Şerbet serinliği

Elektrik öğretmeni Mustafa Pektaş’ın Erenköy Şerbet’i kurması, üzerinde çalıştığı bir senaryoya dair araştırma yaptığı sırada rastladığı şerbetçi sayesinde olmuş. Pektaş’ı, renk renk meyve sularıyla dolu bir dükkan olarak canlandırdığı çocukluk hayaline götüren şerbetçi, kısa sürede bir iş fikrine dönüşmüş. İki yıl önce üretim ve dağıtım düzeyinde hayata geçirdiği şerbetçiliği, birkaç ay önce İstanbul Feneryolu’nda açtığı Erenköy Şerbet dükkanıyla taçlandırmış. Dükkanda, meyve, baharat ve çiçeklerden yapılan, katkısız ve el yapımı 45 çeşit şerbetin yanı sıra 5 çeşit de gazoz bulunuyor.

Pektaş, ilk demirhindi şerbetini denemiş. Tadını o kadar beğenmiş ki, iki ay boyunca aynı tadı yakalamak için uğraşmış ve bu kovalamaca şerbetçiliğe giden yolun taşlarını döşemiş. Şimdi, işlediği malzemeye göre, soğuk sıkım, kaynatma, sıcak demleme, soğuk demleme, buzla demleme, fermantasyon gibi çok çeşitli teknikler kullanıyor. Kullandığı meyve ve çiçekler, mevsime göre farklılaşıyor. Susamlı vişne, acıbadem, biberiye, ayva, kaktüs ve tükenmez şerbeti dükkanın spesiyalleri arasında. Menüde ilgi çeken şerbetlerden biri de, çeşitli meyve ve çiçeklerin 24 saat su içinde bekletilerek doğal aromasını verdiği su şerbeti. Şekerden kaçınanlar için ayrıca ballı zencefilli nane limon, pekmezli zencefilli incir gibi çeşitler de var. Kakule limon, anason, defne, muskat cevizi ve vanilya çeşitleri olan gazozlar için ise Pektaş “gurme gazoz” diyor. Endüstriyel gazozların aksine herhangi bir koruyucu madde içermediğini, yalnızca sınırlı düzeyde karbondioksit kullanıldığını söylüyor.

Şerbete her yaş ve kesimden ilgi olsa da en çok çocukların severek içtiğini anlatıyor Pektaş: “Onlara bu zevki yaşatmak benim için büyük mutluluk. Geleneksel lezzetleri koruyup bunları gelecek kuşaklara ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyorum.”

Şerbetler herhangi bir koruyucu ya da katkı malzemesi içermiyor.