16.10.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
Ceyda ULUKAYA
CEYDA ULUKAYA- Dünyada her yıl 2 milyondan fazla kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. Türkiye’de ise meme kanseri teşhisi konulan kadın sayısı yılda 25 binden fazla: Hastalığın 50 yaş altında görülme oranı yüzde 50’ye yakın, her 5 meme kanseri hastasından biri ise 40 yaşın altında. Üstelik meme kanserinin görülme sıklığı da son 20 yılda iki katına çıkmış durumda. Rakamlar her ne kadar olumsuz bir tabloya işaret etse de, meme kanserinde erken teşhisin hayat kurtardığı bir gerçek. Erken teşhiste ise mamografi çekimi hayati rol oynuyor. Türkiye’de mevcut uygulama, mamografiye 40 yaş itibarıyla başlamak ve iki yılda bir tekrarlamak şeklinde öneriliyor. Peki meme kanserinin genç yaşlara inmesi, mamografiyi de 30’lu yaşlara çekmeyi gerektiriyor mu? Hastalığın erken yaşlara kaymasında neler etkili? 30’lu yaşlardan itibaren neler gözetim altında olmalı? İçinde bulunduğumuz Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle uzmanlara sorduk.
Prof. Dr. Lütfi Doğan (Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri)
“Meme kanseri görülme yaşı aşağı iniyor”
Meme kanseri ile ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalar gösteriyor ki meme kanseri görülme sıklığı tüm dünyada giderek artıyor. Bundan 10-15 yıl kadar önce 10 kadından 1’inde meme kanseri görülürken günümüzde bu oran 8 kadından 1’ine kadar yükseldi. Ülkemizde de meme kanseri görülme sıklığı tüm dünya ile paralel olarak artıyor.
Türkiye’de genç yaşta (30’lu yaşlar) meme kanseri görülme sıklığı Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya göre daha yüksek. Tüm dünyada meme kanseri görülme yaşı aşağıya doğru iniyor. Meme kanserlerinin yalnızca yüzde 10-15 kadarı bugüne kadar tanımlanmış belirli genetik mutasyonların ebeveynden aktarılması ile oluşur. Geriye kalan hastalarda belirli bir genetik mutasyon saptanmaz. İlk doğum yaşının ileri yaşlara kayması, doğum sayısının azalması, sedanter yaşam tarzı, endüstriyel tip beslenme ve obezite meme kanseri yaşının aşağı çekilmesi konusunda suçlanan faktörler arasındadır.
Meme kanseri toplumsal taramaları için ülkemizde ilk mamografi yaşı olarak 40 yaş belirlenmiştir. Toplumsal taramalar hedef nüfusun önemli bir bölümünün herhangi bir şikayeti yokken yapılan taramalardır. Bu nedenle oldukça maliyet gerektiren işlemlerdir. Daha ileri araştırma gerektiren hastalar bir üst basamağa sevk edilerek araştırılır. Dünyada toplumsal tarama programı uygulanan ülkelerde 40 ya da 45 yaşlarında mamografi ile tarama programları başlatılabilmektedir. Ayrıca tetkik aralıkları da genellikle 2 yılda birdir. Yüzbinlerce tetkik yaptıktan sonra pozitif vaka yakalama oranları bulunarak tarama programlarının şeması oluşturulur. Ülkemizde şu anda 40 yaş altında tarama programı gerekli görünmemektedir. Ancak ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar ve kendi kendine muayene yaparken kanser emarelerine rastlayan kadınlar, elbette yaştan bağımsız olarak sağlık kuruluşlarına başvurmalıdırlar.
Dr. Can Gürbüz (Türkiye Meme Vakfı Başkanı)
“40 yaş altında mamografi yeterli sonuç vermiyor”
Türkiye’de kadınlarda görülen her 4 kanserden birini meme kanseri oluşturuyor. Eskiden daha çok ilerleyen yaşlarda görülen meme kanseri, artık erken yaşlara doğru kayıyor. İstatistiklere göre bu konuda maalesef, Avrupa ülkeleri arasında birinci sıradayız. Batı Avrupa ülkelerinde 40 yaş altında meme kanseri sıklığı yüzde 6-7 oranlarındayken ülkemizde bu oran yüzde 20 civarında.
Son 25 yıl istatistiklerine baktığımızda, meme kanseri görülme oranının yaklaşık 3 kat arttığını gözlüyoruz. Bu artışın en önemli sebeplerinden birisini yaşam tarzı ve beslenmemizdeki değişiklikler oluşturuyor. Obezite, hareketsizlik ve stres meme kanseri gelişme riskini artıran faktörlerden. Buna karşın, düzenli egzersiz ve bitkisel ağırlıklı beslenme tarzıyla bu riski azaltmak mümkün. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara göre, yüksek risk grubuna giren kadınlarda yapılacak doğru değişikliklerle, meme kanseri gelişme riskini yüzde 50 oranında azaltmak mümkün.
40 yaşını geçen hemen her kadının, düzenli aralıklar ile mamografi çektirmesi, meme kanserine bağlı ölüm oranlarını önemli ölçüde düşürüyor. Elimizde henüz mamografi kadar etkili bir tarama yöntemi bulunmuyor. 40 yaş altında ise özel bir risk taşımadıkça mamografi çekilmesi önerilmiyor. Çünkü erken yaşlarda meme dokusu daha yoğun olduğu için, genç kadınlarda mamografi yeterli sonuç vermiyor. Fakat bazı özel durumlarda, örneğin bazı aile öyküsü olan kadınlarda, daha erken yaşta mamografi çekilmeye başlanabiliyor. 20 yaşını geçen her kadının, düzenli aralıklarla kendi meme muayenesini yapması ve her 3 yılda bir kez uzman bir hekime başvurması öneriliyor. 35 yaşından itibarense her yıl kontrol öneriliyor. 40 yaşından daha genç kadınlarda, memede radyolojik tetkik aracı olarak ultrason kullanılıyor. Ses dalgalarıyla çalışan bu yöntemin hiçbir zararlı etkisi yok.
Prof. Dr. Vahit Özmen (MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı)
“Erken evrede tedavi başarısı yüzde 100’e yakın”
Meme kanseri görülme sıklığı 50 yaşından sonra artıyor ancak ülkemizde batılı ülkelere kıyasla meme kanseri görülme yaşı daha küçük. 50 yaş altı meme kanseri oranı ülkemizde yüzde 50’ye yakın, her 5 meme kanserinden hastasından biri ise 40 yaşın altında. Bu yüzden 18-20 yaşından itibaren kadınlara her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalarını ve yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmesini öneriyoruz.
Meme kanseri vakalarının yüzde 30-35’i erken teşhis ediliyor. Özellikle 0 ve 1’inci evre dediğimiz erken evrede kanserlerin tanısı konulduğunda tedavi başarı oranları yüzde 100’e yakın. MEMEDER olarak Bahçeşehir’de 2009-2019 yılları arasında yaptığımız 10 yıllık toplum tabanlı meme kanseri tarama programı sonucunda ise erken evre meme kanseri saptanma oranı yüzde 80 oldu. Çalışmamızda; 40-49 yaş arası erken evre (evre 0 ve 1) saptanma oranı yüzde 50’nin üzerinde, 50-69 yaş arasında ise yüzde 70’in üstünde çıktı.
Mamografi çektirmeye zaten yüksek riskli kadınlarda ve aile hikayesi olanlarda ailedeki meme kanseri sayısına ve en genç meme kanserinin yaşına göre daha erken başlıyoruz. Rutin olarak 30 yaşta başlatılmasını önermiyoruz. Ancak kişiye göre risk analizi yapılıp mamografi başlangıç yaşı ve sıklığına ona göre karar verilmesini tavsiye ediyoruz.
Alınan radyasyon uçak yolculuğuna denk
Kadınların 40 yaş itibariyle yılda bir kez mamografi çektirmelerine hiçbir engel yoktur. Mamografi sırasında alınan radyasyon dozu 4-6 saatlik bir uçak yolculuğunda alınan dozla aynıdır. Yani mamografi çektirmek insan sağlığını etkileyecek düzeyde bir radyasyon maruziyetine yol açmamaktadır. Ancak, halk arasında bu konuda çok yanlış bilgiler ve inanışlar mevcuttur. Dijital mamografi cihazları ile de verilen radyasyon dozu iyice azalmıştır.
ÜCRETSİZ TARAMA MERKEZLERİ İÇİN
Sağlık Bakanlığı, başta meme kanseri olmak üzere kolorektal ve serviks kanserleri için ücretsiz tarama hizmetini, başta Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) olmak üzere birçok sağlık merkezinde ücretsiz sunuyor. Ülke genelinde 306 noktada her üç kansere yönelik tarama programıaktif bir şekilde yürütülüyor, 41 mobil tarama aracı da ihityaç duyulan bölgelerde destek veriyor. Ayrıca kısa süre önce devreye giren Kanser Randevu Sistemi’yle aile hekimleri hedef nüfuslarındaki 40-69 yaş aralığındaki kişileri arayıp taramaya davet etmekte ve sürecin izlenmesinde birincil rol üstleniyor. Bulunduğunuz ilçeye en yakın tarama merkezini bulmak üzere https://hsys.saglik.gov.tr/TaramaBilgilendirme/TaramaBilgilendirme adresini ziyaret edebilir, yakındaki KETEM merkezlerini ise https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/ketem adresi üzerinden görüntüleyebilirsiniz. Ayrıca il ve ilçe belediyeleri bünyesindeki kadın sağlığı merkezlerinde de mamografi dahil birçok sağlık tarama hizmetinden yararlanmak mümkün.