PazarMatrix gerçek mi oluyor?

Matrix gerçek mi oluyor?

19.12.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:

Matrix serisinin bu hafta vizyona girecek yeni filmi vesilesiyle ‘metaverse’ tartışmalarının odağındaki “Matrix gerçek mi oluyor?” sorusuna yanıt arıyoruz.

Matrix gerçek mi oluyor

Bundan 22 yıl önce, dönemin tabiriyle ‘milenyum’un eşiğindeyken vizyona giren “Matrix”in hepimizin hafızasına kazıdığı bir soru vardı: “Mavi hap mı kırmızı hap mı?” İzleyiciyi çifte gerçeklik dünyasına davet eden bilimkurgu-aksiyon filminin baş kahramanı Neo’nun makinelere karşı mücadelesiyle devam eden serinin yıllar sonra çekilen devam filmi “Matrix Resurrections” gelecek hafta vizyona giriyor. Hikayenin nereye evrileceğini henüz bilmesek de şundan eminiz: Matrix’in sunduğu kurgusal evrene, pandeminin hızlandırdığı dijital dönüşüm sayesinde bugün hiç olmadığı kadar yakınız. NFT çılgınlığından sonra arazi satışlarıyla gündeme gelen ‘metaverse’ (sanal evren) tartışmalarının odağında “Matrix gerçek mi oluyor?” sorusunun yer alması tam da bu yüzden. Peki geleceğin interneti olarak tanımlanan ve fiziksel gerçeklikten ayırt edilmesi zor bir dijital gerçekliğin inşasını anlatan metaverse’e ne kadar yakınız? Bu sanal evrenin inşası hangi teknolojilerle mümkün olacak ve belki daha da önemlisi metaverse bize bir kırmızı hap mı sunacak? Yanıt aradık.

Haberin Devamı

Dr.Öğr.Üyesi Güven Çatak - Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı (BUG) direktörü

“Oyunların katkısı büyük”

Matrix gerçeğe mi dönüşüyor sorusuna yanıtım hem evet hem hayır. Metaverse, bir açıdan Simulakra teorisinin bir simülasyonu. Matrix ise o simülasyonun distopik bir kurgusu. Sanal gerçeklik teknolojileri sayesinde sanal evrenlerdeki gezintileri artık avatarımızın gözünden yapıyor olacağız; o sanal bedenlerin içinde daha fazla vakit geçireceğiz, haliyle zaten kafası karışık gerçekliğimiz değişecek, alışkanlıklarımız dönüşecek. Aslında pandemi ile birlikte tüm dünya sanal evrenlere çoktan çekilmeye başladı. Artık sadece bir zamanlama ve markalama meselesi; çünkü metaverse, yeni internet olma iddiasında. Şu an internet ortamında kurduğumuz her türlü iletişimi ve etkileşimi, sanal gerçeklik teknolojileri ile bizi çepeçevre saran bir uzam içinde deneyimleyeceğiz. Eğitimden eğlenceye, sosyalleşmeden alışverişe her şeyi içerecek bu alemler. Bu açıdan Spielberg’ün “Ready Player One” filminin pek uzak bir gelecek kurgusu olmadığını söyleyebiliriz. Metaverse büyük bir oyun evreni gibi düşünülebilir. Zaten oyunlar ve önerdikleri evrenlerin metaverse kavramı ve teknolojilerine katkısı oldukça büyük. Fortnite ve Minecraft ve çok oyunculu dünyaları sadece güncel örnekleri. Metin bazlı MUD (multi-user dungeon - çok kullanıcılı zindan) oyunlarından, Ultima Online gibi grafik tabanlı FRP (Fantasy Role Playing - Fantezi Rol Yapma) oyunlarına ve elbette World of Warcraft gibi milyonlarca oyuncusu olan MMO (Massive Multiplayer Online - Devasa Çok Oyunculu Çevrimiçi) oyunlara kadar metaverse kurgularını birçok oyunda bulmak mümkün. Yani metaverse altyapısı çoktan hazır, keza her yeni teknolojiye ilk adapte olan oyuncular da öyle.

Haberin Devamı

Mustafa Mertcan - DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı

Hangi teknolojiler kullanılacak?

Benim gibi 80’li yıllarda doğmuş jenerasyon için hayallerimizin ötesinde bir dünyanın kapılarını aralamıştı Matrix. İzleyenlerin hepsi Neo’nun yerinde olsam hangi hapı tercih ederdim diye bir defa dahi olsa düşünmüştür. Peki, gerçekten böyle bir seçim hakkımız olsaydı, sanal dünyayı mı seçerdik, yoksa gerçek hayatı mı? ‘Metaverse’ gibi bir sanal dünyada, herhangi bir avatar kullanarak istediğiniz kişi olabilir; Neo gibi birkaç saniyede kungfu öğrenebilir ya da dünyanın en iyi şefinden eğitim alabilirsiniz. Burada önemli olan, her insanın hayaline uygun bir dünyayı bulabileceği metaverse’ün, ne kadar sürede gerçek dünyadan ayırt edemeyeceğimiz bir sanal dünyaya dönüşeceği. Benim düşüncem Matrix gerçekliğine ulaşmak için henüz çok erken olduğu yönünde.

Haberin Devamı

Yine de Moore yasası üzerinden gidecek olursak, teknolojinin mükemmele yakın gerçeklik seviyesine ulaşması için en az 10-15 yıl daha gerekecektir. Diğer yandan, halihazırda nörolink gibi pek çok gelişmiş teknolojiyi kullanarak gerçeklik seviyesini artırabilecek gelişmeler birkaç yıl içinde hayatımıza tamamen girmiş olacak. Facebook 2014 yılında sanal gerçeklik gözlüğü üreticisi Oculus firmasını satın aldığında, ilk defa o zaman, metaverse evreni konusunda neler yapmak istediğini göstermişti. Sanal gerçeklik gözlükleri; görsel bir sanal dünyayı yaşatan ilk teknolojik aletler olarak, metaverse evreninin en önemli parçası oldu. Bundan sonraki gelişmeler diğer duyulara hitap edecek teknolojilerin gelişmesi ile olacaktır. Yine de metaverse için, en önemli teknolojik unsurun nörolink ve benzeri cihazlar olacağı kesin. Bir örnekle gidelim: Nörolink sayesinde beyin dalgalarını kontrol ederek sanal bir evrene girdiğimizde tıpkı Avatar filminde olduğu gibi yürüme engeli olan bireyler, yürüme ve koşma; hatta sanal bir spor müsabakalarına katılabilme şansına sahip olabilecekler.

Haberin Devamı

Yapay zeka, metaverse evreninin en önemli unsurlardan biri olacaktır. Tabii ki cloud ve chip teknolojisinin gelişimi de önemli. Blockchain gibi unsurlar da bilgi güvenliğini destekleyici teknolojilerin başında geliyor. Elbette bu sanal evrenin paraya ihtiyacı olacak. Bu evrendeki tüm tüketilebilir ürünlerde zamanla dijital para kullanılacak. Şu an çok uzak görünen bu alışkanlıklar, aslında günlük hayatımıza yavaşça girmeye başlamış teknolojilerin pek dışında değil. 5 yıl öncesinde adını dahi duymadığımız nörolink, bitcoin, token, NFT gibi teknolojik ürünlerin tümü gerçek dünyada ne kadar kullanılıyorsa sanal dünyadaki etkisi kat kat fazla olacak. Özellikle 2000 sonrası nesilde gerçek ve sanal para arasında birçoğumuzdaki gibi keskin çizgiler yok. NFT’ler henüz NFT olmadan, zaten bu neslin hayatına çoktan girmişti. Hatta içlerinde, oynadıkları oyunlarda yıllardır para kazananlar bile var. Temelde NFT’den farkı olmayan bu alışverişlere alışkın Fortnite neslinin, metaverse dünyasına bizlerden çok daha hızlı adapte olacağı kesin.

Haberin Devamı

Matrix gerçek mi oluyor

Keanu Reeves: “Kimse aynı kalmadı”

Bitti sandığımız Matrix serisi, dördüncü filmi “Matrix Resurrections”la geleceğe ışık tutmaya devam edecek mi?

Wachowski Kardeşler’in sinemada çığır açan serisi Matrix, devam filmi “Matrix Resurrections”la 18 yıl sonra yeniden sinemaseverlerle buluşuyor. Bugüne dek “Matrix”, “Matrix Reloded” ve “Matrix Revolutions” olarak üç filme yayılan hikayenin yeni bölümü “Matrix Resurrections”da Keanu Reeves ve Carrie-Anne Moss, ikonik Neo ve Trinity rollerinde yeniden izleyici karşısında olacak. Reeves, bir zamanlar insanlığın kurtarıcısı olmak için Matrix’ten kurtarılan ve hangi yoldan gideceğini seçmek zorunda kalacak olan Thomas Anderson/Neo ikili rolünü yeniden üstleniyor. Moss ise ikonik savaşçı Trinity’yi canlandırıyor… Yoksa o, banliyöde yaşayan, süper güçlü motosikletlere meraklı bir eş ve üç çocuk annesi Tiffany’yi mi?

Yeni filmde Kanadalı oyuncular Keanu Reeves ve Carrie-Anne Moss’un rol alması aslında filmin en büyük ‘spoiler’ı. Reeves de zaten kendisine teklif geldiğinde “Ama ben öldüm” diye tepki vermiş. Filmin yönetmeni Lana Wachowski, bu ikiliyi nasıl dirilttiğini şöyle anlatıyor: “Kardeşim Lilly’yle bilimkurgu dizisi Sense8’i tamamladıktan sonra, işimizin bittiğini düşündük.  Sonra ebeveynlerimiz hastalandı ve Chicago’ya dönüp yanlarına taşındık, hayatlarının son birkaç ayında onlara baktık. Bir gece uyandım; anne babam ölüyor olduğu için çok acı ve keder içindeydim. Bu yüzden beynim yatıştırıcı olacak bir hikaye hayal etmek istedi. Ve böylece beynim bir gecede, ölmüş olan bu iki karakteri Neo ve Trinity’yi diriltti ve canlandırdı. Aklıma gelen bu fikre hemen tepki verdim ve alt kata inip yazmaya başladım.”