11.07.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Türkiye’de özellikle hayvanlara işkence ve eziyet olaylarıyla gündeme gelen Hayvanları Koruma Kanunu teklifi, geçtiğimiz hafta Meclis Komisyonu’ndan geçti. Yeni düzenleme, hayvanlara zarar vermeyi içeren eylemleri kabahat kapsamından suç kapsamına taşırken, evcil hayvan satışının yapıldığı pet-shoplarda ortamın hayvan sağlığı bakımından uygun olmaması nedeniyle kedi ve köpek bulundurulmasını da yasaklıyor. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Prof. Dr. Murat Arslan, teklifte öngörülen yasaklamanın yetersiz olduğuna işaretle yeterli denetimin yapılmaması halinde, internet üzerinden ve merdiven altı satışlara yol açabileceğini söylüyor: “Aslına bakarsanız yasadan önce de internet üzerinden hayvan satışı yapmak yasaktı ama her gün açık olarak yapılıyordu. Bu yasa pet-shoptan satışı yasaklasa da etkin denetleme yapılmazsa hiçbir şey değişmeyecek. Katalogtan bir canlının satışı zaten çok düşündürücü bir konu. Bir eşya ya da mobilya almıyorsunuz. Burada bir canlıyı beğenmek değil, onu tanımak, onunla arkadaşlık kurmak söz konusu. Bunun tek yolunun satın almak olmadığını da biliyoruz. Barınaklardan, bakım evlerinden ya da çevreniz üzerinden sahiplenmek mümkün. İlle de satın almak isteniyorsa, o zaman devletin üretim çiftliklerini desteklemesi, çok iyi denetlemesi ve insanların da bu çiftliklere rahatlıkla erişebilmesi, gidip yerinde görerek, o canlıyı tanıyarak, bakın beğenerek demiyorum, alabilmesi mümkün. Ancak bu haliyle teklifte merdiven altı satışa yol açabilecek konular var, eğer iyi denetlenmezse.”
“Mikroçip klinik ortamda uygulanmalı”
Prof. Dr. Murat Arslan, Hayvanları Koruma Kanunu teklifinden önce yönetmelikle hayata geçirilen, 2022 sonuna kadar evcil hayvanlara çip takılma zorunluluğuyla ilgili olaraksa şunları söylüyor: “İşaretleme ve kimliklendirme önemli bir adım. Mevcut düzenlemeye göre bunun iki yolu var. Büyükşehirlerde özel kliniklerde, özel klinisyenliğin gelişmediği illerde ise Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri tarafından yapılıyor. Bu bir medikal müdahale, o nedenle herhangi bir komplikasyonun yaşanmaması için tam donanımlı klinik ortamda yapılması çok önemli. Ücret olaraksa her ilde meslek odalarının belirlediği fiyatlar geçerli. Örneğin İstanbul’da bu yıl için belirlenen fiyat 160 liradır ve klinikler arasında farklılık gösteremez.”