01.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gizem Coşkunarda / gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
İstanbul İtfaiyesi üç asrı aşan bir tarihe sahip. Tulumbacı Ocağı’ndan bugüne kadar çeşitli evreler geçirdi ve bu hafta 303’üncü yaşını kutluyor. Geçtiğimiz ay da Los Angeles’ta düzenlenen, 65 ülkenin katıldığı 2017 Polis ve İtfaiye Oyunları’nda tüm rakiplerini geride bırakıp dünya şampiyonu olarak altın madalya kazandı. Dünyanın en iyi itfaiyesi unvanına sahip itfaiyecilerimizle Başakşehir’deki istasyonda buluştuk, ekiplerin bir gününü gözlemledik. İBB İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürü Hasan Karakaş’tan önemli bilgiler edindik...
İtfaiyeci olmak için nasıl bir eğitim alınıyor?
3-4 ay bir eğitim kapsamına sokuyoruz ama bu direkt itfaiyeci olmaya yetmiyor. Badi sistemimiz var. İki insan birbirine zimmetleniyor. Bu sistemle tecrübeli çalışan yanına atanan badisini de bir yıl içinde eğitiyor. Denenen kişinin performansı beğenilirse ön safhalarda göreve başlıyor. Diğer durumlarda geri hizmette görevini sürdürüyor.
Olaylara müdahale etme süreniz nedir?
NFPA (Ulusal Yangından Korunma Kurumu) standartlarına göre, yangına müdahale süresinin 5 dakika olması lazım. Bizim şu an olayın olduğu yere varış süremiz 5 buçuk dakika. 90 civarı normal istasyon ve 26 tane gönüllü istasyon, 3900 personel ve 851 araçla hizmet veriyoruz. Bizim tek derdimiz uygunsuz araç parkı. Hiçbir itfaiyeci yangından korkmaz. Biz gecikmekten korkarız. İhbardan sonra gündüz 30 akşam 45 saniye içinde aracın tekeri döner. Bazen 3 dakikada olay yerine varıyoruz ama yanlış araç parklarından binaya ulaşamıyoruz.
“İtfaiye ücretli değildir”
İtfaiye hangi olaylara müdahele eder? En sık kedi kurtarmaya gittiğinizi düşünüyorum.
Açıkçası gitmediğimiz hiçbir olay yok. Su baskınından, bina çökmesinden, kedi kurtarılmasına kadar. Bir hayat söz konusu ise kesinlikle itfaiye müdahale ediyor. Bazen anlaşmazlık da oluyor, kedi ağaca çıkıyor ve halk arıyor, “Ağaçta gelin kurtarın” diye fakat “Bu kedinin doğasında var iner” dediğimizde itfaiye işini yapmıyor diye lanse ediliyor. Ciddi bir olay olabilir ve biz asıl vakaya geç kalabiliriz.
Yılda kaç vaka oluyor ?
60 bine yakın itfaiye olayı var. 20 bine yakını yangın olayıdır.
Önemi olan kısa sürede müdahale etmeden önce tedbir almak, değil mi?
Kesinlikle haklısınız. Biz yılda en az 400 bine yakın kişiye gerekli eğitimi sağlıyoruz. Bu eğitimlerin aslında temel eğitim olarak okullarda verilmesi lazım. Vatandaşımız daha Alo 110’dan bizi aramayı bile bilmiyor. Hatta itfaiyeyi ücretli zanneden insanlar çok fazla. Para vereceklerini zannedip kendileri müdahale ediyorlar ve bilinçsiz müdahale yangının daha da büyümesine yol açıyor. Lütfen bunu belirtelim itfaiye ücretsizdir.
“En çok yangın sigaradan çıkıyor”
Yangınların en sık çıkış sebebi nedir?
En çok sigaradan kaynaklanıyor. Bu sene yüzde 43’ü sigaradan dolayı meydana geldi. Sigarayı, elektrik, baca, çocukların ateşle oynaması gibi yangınlar takip ediyor.
Yangın anında en sık yapılan hatalar nedir?
Bir binada elektrik saatlerinden kaynaklanan bir yangın çıktı. Çok sayıda kablo olduğu için merdiven boşluğunu duman kapladı. Bir anne kız panikle kapıyı açıp dumanların içinden kaçmaya çalıştı. Annesi 2-3 kat sonra dumandan yığılıp kalıyor ve kızı da 5’inci kattan panikle kendini camdan atıyor. Eğer gerekli eğitimi alsalardı kapılarını hiç açmaz evde oturup çaylarını içerlerdi. İtfaiye 5 dakikada olaya müdahale ediyor. Yapacağınız şey kapının altına ıslak bir havlu serip dumanın içeri girmesini engellemek.
“30 saniyede aracın tekeri döner”
Bir gününüz nasıl geçiyor?
İstanbul İtfaiye Teşkilatı, 24/48 esasına göre vardiya sistemi uyguluyor. Mesela sabah 10.00’da gelen arkadaşımız ertesi sabah 10.00’da çıkıyor. Lokallerimiz var. Bilardo, satranç masa tenisi oynarız. Kütüphanemiz var. Her gün spor yapma zorunluluğumuz var. Akşam 10’dan sonra da personel yatakhanede dinlenir. Tüm dinlenmeler gündüz 30 akşam 45 saniye içinde araçlarda olmak koşuluyla yapılır. Her olayın farklı aracı ve farklı ekibi var. Yangın kıyafetlerimiz araçların içinde durur. İhbar geldiğinde araçlara biner yolda giyiniriz.
Nasıl itfaiyeci olunur?
30 yaşını aşmamış, kadınlar için 160 cm, erkekler için 167cm boy sınırı ve boy kilo endeksi şartı bulunuyor. Adaylar KPSS sınavına girerek yeterli puanı aldıktan sonra spor yeterliliği için mülakata giriyor. İBB İtfaiye Daire Başkanlığı Avrupa Yakası İtfaiye Müdürü Hasan Karakaş bu mülakatın mesleği yapıp yapamayacaklarını ölçmek için önemli bir fiziksel etkinlik olduğunu söylüyor.
Öte yandan Karakaş 2011’den beri personel alımı yapamadıklarını dile getiriyor. Karakaş’ın anlattığına göre, mülakat yönetmeliği danıştay tarafından iptal edilmiş. O zamandan beri İstanbul İtfaiyesi 120 istasyonda 3904 personel ve 851 araçla hizmet veriyormuş. Mülakat yönetmeliğinin tekrar bakanlıktan geçmesini bekliyorlar. Çünkü 2013 yılında sadece KPSS puanıyla denemek için yaptıkları personel alımında yükseklik ve karanlık korkusu olan, hatta renk körü olan adaylarla karşılaşmışlar. Karakaş “Gelecek arkadaşın matematiği, yabancı dili iyi olabilir ama biz hayat kurtaracak korkularından arınmış insanlar arıyoruz. Bu yüzden yeni yönetmeliğin çıkmasını bekliyoruz eğer çıkarsa 3 bin boş kadroya alım yapacağız” diyor.
“Ceset aramaya gittik kokoreç çıktı”
Karşılaştığınız olayların geneli dramdır. Enteresan olaylarla karşılaşıyor musunuz?
Mesleğimin ilk yıllarında bir ihbar aldık. Yaşlı karı kocadan 10 gündür haber alınamıyormuş ve binayı da koku sarmış. Polisle beraber eve girdik, her yerde ceset arıyoruz. Baktık bir şey yok fakat koku ağır. Yanımdaki tecrübeli olan arkadaş “Kesin ceset var çok ağır kokuyor” diyor. Her yere baktıktan sonra kokunun daha yoğun geldiği buzdolabına doğru gittik, en son orası kalmıştı bakmadığımız. Biz dolabı açınca açınca içinden ceset çıkacak diye bekliyoruz ama kokoreç çıktı. Meğer vatandaş kokoreç seviyormuş ve oraya istiflemiş. Köyüne gidince de koku tüm binayı sarmış. Bir gün yine bir ihbar geldi, Karadenizli bir teyze “Kapının önündeki rögara kedi düştü, çok miyavlıyor gelin alın uşağım” dedi. Ekip gitti ve 15 dakika içinde gülerek döndü. Sorduğumda “Kedi için gittik, takma diş kurtararak döndük” dediler. Teyze rögara düşürmüş takma dişini sonra gelince bizimkilere; “Hakkınızı helal edin uşağım, dişim düştü desem gelmezdiniz, yemek yiyemiyorum diye böyle söyledim” demiş.