26.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
ŞİŞEDEKİ BALIK / MEHMET YALÇIN
İskoçya'nın önde gelen viski üreticilerinden biri, kendisini ziyarete gelen bir Türk viski ithalatçısıyla konuşuyordu.
- "Biliyor musun" dedi, "Türkiye'deki satışlarımızdan son zamanlarda çok memnunuz. Özellikle üç büyük ilinizde, İstanbul, Ankara ve Çorum'da satış patlaması yaşadık..."
- "Çorum mu?" diye şaşkın bir ifadeyle sordu Türk ithalatçı. "Çorum küçük bir şehir..."
Bu kez şaşırma sırası İskoçtaydı.
- "Nasıl olur?" dedi. "Orada İstanbul'a yakın oranda satış yakaladık. Devamlı viski sevk ediyoruz. Orası eğlenceli, canlı, büyük bir şehir değil mi?"
Türk ithalatçı durumu Türkiye'ye dönünce anladı. Çorum'un yöresel bir marketler zincirinin sahibi, adı sanı duyulmamış ucuz fiyatlı bir viskiden, İç Anadolu illerinde bulunan marketleri için direkt ithalat yapıyordu ve rakıdan bile ucuz bu viskiyle müthiş bir satış grafiğine ulaşmıştı. Köylüler marketlerden akın akın viski alıyor, kuzu çevrilip havaya tabanca sıkılan köy düğünlerinde artık rakı değil viski içiliyordu! Tabii bu "viski"den İskoçya'da bir şişe bile bulunamayacağını, bunun Türkiye için yaratılmış bir "marka" olduğunu da pek az kişi biliyordu...
Viski demek zor...
Bu acayip durum önümüzdeki günlerde sona erecek. Yeni çıkan yasayla satış fiyatı ne olursa olsun, ne kadar ucuza ülkeye girerse girsin, "viski" adlı her içkiden en az 19 milyon lira Özel Tüketim Vergisi alınacak ve böylece 25 milyon liranın altında viski kalmayacak. Bu da "ucuz viski" denilen Türkiye'ye özgü garip furyayı bitirecek.
Market raflarının, hatta köy bakkallarının rakıdan ucuz fiyatla viskilerle dolmasının yolu birkaç yıl önce açılmıştı. Viski ve şampanya ithalatı özel sektöre serbest kılınınca, Türk halkı şampanyaya pek meraklı olmadığı için bu fırsat viskiden yana kullanıldı. İçkiden anlasın anlamasın; kimi marketçi, kimi nakliyatçı onlarca "Anadolu kaplanı" viski işine girdi ve çok ucuz fiyatlara viski getirtti. Kuzey Kıbrıs da bu ticarete dahil oldu ve İskoçya'dan bidonlar içinde getirtilen dökme viskiyi şişeleyerek Türkiye'ye sokmaya başladı.
Bu viskilerin, yıllardır bildiğimiz Johnnie Walker, J&B, White Horse, Ballantine's, Famous Grouse gibi dünya çapında marka olan viskilerle hiç alakası yoktu. Bilinen markaların harmanlarında yüzde 25 civarında kaliteli malt viskiler varken, ucuz viskilerde malt oranı çok azdı, kiminde hiç yoktu. Böylece lezzetsiz ve yavan tahıl alkolü viski diye satılıyordu. İki viski türünü ayıran bir fark da dinlenme süresiydi. Ünlü markalarda yasal sınır olan 3 yıllık fıçıda yıllanmaya ek olarak, bir-iki yıl daha yıllandırma yapılıyor, hatta kimi viskinin içine 8, 10 yıllık malt viskiler de harmana karakter katmak için giriyordu. Ucuz viskilerde ise yıllanma "3 yıl 30 saniye" idi, hatta bir Tekel yetkilisinin yaptırdığı analizde ortaya çıktığı gibi kimi viskilerde yıllanma bile yapılmadan ham alkol karamelle renklendirilip şişeleniyordu. Bu viskilerin bu denli ucuz olabilmesinin perde arkasında bunlar yatıyordu. Kalite düşüktü, fiyat da ucuzdu.
Bu furya, viskiyi dünya markalarıyla tanıyan ve ona seçkin bir statü atfeden Türkiye'de viskinin tüketim profilini de değiştirmişti. Viski "elegan" içki olmaktan çıkmaya başlamış, düne kadar viski içmeyi bir statü sembolü olarak benimseyen kesimler barlarda viski yerine Fransız üzümlerinden yapılmış şaraplardan içmeye başlamıştı. Kötü viski iyi viskiyi kovmuş, bu iyi viskileri getirtenleri bezdirmiş, onlar da viski kültürüyle ilgili seçkin maltları tanıtmak, özel harmanları ithal etmek gibi etkinliklerden vazgeçip, ellerindeki viski yelpazesinin en alçakgönüllü olanlarını "disko içkisi" havasına sokup pazarlamaya yönelmişlerdi.
Sonunda devlet doğrusunu yaptı... Artık sadece viski değil, votka da, rakı da şaraptan ucuz fiyatlara satılamayacak. Halk sağlığı açısından şarap ve bira gibi daha düşük alkollü içkiler teşvik edilmiş olacak. AB ülkelerinde olduğu gibi, yüksek alkollü içkileri çok gençler değil, orta yaşa merdiven dayamış, damak zevki gelişmiş ve ekonomik gücü olanlar içecek. İçki dünyasında taşlar yerine oturacak; viski statüsünü yeniden elde edecek...