20.06.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Seyhan Akıncı Evet, pijamalardan sıkıldık ama eski normalimizin de pek normal olmadığını anlayacak kadar vaktimiz oldu. Pandemi ile önceliklerimiz değişti. Alışveriş listemizdeki her parçanın gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını sorguluyoruz önce, ardından üretim zincirinde doğaya zarar verip vermediğini. Modaya bakış da değişti elbette. Bu dönemde çevrimiçi alışveriş arttı, dijital platformlar daha fazla kullanıldı. Buna paralel olarak moda anlayışı da değişti. Önümüzdeki dönemde etkileri nasıl olacak? Moda ve tasarım dünyasında 30 yılı geride bırakan Özlem Süer, tüketicilerin değişen alışkanlıklarını anlattı:
“Rahatlık arayışı beraberinde doğala dönmeyi getirdi. Sürdürülebilir yöntemler, doğa dostu materyaller sadece üreticinin değil artık kullanıcıların da dikkatini çekiyor. Upcycling, modifiye, sürdürülebilir yaklaşımlar, giysileri daha uzun ömürlü kullanma yaklaşımları ortaya çıktı. Tasarımlar renklerin terapik etkisi nedeniyle canlandı. Ten tonları, ruh halimizi yükseltecek nane yeşilleri, dumanlı mintler, domates kırmızıları, lime, orkide pembeleri hep iyilik halini yükseltmek için seçildi. Daha çok yumuşak dokunuşlu örmeler, trikolar, konforlu kumaşlarda antistatik, antibaktariyel özelliklerin tercih edilmesine neden oldu. Hayatımıza maske tasarımları girdi, giysilerimizi, şapkalarımızı, gözlüklerimizi maskelerimizle stillemeye, renk kombinasyonlarına dikkat etmeye özen gösterdik.”
Ev ve spor giyimindeki dönüşümü Süer, “Ev giyiminde minimal görünümlü takımlar sadece uyum değil materyal konusunda da öne çıktı. Sürdürülebilir kumaşlar, organik pamuklu kumaşlar ve bambu lifleri sık kullanılan materyaller arasında yer almaya başladı. Evde spor hayatımıza girdi ve spor tarzını yaygınlaştırdı. Bu çoğu sektörde bir trend olsa da aktif giyim markaları daha çevre dostu seçenekler aramaya başladı. Sürdürülebilir kaynaklı, teknik kumaşlar ve yeni materyaller gibi girişimleri birçok markada görmeye başladık. Özetle markalar artık olağanüstü duyarlı olmak zorunda. Markalar modanın eski tavrına radikal çıkışla bu yaklaşımlar daha üst bir çizgi yaratıyor” sözleriyle anlatıyor.
Konfor arayışı
Herkesin eve kapanmasıyla beraber şıklık arayışı yerini büyük ölçüde konfor arayışına bıraktı, kıyafetlerde konforu yakalayanlar da outdoor kullanımlarda konforu elden bırakmayıp şıklığı maskeyle vermeye çalıştı. Topuklu ayakkabılar hayatımızdan büyük ölçüde çıktı, artık kombinler spor ayakkabılarla veya yer yer terliklerle yapılıyor. Evde kaldığımız sürede de artık Zoom kombinleri ön planda. Toplantılarda şık görünüm için rahat gömlekler ve minik aksesuarlar yardımcı oluyor.
Retro ve ihtişamlı gelinlikler
2020-2021 İlkbahar-Yaz koleksiyonun bir parçası olarak FLU’yu çıkaran Özlem Süer gelinlikteki trendleri anlattı: “Alternatif materyaller gelinlik siluetlerini yeniden şekillendirdi. Vualler, poplinler, ipek, koton, bambu ve sürdürülebilir yeni düzene ait bio materyaller duyarlı post pandemi dönemi yaşam felsefesini tekrar gözden geçirmiş gelinler için yeni bir stil yarattı. Daha retro ve ihtişamlı gelinlikler göreceğiz. Alışık olmadığımız sırt detaylarını düğmeler ve dev fiyonklarla sergiliyoruz Renk tonlarında ise beyaz saltanatını yer yer bebek pembesi, pudra ve mavi tonlarına bırakacak. Her zamankinden daha uzun etekler özlenen ihtişama verilen bir selam gibi. Tüm bu ihtişam ve karakteristikliğe ek olarak süper şık ve yalın ikili takımlar ile nikah elbiseleri de yılın trendleri arasında yer alıyor.”
Hem doğa dostu hem akıllı tasarımlar
Girlfriend markası denizdeki atık balık ağları ve plastiklerden üretim yapıyor.
Nube markası her bir tayt çifti için en az 20 plastik şişe kullanıyor.
POSTCARBONLAB giyerken içinde alg bulunduracak ve kullandıkça oksijen üretimine katkı yapacak kumaş sentezi üzerine çalışıyor.
Pangaia deniz yosunundan yapılmış kendi kendini temizleyen tişörtler; kır çiçekleri ile doldurulmuş montlar; bir çiçeğin DNA’sından yapılan laboratuvarda üretilen pigmentlerle sürdürülebilir ve akıllı tekstillerin sınırlarını zorluyor.