İskoçya’ya giden bir arkadaşım anlatmıştı. Bir viski tüccarıyla tanışmışlar, sohbeti ilerletmişler. Tüccar, arkadaşıma "Ben memleketinizi tanıyorum. En büyük şehirlerinize viski yolluyorum. İstanbul’a ve Çorum’a büyük sevkiyat yapıyorum" demiş. Arkadaşım "Çorum küçücük bir Anadolu şehri. İstanbul’la alakası bile yok" deyince İskoç tüccar şaşırmış: "Nasıl olur? İstanbul’a gönderdiğimin birkaç katı viski Çorum’da satılıyor. Çorum büyük illerinizden biri değil mi?"
Mesele sonra anlaşılmış. Meğer Çorumlu bir müteahhit viski ithalatının tamamen serbest bırakılmasının ardından "Bu işte iyi para var!" diye viski işine girmiş, İskoçya’da en ucuz viskileri pazarlayan bu tüccarı bulmuş ve bol miktarda viski ithal etmiş. Çorum ve civarı kentleri ucuz viskiye boğmuş.
Viskinin deyim yerindeyse "ayağa düşmesi" dört yıl önce başlamıştı. Uzun yıllar boyunca Tekel üzerinden yapılagelen ithalatta, Tekel ortalığın sahte viskilerle dolmasını önlemek için "Beş ayrı ülkenin gümrüksüz satış mağazalarında bulunan viskiler ithal edilebilir" kuralını koymuştu. Bu sayede yıllarca sadece tüm dünyaca tanınmış, markalı viskileri içtik. Bunların fiyatları da üç aşağı beş yukarı aynıydı. Tekel aradan çekilip ithalat izni Tarım Bakanlığı’na verilince, bakanlık bu barajı kaldırdı. Alkollü içkilere konan vergiler de satış fiyatı üzerinden belirlendiği için olur olmadık kişiler viski ithalatına soyundu ve çok ucuza mal olan, yeterince dinlenmemiş, kaba alkollü viskileri ithal ettiler. Bunlar vergi sistemi yüzünden çok az vergilendi ve fiyatları markalı viskilere göre çok ucuz kaldı. Oysa tüm Avrupa ülkelerinde vergi "alkol oranı" üzerinden alındığından bu kadar vasat viskiler oralarda satılamıyordu. Johnnie Walker ya da Ballantine’s 15
sterlin iken, bu tip bir viski en fazla 12 sterlin olabiliyordu ve bu kadar küçük bir fark da onlara avantaj sağlamadığından satışları sınırlı kalıyordu.
Bizim Tarım Bakanlığı ise piyasayı o kadar kontrolsüz bıraktı ki boyalı alkoller bile "viski" adıyla ithal edilip pazarlanmaya kalktı. Giriş fiyatları çok ucuz olunca vergi binse de, bu viskiye benzeyen içkiler rakıdan bile ucuz fiyatlarla bütün Anadolu’yu kapladılar. İçenlerin başı ağrırmış, sağlığı bozulurmuş, ne gam! Tekel laboratuvarlarında viski değil boyalı alkol olduğu anlaşılan bu içkilerle ilgili Tarım Bakanlığı kılını bile kıpırdatmadı.
İşte dört senedir süren ve son zamanlarda doruğuna ulaşan bu rezalet, nihayet yılbaşında sona erecek. Zira, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü yılbaşında tüm alkollü içkilerden satış fiyatına göre değil, AB ülkelerinde olduğu gibi alkol oranına göre vergi alacağını açıkladı. Böylece ülkeye giriş fiyatı 2
dolar olan bir tanınmamış viski giriş fiyatı 6 dolar olan ünlü markanın üçte biri oranında değil, iki içki de 40 derece alkollü olduğu için aynı oranda vergi ödeyecek. Böylece viskiler arasındaki fiyat uçurumları azalacak.
Ucuz viski olayı bitecek ama bir yandan da şu anda haddinden pahalıya satılan viskilerin fiyatları da ucuzlayacak! 12 yıllık viskiler, maltlar şu anda 40 ila 80 milyon lira arasında satılırken, vergi oranı düşeceği için daha makul fiyatlara gelecekler. Çok aşırı pahalı olacağı için ithal edilmeyen
18 ve 25 yıllık çok lüks viskilerin ithali de fiyatlar düşebileceğinden mümkün olacak.
Konyak tutkunları da bu yeni vergiyle sevdikleri markaları daha rahat bulabilecekler. Bugün bir şişe XO (Extra Old) Martell konyak, gümrüksüz mağazalarda 80 yuro olduğu halde, çarpık vergi sistemi yüzünden iç piyasada 530 milyon lira gibi anormal bir rakamda. Bu yüzden başka konyak markalarının XO’ları da ithal edilmiyor. Yeni vergilerle bu 20-30 sene yıllanmış, olağanüstü lezzetlere kavuşmuş konyakların fiyatları da makul çizgilere çekilecek.
Vergiler düşüyor gibi görünecek ama aslında yine
devlet kazanacak. Zira büyük fiyat farkı yüzünden birçok bar, restoran ve tüketici ihtiyacı olan lüks viskiyi, konyağı gümrüksüz mağazalardan kaçak olarak getirtirken, fiyat makası kapanacak ve kaçakçılığa gerek kalmayacak.
"Fiks vergi" yerli içkilerde de geçerli olacak. Ucuz sofra şaraplarının vergileri biraz artacak, kaliteli ve yıllanmış şarapların fiyatları ise hafifleyen vergi yükü sayesinde düşecek... Türk şarapçılığında da büyük bir ayıklanma olacak, tamamen ucuz şaraba dayalı olarak yaşayan küçük firmalar dara düşecekler, kaliteli şarap üretmeye yönelmek zorunda kalacaklar.