Likya Yolu: Kültür ve doğa bir arada

Bu defa deniz, kum, güneş üçlüsü ya da tam pansiyon tatil için değil; kültür turizmi için düştük Antalya yoluna... Havalimanından yaklaşık iki saat süren yolculuğa masmavi Akdeniz manzarası da eşlik etti ve Demre’ye geldik. Amacımız T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığında yürütülen “Gelecek Turizmde”nin çalışmalarını sürdürdüğü, Antalya’nın Demre ilçesinde gerçekleştirilecek “Likya Yolu’nda Bir Tarih Molası” projesi çalışmalarını görmek.

“Gelecek Turizmde”nin desteklediği bu projeyi Demre Belediyesi, Demre Kaymakamlığı ve Kapaklı Muhtarlığı’nın işbirliğiyle Kültür Rotaları Derneği yürütüyor. Bölgede sürdürülebilir turizm konusunda farkındalık yaratılması ve Likya Yolu’nun üç farklı yürüyüş rotasının Demre’nin Hoyran mevkii ve Kapaklı köyünde birleştirilmesi hedefleniyor. Bir diğer amaç da ziyaretçilere dinlenme ve konaklama hizmetleri sunulurken köylerde yaşayan yerel halkın da hem sosyal hem ekonomik açıdan fayda sağlaması. Proje kapsamında trekking yapanların köylere ulaşımının kolaylaşması için Kapaklı’dan denize kadar da bir iskele açılmış. Mola noktaları yaratmaya devam ediliyor, kadınlar için de Hoyran mevkiinde bir kooperatif açılacak.

Her yıl çok sayıda turistin ziyaret ettiği Likya Yolu, Fethiye’den Antalya’ya uzanan, yaklaşık 540 kilometrelik bir yürüyüş rotası. Yürüyüşe en uygun zamanlar ise ilkbahar ve sonbahar. Tamamını yürümek ortalama 29-30 gün sürüyormuş, biz kısa bir mesafesini yürüdük. Bize eşlik eden isim ise proje sahibi Kültür Rotaları Derneği’nin başkanı Kate Clow oldu. Clow’u yörede herkesin tanıyor, zira yıllarını bu rotayı araştırmaya, tasarlama ve işaretlemeye vermiş.

Likya Yolu üzerinde birçok antik yer var. Konakladığımız; odalarında TV, tesisinde plastik olmayan Hoyran Wedre Köy Evleri buram buram nane, kekik, adaçayı kokularıyla bizi hazırlasa da; İstanbul’dan yemyeşil doğanın içine düşünce Hoyran’daki antik mezarları görmek için nasıl bir şevkle tırmandık, inanamazsınız. Yolculuğun sonunda da ödülümüz müthiş bir Akdeniz manzarası oldu... Ertesi gün görme şansı bulduğumuz Kaleköy, Üçağız köyü ve Kekova bölgesi ise yörenin en güzel alanlarından. Kekova bölgesinde de teknelerle bir ring sistemi kurmayı düşünüyorlar. Çünkü binin üzerinde koy olan bölge mavi yolculuğun öne çıkan rotalarından biri.

Yapmadan dönmeyin

Kekova, Batık Şehir, Kaleköy rotasında tekne turu yapmadan...

Noel Baba Kilisesi, Myra antik kenti, Andriake antik kenti ve orada açılan Likya Uygarlıkları Müzesi’ni görmeden...

Muhteşem manzarası ve tarihi mezarlarıyla antik şehir Hoyran’ı gezmeden...

Köy kadınlarının hazırladığı, Yörük mutfağına ait lezzetli yiyecekleri tatmadan dönmeyin.