ile günlük risksiz tarama önerisi de değerlendirilmekte. Özellikle yüksek riskli hastalarda pratiğe girebilecek bir buluş.
KADINLAR MEME KANSERİNİ NASIL FARK EDİYOR?
Kendi kendini muayene edenlerde çok erken evrelerde tümör tespiti oldukça fazla. Bazen banyo sırasında bazen kıyafet değiştirirken fark edilen kitle, bazen ayna karşısında fark edilen asimetri, meme başı çöküntüsü gibi şekil değişiklikleri, bazen meme başı akıntısı gibi şikayetler meme kanserinin tespit edilmesini sağlıyor. Ama en önemlisi bu gibi değişiklikler fark edilir edilmez doktora başvurulması gerektiğini bilmek. Kadınlar bu durumlarda erkenden doktora başvururlarsa çok erken evrelerde kanseri tespit etmek ve tamamen kurtulmak çok daha kolaylaşmakta.