04.12.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA- Oysa her geçen gün artan kentleşmenin bir sonucu olarak doğaya erişimimiz azalıyor. Artan ruhsal sağlık problemleri ile doğaya erişimin kaybı arasında ilişki kuran uzmanlar, yeşil alanların yanı sıra deniz, göl ve nehirler gibi mavi alanların da bu etkileşim için önemli ölçüde yarar sağladı görüşünde.
BBC Travel’ın haberine göre, Yeni Zelanda’daki Te Herenga Waka-Victoria Üniversitesi’nde sağlık psikolojisi araştırmacısı olan Kate Campbell, “Mavi alanlar, zihnimizi hayatın günlük zorluklarından uzaklaştırmayı sağlıyor. Suyun sesi, tuzlu havanın kokusu, ayak parmaklarımızın altındaki kumların çıtırtısı... Bu duyumlar bedenlerimizi rahatlatıyor ve zihnimize bir anlamda fişi çekmesini söylüyor” diyor.
Altı haftalık program
Bundan yaklaşık 10 yıl önce Sussex Üniversitesi’nde 20 bin kişiyle yapılan bir araştırma, insanların açık ara en mutlu anlarının mavi alanlarda olduğunu ortaya koymuş ve çalışmanın bir sonucu olarak “mavi sağlık” kavramı ortaya çıkmıştı. Kısa süre önce Glasgow Caledonian Üniversitesi’nden uzmanlar ise mavi alanlarda zaman geçirmenin stres, kaygı, obezite, kardiyovasküler hastalık ve erken ölüm riskini azalttığını gösterdi. Araştırmacılardan Niamh Smith, “Aslında, mavi alanlar sağlığınız için o kadar iyi ki doktor tarafından reçete edilebilir” diyor.
İngiltere’deki yaban kuşları ve sulak alan koruma kurumu Wildfowl and Wetlands Trust (WWT) tarafından yürütülen “Mavi Reçete” programı tam da bunu yapıyor. Londra Sulak Alan Merkezi’nde verilen altı haftalık program kapsamında katılımcılar, haftada bir kez sulak alanlarda rehberli yürüyüşlere çıkıyor, kuş gözlemciliği, kil modelleme, bitki çayı tadımı veya “kokulu kokteyller” yaratma gibi duyusal katılım etkinlikleri yapıyorlar. WWT’nin ortakları olan Mental Health Foundation’a (MHF) göre, insanların yüzde 65’i suya yakın olmanın zihinsel sağlıklarını iyileştirdiğini düşünüyor. WWT sağlık ve esenlik araştırmacısı Jonathan Reeves, “İnsanlar psikolojik olarak onarıcı bir ortamı neyin oluşturduğunu düşündüklerinde, sıklıkla mavi alanı tercih ettiklerini bildiriyorlar” diyor. Bu yıl Exeter Üniversitesi, WWT ve MHF, önümüzdeki birkaç yıl içinde mavi reçete yazma konusunda klinik denemeye yol açacak bir çalışma yürütüyor. Denemelerde, ilaçların değerlendirilmesiyle aynı şekilde doğayı bir tedavi olarak değerlendirilecek. Reeves, mavi alanlara tıbbi olarak odaklanmanın, sağlık sorunlarının önlenmesine de yardımcı olabileceğini söylüyor: “Sağlık konusunda önleyici çözümlere daha fazla harcama yapmalıyız. Mavi alanlarımızı iyileştirmenin faydaları yalnızca sağlıkta değil, aynı zamanda iklim krizi, kentsel yaşanabilirlik ve biyolojik çeşitlilikte de hissedilecektir.”