PazarOyuncaklı tarih

Oyuncaklı tarih

25.08.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:

“Şirinler”in şapkaları bu uygarlıktan esinlenilmiş; eşek kulaklı Kral Midas, pan flüt denilince de Frig uygarlığı akla geliyor. Ve bu görkemli mirası değerlendiren Kütahya’da çocuklar için binlerce yıl öncesinin oyuncakları üretiliyor.

Oyuncaklı tarih

UĞUR YILDIRIM- Frig Uygarlığı’nın görkemli mirası üzerinde yükselen Kütahya köklü el sanatlarıyla geçmişi geleceğe taşıyor. Tarih öncesi çağlardan itibaren onlarca büyük medeniyete ev sahipliği yapan kadim şehrin antik kentleri ve Frigler’e ait kaya mezarları, arkeolojik çalışmalar ve restorasyon projeleri ile yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Zengin kültürel mirasının yanı sıra köklü el sanatları ile de ünlü şehirde, çini ve seramik üretimi, oya ve el nakışları gibi pek çok geleneksel zanaat da yaşatılmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

Frigler, Kral Midas Efsanesi, pan flüt ve daha onlarca sembol aracılığıyla büyük etkiler bırakan medeniyetlerden biri olarak kabul ediliyor. “Şirinler”in taktığı Frig şapkası onlarca ülke sembolünde özgürlük mücadelesinin evrensel simgesi olarak kullanılıyor. Bu uygarlığın mirası Kütahya’daki onlarca el sanatları atölyesinde yaşatılıyor. Kütahya Olgunlaşma Enstitüsü el işi atölyelerinde, dünyanın ilk oyuncaklarından biri olarak kabul edilen 2 bin 700 yıllık Frig dönemine ait pişirilmiş topraktan yapılmış kuş figürlü üç oyuncağın benzerleri yeniden yapılıyor.

Oyuncaklı tarih

2 bin 700 yıl sonra aynı oyun

Kütahyalı çocuklar, Frigler’den 2 bin 700 yıl sonra aynı oyuncaklarla oynuyor. Kütahya Olgunlaşma Atölyesi el sanatları usta öğreticisi Ravza Aksu, binlerce yıllık oyuncakların hikâyesini şöyle anlatıyor: “Atölyemizde Kütahya yöresi el sanatlarını canlandırmak için çalışıyoruz, aynı zamanda gelecek nesillere aktarmak için projeler üretiyoruz. Atölyemizde deri, iğne oyası, takı ve çocuklara oyuncaklar yapıyoruz. Kütahya’da Frig kazılarında bulunan dünyanın en eski oyuncağından esinlenerek oyuncaklar üretiyoruz. Hem Frig medeniyetini tanıtmak hem de çocuklarımıza daha doğal ve sağlıklı oyuncak yapmak niyetiyle bu oyuncakları yapmaya başladık. Oyuncağın üzerine Frig medeniyetinin motiflerini işledik. Bu oyuncağı 2 bin 700 yıl sonra başka bir formla canlandırdık.”

Haberin Devamı

Kütahya’yı 600 yıldır çiniler süslüyor

Kütahya çinileri yaklaşık 600 yıldır cami, saray, kervansarayları süslüyor. UNESCO, 2017 yılında Yaratıcı Şehirler Ağı’na ‘Zanaat ve Halk Sanatları Alanı’na Kütahya’yı da dâhil etti. Avrupa Seramik Rotası üzerinde yer alan Kütahya’da 102 çini sanatçısı, “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanıyla atölyelerinde çini üretmeye devam ediyor. Frig medeniyetine ait desenlerin çeşitli objelere işlendiği çini eserleri satışa sunuluyor. Tarihi 14’üncü yüzyıla uzanan eşsiz çinileri ve seramikleriyle tanınan kente gelenler Çini Müzesi’ni gezebilir, yerel atölyelerde seramik yapımına katılarak etkinliklerin tadını çıkarabilir.

Haberin Devamı

Oyuncaklı tarih

İlklerin şehri: Aizanoi

Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde, arkeoloji meraklılarını mest eden bir yer var: Aizanoi Antik Kenti. Dünyanın ilk borsasına, Anadolu’nun en iyi korunmuş Zeus Tapınağı’na ev sahipliği yapan ve 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Aizanoi Antik Kenti’ndeki kazılar devam ediyor. Efes, Bergama, Side gibi antik kentler ile çağdaş olan Aizanoi, “İkinci Efes” olarak da adlandırılıyor. 5 bin kişi kapasiteli tiyatro ve tiyatroya bitişik nizamda yapılmış 13 bin 500 kişilik stadyum bulunuyor. Aizanoi, 1824 yılında Avrupalı gezginlerce yeniden keşfedilmiş. Aizanoi Antik Kenti’nde hamam, sütunlu cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta kalmış beş köprü, iki agora, Meter Steunene kutsal alanı, nekropoller, antik bir bent, su yolları ziyaretçileri âdeta büyülüyor.

Oyuncaklı tarih

Binlerce yıllık gelenek

Kütahya’nın seramik ve çömlek işlerinin 3 bin 500 yıllık bir geçmişi olduğunu anlatan şehrin en önemli çini sanatçılarından İsmail Yiğit, “Kütahya toprak yapısı nedeniyle tarihsel olarak da seramik ve çininin her zaman en önemli şehirlerinden biri olmuş. Toprağın, suyun, havanın ve ateşin bu sanatta kullanılması beni çok etkiledi. 41 yıldır çini üretiyorum. Hem alaylı hem okulluyum. Üniversitede kimyasını öğrendiğim için çiniye daha bilimsel, estetik, sanatsal bakıyorum. Sümerler’den, Mısır’dan, Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı’dan gelen bir geleneğin karma çamuruyla, sırrıyla, boyasıyla üretim yapıyorum. Kütahya’daki çini geleneğini yaşatmaya devam ediyorum” diye konuşuyor.