24.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
E. İPEK TÜRER - ipek.turer@milliyet.com.tr
Önümüzdeki cuma günü vizyona girecek olan “İftarlık Gazoz”, yönetmeni Yüksel Aksu’nun kendi hayatından da izler taşıyor. Filmin başrolündeki Cem Yılmaz’a kocaman renkli gözleriyle 12 yaşındaki Berat Efe Parlar eşlik ediyor. Yaşının küçüklüğüne bakmayın, Berat Efe sektörde yeni değil; 4 yaşından beri oyunculuk yapıyor, hedefi de yönetmen olmak.
Filmin kadrosundaki isimlerden biri de Berat Efe’nin annesini canlandıran Ümmü Putgül. Putgül filmin gizli kahramanlarından çünkü Berat Efe de dahil tüm çocuk oyuncuların ve filmde rol alan Muğlalıların oyuncu koçluğunu o yaptı. Putgül aynı zamanda son beş yıldır Londra’da yaşayan, orada Türk ve yabancı oyunculardan Guest Theatre isimli bir tiyatro kurup oyunlar sahneleyen, hem çocuklara hem büyüklere drama eğitimi veren bir oyuncu.
-Filmin çekimleri eğlenceli geçmiş...
Berat Efe Parlar: Sahneleri çekerken de sahnelerin dışında da çok eğlendim. Bir aile gibiydik, hâlâ öyleyiz.
Ümmü Putgül: Benim için de çok keyifli geçti. Bir de ben oyuncu koçu olarak da bulunduğum için sürekli Efe’yle vakit geçiriyordum. Sadece çalışmakla kalmadık, Ula’yı gezdik, yardımcı oyuncularla şarkılar, türküler söyledik, göbek attık, dans ettik.
Berat E.P.: Çok iyi kaynaştık. Oradaki herkese kendimi Adem diye tanıttım. Sokaktaki bir köpeği sahiplendim. Ayrıca hayatımda ilk defa bir boğaya bu kadar yaklaştım. Bazen Ümmü ablayı arayıp “Sakın korkma, biz şu an arkadaşlarla boğa gezdiriyoruz” diyordum.
Ümmü P.: Ben de hemen ekibi gönderiyordum tabii ki.
-Adem’i oynamak nasıldı?
Berat E.P.: Yüksel abi bana Adem’i anlattığında o kalbimde, kafamda bir yer etmişti. Yüksel abi bana kendisini de anlatmıştı, Adem’le çok benzettim onu. Sürekli davranışlarını inceledim. Sonra da Yüksel abiyi biraz küçülterek bir Adem canlandırmaya çalıştım kafamda. Gittim iki ay önceden şive öğrenmeye çalıştım.
-Nasıl öğrendin şiveli konuşmayı?
Berat E.P.: Daha önce bilmiyordum, oraya gidince alıştım ve konuşmaya başladım. Hâlâ içimde Ulalı bir Adem var.
-Şive için nasıl bir çalışma yapıldı?
Ümmü P.: Dizilerde gördüğümüz Ege şivesi yanlış bir şive aslında. Efe de başrol sonuçta ve bir çocuk. Onun için şöyle bir yöntem bulduk; orada Ulalı, bizim Adem adaylarımızdan çocuklar vardı, onlardan bir grup yaptık, Efe’yi de gruba dahil ettik. Her gün en az iki saat oynuyorlardı.
-Filmde oyuncu koçluğu da yaptınız. Nasıl bir deneyimdi sizin için?
Ümmü P.: Efe’yle çalışmak inanılmaz bir deneyimdi. Bugüne kadar çok çocuk oyuncuyla çalıştım, diğerlerine haksızlık olmasın ama bu kadar özeliyle ilk defa çalışıyorum. Mesela ağlamayı oynatmak çok zordur çünkü küçük bir çocuğa ağla diyemezsin, ağla kelimesini kullanmak bile yanlıştır aslında. Onlar için tekniklerimiz, kodlamalarımız olur. Onlar üzerinden anlattım ve anında kavradı.
“Figürandan azar işittim”
-Ula halkıyla çalışmak nasıldı?
Ümmü P.: Çok çabuk adapte olduğum, İstanbul şivesiyle hiç konuşmadığım ve oyuncu olduğumu kimseye söylemediğim için beni oradan birisi zannediyorlardı. Mesela figürasyondaki bir arkadaştan azar işittim çekim esnasında. Bir sahnemde birtakım teknik aksaklıklar yaşandı, tekrar almak zorunda kaldık birkaç kere. O arkadaş da ertesi gün bana “Senin bugün sahnen var mı ya? Hay Allah! Neyyssee çalış da bari...” diye azarladı beni.
-Senin için Ümmü ablanla çalışmak nasıldı Efe?
Berat E.P.: Çok güzeldi. Ben zaten set dışında da Ümmü ablayla kalıyordum. Herkese Ümmü ablayı annem diye tanıştırıyordum. Yani biz sanki o köyde bir evde yaşayan normal bir insanmışız gibi davrandık.
Ümmü P.: Kopamadık hatta bir süre
o duygudan, İstanbul’da da öyle yaşadık.
-Oyuncu koçluğu da yaptığınız için özellikle sormak istiyorum. Sizce nasıl olmalı çocukların olduğu setler?
Ümmü P.: Evet çocuk ama oyuncu olarak bulunuyor. Sette koruma alanını iyi ayarlamak lazım. Mutlaka ambulans olmak zorunda, mutlaka oyuncu koçu veya psikolog yani onun motivasyonunu artıracak, bir oyun olduğunu hissettirecek birilerinin olması gerekiyor. Mesela Efe’nin çok zor sahneleri vardı ama her an etrafında bekleyen komando gibi bir ekip vardı. Ambulans her an tetikteydi, hep onun bulunduğu mekanlara yakındı karavanlarımız. Ama baktığında “Bir çocuk bir saat boyunca gözyaşı döküyor” durumu gerçek.
“Cem abi benim idolüm”
-Filmde Cem Yılmaz’la başrolü paylaşıyorsun. Nasıl onunla çalışmak?
Berat E.P.: Çok güzel. Set içinde de set dışında da usta-çırak gibiydik.
-Cem Yılmaz’ı bir cümleyle bana anlatmanı istesem ne dersin?
Berat E.P.: Oyunculuk üstadı. Benim idolüm. Ben de üniversitede sinema televizyon okuyacağım. Cem abi gibi hem kendi filmimi çekeceğim hem de oynayacağım.
-Normalde neler yapıyorsun?
Berat E.P.: Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Kitap okuyorum, şiir seviyorum. Yeşilçam filmi izliyorum.
Ümmü P.: Sette bir gün yatmak üzereydik, gittim ki Yılmaz Güney’in bütün filmlerini açmış izliyor; “Yol”, “Arkadaş”... Anladım ki onun için oyunculuk öylesine bir merak değil.
Berat E.P.: Bizim film de dönem filmi olduğundan her şey dikkatimi çekiyordu. Erkin Koray, Ahmet Kaya, Cem Karaca dinliyordum.