Mis gibi geldi geçti BAHAR

SANEM ARMAN sanem.ozyurek@milliyet.com.tr / Yıllar sonra yeniden bir aradalar. Bu kez onları bir araya getiren isim yine aynı: Bahar Korçan. Moda tasarımcısı kavramı bilinmiyorken Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurulmasına öncülük eden, herkesi seferber edip Türkiye’de ilk moda haftasını başlatan, genç tasarımcılara yol açan Bahar Korçan’a yol arkadaşları, meslektaşları veda ediyor.

ARZU KAPROL

Bahar’ım;

Dokunduğun her şeye yansıyan samimiyetin ve dostluğun, burada da bizi toparladı. İstemezdik gerçi bu sebeple toplanmayı, ama ne yapalım ki yine öncülük ettin! Büyük bir nezaket ve alçak gönüllülükle bizi ofisinde ağırladığın ilk günü hatırlıyorum. Arka odada toplanmış ve birlikte olmanın öneminden, bir dernek kurmamızın gerekliliğinden bahsetmiştin. İlk o zaman 7 kişi bir araya gelmiştik: Özlem, Ümit, Hakan, Hatice, İdil ve ben. 2006 yılı idi.

Ah Bahar’ım, bu kadar mı hızlı geçmiş zaman.

Derneği kurduk, ilk moda haftasını başlattık, genç tasarımcılara yol açtık, farklı savaşlar verdik, çokça güldük birlikte iyi ki! Türk moda tasarımcılarını bir dernek çatısı altında toplama fikrinden yola çıkıp sektörle iş birliği içinde olacağımız onlarca toplantı yaptık. Sen liderlik ettin, dernek kuruldu, manifesto yazıldı. O sırada hepimiz dünyanın farklı moda merkezlerinde farklı savaşlar veriyorduk. Birliğin önemini hepimize anlattın; New York defilelerinden, ülkende görünür olmadan dünyada görünür olmanın mümkün olmadığından... Bir araya gelebileceğimize hepimizi inandırdın ve ondan sonra da hiç kopmadı dostluk ve birliktelik.

Arama konferansı ile bugün bize normal gelen ama o zaman için bu prensiplerin yeni olduğu bir bakış açısı geliştirdik. Derneğin varoluşuyla genç tasarımcılara, bizim geçtiğimiz zorlukları yaşamamaları için yeni bir yol inşası başladı. Hepimiz sana minnettarız, öncelikle bir araya gelmenin yolunu ve önemini gösterdiğin için.

Korkmadan savaştın, hem sektör içinde hem de bu tuhaf hastalıkla. Yaşamın inandıklarını nezaketle ve büyük bir özenle anlatarak ilerledi, gittiğin yerde de ilham olmaya devam edeceksin biliyorum.

Bahar olmak belki de tam olarak böyle olmayı gerektirir: Bolca coşkulu, her daim tutku dolu, yaşamın getirdiği her şeye kabul ve inançlı bir ilerleyiş ve hiç eksilmeyen bir neşe.

Bahar olmak belki de tam olarak böyle olmayı gerektirir: Her daim aşk ile. Yaşamı doğurmak ile. İlham olmak ile. Vazgeçmeden yaratmak ile. Koşarak kuşlara selam durmak ile. Şiirler ile yaşamı karşılamak ile. Şiir gibi yaşamak ile. Tam olarak bunu hissettirdin Bahar’ım!

Şimdi seni uğurlamaya hazırlanmak burada kalanlar için zor. Ama açtığın yolda belki de seni bilmeden ilerleyen pek çok genç var Bahar’ım. Biliyorum ki mühim değil senin için bilmeleri, o yolun açılmış olması her şeyden daha önemli. Biz biliyoruz Bahar’ım!

Türk moda sektöründe, 1. İTKİB Genç Tasarımcılar Yarışması’nı kazanıp, dünyada defileler yapmaya başlayan ve bunu endüstri ile birlikte yürüten ilk sensin. İlk moda tasarım ofisini kuran ve firmalara profesyonel anlamda hizmet vermeye başlayan ilk sensin. Moda Tasarımcıları Derneği’ni kurduran ve ilk başkanlığını yürüten sensin.

Her Bahar gibi kısa sürdü, doyamadık. Mis gibi geldin geçtin bu yaşamdan. Dostların dediği gibi “Mis gibi bir Bahar geçti bu yaşamdan.”

Aşk ile barış ile huzur ile olsun yolculuğun. Hep yaptığın gibi...

HATİCE GÖKÇE

Bahar ile ilgili ilk hatırladığım an, elimdeki yarışma katılım kataloğunda yer alan adı, tasarımları ile ilk defa düzenlenen yarışmanın birincisi oluşu idi. İlk defa onun adını duyduk çağdaş Türk moda sahnesinde tasarımcı olarak. Sonrası aktı gitti sayesinde. Moda Tasarımcıları Derneği’ni kurarken biz 7 kişi; olmayacak şey yoktu onun için. Her şey de istediği gibi oldu zaten. Önce bizi bir araya getirdi; sonra tüm yaratıcı disiplinleri. Herkesi seferber etti. Eğer bugün Türk modasından bahsediliyorsa onun girişimci ruhu sayesinde olmuştur. Olmazı oldurttu. Hayırı hiç kabul etmedi. Zaten ona hayır diyebilen de olmadı. İstanbul Fashion Lab’de ilk defa gerçekleştirdiğim defilede, kulise ağlayarak girdiğinde şaşkınlıkla ben de ağlamaya başladım onunla. Çevredeki herkes için donmuştu o an. Gerçekten duygulu bir andı. O anı her hatırladığımda gözlerim dolar. Verdiği samimi tepkilerle hep gülümsetti.

Bir görev bilinciyle yapıyordu her şeyi. Aslında onu zorlayan hiçbir şey yoktu. Ama yapılması gerektiğine inancı tamdı. Galata Moda etkinliğinin ilkini beraber organize etmiştik. Son gece yaşadığımız soruna bulduğu çözümle iptalden dönmüştük. Heyecana sakinlikle ama tutkuyla sarılıyordu. Bir gezimizde hayvanlardan bahsederken onlara olan sevgisine ve bilgisine hayran kalmıştım.

Doku sever, kıymetli meslektaşımın ölümü için çok üzgünüm, ancak bu genç yaşında herkes için yaptıklarıyla yarattığı değerin farkında ve tanığı olarak iyi ki bu dünyaya gelmiş, tanımışım ve yol arkadaşı olabilmişiz diyorum. Türk modası ona çok şey borçlu olacak. Huzurla uyusun.

ÖZLEM SÜER

Bahar’ım;

Bize sevgini, hep kalbimizde olacak özgür ruhunu ve güzel anılarımızı bırakıp gittin…

Hayatımın en zor anlarından birini yaşıyorum.

Sana söylemek isteyip de söyleyemediğim ne var, neler kaldı içimde sana dair...

Bu yaşam telaşında her gördüğümde en derininden iki çift laf edip ruhumu saran dostum olduğun için yaşadığımız tüm anlar için sonsuz teşekkürler.

Sevgili Bahar, senin ardından senin cesur öncü ruhun yeni nesile maya olsun, inandığın savaştığın tüm güzellikler için.

Ne değerli anılar ve ne değerli mücadelelerde yan yana başardıklarımızın keyfini çıkardık...

Hep bu güzellikleri anmak ve seni bizimle var etmek tek temennim.

Biz diyorum, çünkü biz olmayı var ettin. Senin birleştirici enerjin hep bu güzellikler için çabaladı.

Çok özel bir dost, bir savaşçı, yol arkadaşım. Tasarımcı kimliğin ile takım kaptanı, moda/tekstil sektörüne sayısız ilkleriyle değer yaratan yolları aydınlatan bir yıldızsın. Hep öyle kalacaksın.

(Soldan sağa) Özlem Süer, Arzu Kaprol, İdil Tarzi, Bahar Korçan ve Hatice Gökçe’nin objektife birlikte gülümsedikleri güzel günlerden...

ÜMİT ÜNAL

Bahar hep ilk’bahardır.

O her zaman ilk ve önceliklidir. Dönüşümcüdür Bahar. İlk o dönüştürdü mesela tasarımı ve modayı yeni anlayışa dönüştürdü. Bizi dönüştürdü mesela. Bir araya topladı. Birleştiricidir Bahar. Sevmez dağınık olmayı. Güçlü olalım ister. İstanbul’u sever. Ve öğretir bahar her yaptığımız işin altına ya da üstüne yazdırır İstanbul’u. Güçlüdür çok. Vazgeçmez çoğunlukla... Öncüdür. Sanatçıdır. Sanata tutkun. Kadındır ve kadın duyarlılığını en iyi yansıtır. Sahicidir. Küser. Kızar. Sinirlenir. Ama unutur sonrasında affeder kendini ve diğerini.

Benim üstümde çok emeği vardır Bahar’ın. Sahip çıkar mesela. Gittiği her yere ya da önemli projelere çağırır, “Koş Ümit” der. Giderim. Ve festivale dönüşür ya da o dönüştürür o yeri. Öğretir. Güzel tanımlar her durumu. Bilgedir. Ama en çok da çok sahicidir.

Güzeldir Bahar. Güzel bakar. Gözleri çok güzeldir mesela. Çok seveni vardır onun. Ve onun çok sevdikleri vardır. Ama herkesi başka sever. Ve herkesi bir başka sever.

Bahar hep ilk‘bahardır. Son yoktur bu Bahar’da. Doğmak vardır. Yeniden. Bir olmak vardır. Gözlerinde yağmur vardır çokça. Çokça vardır üstelik. Yaşanmışlık duygusu, hayat duygusu vardır. Vazgeçmez asla. Yorulur ama o vazgeçmez.

Aşktır Bahar. Her şeye âşık. Tutkuludur. Naiftir. Tasarım anlayışı hayat anlayışı çok naiftir. İnceliklidir. Asaldır. Etkendir. Yorulur ama vazgeçmez.

Her insan benzersizdir evet ama o gerçekten benzersiz. Tuhaf ama aynı anda çok fazladır. Anne, kadın, sanatçı, tasarımcı, avangart, erkek, dost, anaç, kız çocuğu... Herkes ya çoğunu görür onda ya da bir yanını. Uzundur yolculukları. Sevdiyse sonsuza. Bahar hep İLK’bahardır. Yani           son-lanmaz. SON yoktur onda. Hep başlangıçtır o.

“Hadi Ümit” der bana: “Yola çıkma zamanı.” Benden önce çıkar hep. Sonra elini uzatır çeker beni. Başka bir aşkla. Sevgili gibi. Kız kardeş. Ya da bilge ruh gibi. Bendeki birçok özel durumun tarihçesi ve var olma nedenidir. Çağdaşımdır Bahar. Meslektaşım. Ruh partneri. Gücüm.

Öfkesinden korkmadığım, sevgisinden korkmadığım.

Bahar hep İLK’bahardır. Son yoktur. Sonu yoktur.

Yine gitti önce. Sonra biliyorum elini uzatacak. Hadi diyecek. Bu kez sonsuza...

AYTEN ALPÜN

Ordusunu savaşta yöneten bir general gibi; ya da ülkesini yöneten bir kraliçe gibi güçlü bir ruhun var. Bu sefer yine imza atmaya gelmişsin. Bu sahnede rolün bitti; fakat, “Ben evime döndüm. Özüme döndüm” dediğini duyar gibiyim. Cesur ruhum, güzel yoldaşım! Seni sevgiyle uğurluyorum…

İDİL TARZİ

“Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” Mevlana.

Bahar Korçan’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Tam 20 yıl önce başlayan dostluğumuz ve yol arkadaşlığımızda, Bahar’ın vizyonu ve hayatının amacı Türk moda endüstrisini dünya moda sektörünün içinde var edebilmek idi. Henüz 2000’li yıllarda adım atarken ülkemizde moda dergileri henüz yeni kuruluyor ve gelişiyordu. Moda tasarımcısı kavramı bilinmiyor, yurt içinde üniversitelerin moda tasarımı bölümleri yeni mezun veriyor, yurt dışında moda tasarımı okuyarak branşlaşmış yeni nesil tasarımcılar, tekstil sektörünün alışılagelmiş dinamikleri içinden sıyrılmaya çalışıyordu. Bahar’ın “Ülkemizde moda sektörünü oluşturmak, bizden sonra bayrağı devralacak genç tasarımcıların yolunu açabilmek için bizim şimdiden birlik ve beraberlik içerisinde bir araya gelmemiz ve bu sosyal misyon içerisinde çalışmamız lazım” inancı, Türkiye’de Moda Tasarımcıları Derneği’ni kurmamızın ilk adımı olmuştur. 2001 yılından itibaren Bahar ile beraber Hakan Yıldırım, Arzu Kaprol, Ümit Ünal, Hatice Gökçe, Özlem Süer ve ben, senelerce sürecek büyük özveri ile hep beraber çalıştığımız bu büyük yolu inşa etmeye başladık. Bu süreç Bahar ile oluşacak olan arkadaşlığım ve dostluğumun temeli oldu. Bahar, fikirleri, ileri görüşü, her daim yaratıcılığa açık liderliği ile Türk moda tarihinin oluşmasının temel taşı ve başlangıç noktasıdır.

Huzurla uyu arkadaşım.