05.01.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:
SEYHAN AKINCI
SEYHAN AKINCI- İlkokuldayken hayat bilgisi dersinde birkaç cümlelik bir hikâyenin ardından noktalar uzayıp gider ve boşlukları doldurmamız istenirdi. Hikâyenin kalanı bizim hayal gücümüze teslimdi artık. Sonra “Bu kadar yeter” der gibi güneşi sarı, bulutları mavi boyamak zorunda olduğumuz anlatılırdı resim derslerinde. Bulutların pembe ya da üçgen olamayacağı önlük yakalarımız gibi kolalı ve ütülü olması gerektiğini öğrendiğimizde hayallerimizi bırakır gerçek dünyaya geçiş yaparız. Birileri sanki insanlığın hayal kutusunun yerini bulmuş gibi bizi bulutların diktörgen ve mor olduğu dünyalara götürür. Belçikalı çizer Hergé tarafından 1929’da yaratılmış olan çizgi roman “Tintin” bizim bildiğimiz adıyla Tenten ya da Elzie Crisler Segar’ın oluşturduğu “Popeye” ya da Safinaz’ın biricik aşığı Temel Reis gibi. Tenten maceralarında sınırları zorlamış, Ay’a bile gitmişti. Temel Reis’in kötüleri yenmesi için bir kutu ıspanaktan ve kabul edelim Safinaz’ın aşkından fazlasına ihtiyacı yoktu.
Vahşi katillere dönüşen Winnie the Pooh ve Piglet
Bu ikonik çizgi karakterler ve daha pek çok önemli eser bu yıl o gizli kutunun yerini bizimle paylaşıyor ve dilersek yepyeni hikâyeler yaratabileceğimizi müjdeliyor. ABD’deki Duke Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin bir parçası olarak çalışan Kamusal Alanı Araştırma Merkezi her aralık ayında yeni yılda telif hakkını kaybeden kültürel eserlerin bir listesini yayınlıyor. Bu yıl listede William Faulkner’ın “Ses ve Öfke”si, Ernest Hemingway’in “Silahlara Veda”sı, Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda”sı dikkat çeken edebi eserler. Tenten ve Temel Reis de ABD’de kamu malu olan karakterler olarak hayal gücümüzün önünde uçsuz bucaksız maceralar için açılacak. Tabii bu kahramanlarımızı her şekilde görmeye alışmamız gerektiği anlamına da geliyor. Geçtiğimiz yıl özgürlüğüne kavuşan Micky Mouse saatler sonra bıçak sallayan biri olarak karşımıza çıkmıştı. Walt Disney’in 1928 yapımı animasyon kısa filmi Steamboat Willienin korku uyarlaması olan “Micky’s Mouse Trap” filminin yönetmeni Jamie Bailey The Hollywood Reporter’a “Tüm bunlarla eğlenmek istedik sadece” açıkla-masında bulunmuştu. Winnie the Pooh da aynı şekilde 2023’te kamu malı hâline geldikten sonra “Winnie the Pooh: Blood and Honey/ Winnie the Pooh: Kan ve Bal” adlı slasher filminde başrol oynadı. Film Christopher Robin tarafından terk edildikten sonra vahşi katillere dönüşen Winnie the Pooh ve Piglet’in hikâyesini konu ediyor. Filmin devamı geçtiğimiz yıl izleyicilerle buluştu.
“Orijinalinden uzaklaşması fikri üzücü”
Peki çocukluğumuzun ikonik çizgi kahramanlarının farklı disiplinlerde ‘kötü’ olarak yorumlanması özgürlük mü yoksa ticari kaygı mı?
Çocuk kitapları yazarı Defne Ongun Müminoğlu, “Klasik eserlerin üzerlerindeki telif haklarının kalkmasını takiben yaygın şekilde ve zaman zaman değişikliklerle basılmaları konusunda açıkcası ikilemdeyim. Bir yanım bu eserlerin daha fazla kişiye ulaşma şansının olması nedeniyle okurlar adına sevinirken, diğer tarafım üzerlerinde yapılacak olası değişiklikler konusunda tereddütlü. Bu kendi içinde son derece hassas bir konu. Bir yazar olarak, yazdığım bir eserin özünü koruması benim için çok önemli. Burada karakterlerin yapısı, konunun içeriği ve işlenme şekli gibi pek çok detay var. İnsanın binbir emekle ortaya çıkarttığı eserinin ölümünden sonra dahi orijinalinden uzaklaşması fikri üzücü. Üstelik bir de buna karakterlerin yapısına tamamen aykırı bir kurgu eklenmesi ihtimalini düşününce konu gerçekten endişe verici bir hâl alıyor. Dolayısıyla okur şapkamla baktığımda benim satın alacağım her zaman klasik versiyonu olur… Biraz esnek bakarsam, klasik eserin varlığını koruyarak revize versiyonunun tek ciltte sunulmasını yadırgamayacağımı düşünüyorum,” diyor konu hakkında.
“Özgürlükten ziyade yozlaşma anlamına geliyor”
İllüstratör, editör ve çevirmen Burcu Yılmaz ise, “Benim tüm bu kahramanları sevme nedenim beni başka, daima iyinin kazandığı ve hatta kötülerin bile görece daha ‘naif’ olduğu bir dünyaya taşımalarıydı. İyiyle kötünün bu kadar iç içe geçtiği, hatta kötünün normalleştiği bu dünyada, çizgi roman kahramanları bir umuttu benim için. Hâlâ daha öyleler. Haliyle bu kahramanların telif haklarının kalkması pek hoşuma gitmiyor. Genel itibarıyla telif haklarının kalkması hoşuma gitmiyor aslında. Zira herkesin her şeyi yağmalarcasına ve kendi bağlamlarından, durdukları yerden, temsil ettikleri şeylerden kopararak kullanabilmesinin önünün açılması özgürlükten ziyade yozlaşma anlamına geliyor benim için. Temel Reis’i asıl kimliğinden kopardığınızda o artık Temel Reis olmayacaktır mesela. Bu yağma hak edilmemiş bir mirasa konmak gibi. Telif hakları serbest kalıyorsa da belli kısıtlamaların olmasından yanayım” diyerek kaygılarını dile getiriyor.