Kuşbakışı Kapadokya

Kapadokya dendiğinde her ne kadar herkesin aklına ilk olarak Göreme, Uçhisar ve Ürgüp gelse de Kapadokya bölgesi aslında bu üçlü dışında Avanos, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara çevresini de kapsıyor. Buraya adım attığınızda peynir kellesi gibi
delik deşik ancak bir o kadar da büyüleyici bir coğrafya karşınıza çıkıyor. Yöre halkının peri bacaları olarak isimlendirdiği bu doğal güzelliği görmek üzere Göreme Açık Hava Müzesi’ne gidiyorum. Müzedeki kiliselerin duvarlarında farklı dönemlere ait İsa ve Meryem Ana resimleri ve semboller görüyorsunuz. Kayalara kurulmuş freskli kiliselerden en ilgi çekici olanları Elmalı Kilise, Karanlık Kilise ve Tokalı Kilise.

Kaya otel geleneğinin doğduğu yer Ürgüp
Rüzgar ile yağmurun bir zanaatkar misali çalışarak ortaya çıkardığı kayalara otel yapma fikrinin ve ilk kaya otellerin doğduğu yer olan Ürgüp aslında bölgenin de en turistik yeri. Bölgenin tüm özelliklerini tek bir yerde görmeyi arzu ediyorsanız, doğru yerdesiniz. Peri bacalarının en yoğun bulunduğu bölgede Selçuklulardan kalma Altıkapı ve Temenni Tepesi türbeleri de görülmeye değer. Bölgenin en ünlü ve hakkında efsaneler olan peri bacaları Üç Güzeller de Ürgüp’te bulunuyor.

Derinkuyu ve Kaymaklı popüler yeraltı şehirleri
Bölgede farklı yükseklikte peri bacaları olsa da en yüksek nokta 1350 metre yüksekliğindeki Uçhisar Kalesi. Uçhisar bölgenin en güzel yürüyüş parkurlarından biri olan Güvercinlik Vadisi’ne sahip.
Kızılırmak’ın yatağından elde edilen kırmızı topraktan yapılan çömleklerle meşhur olan Avanos’ta gezerken Çanakçı Heykeli’ni, Dereyamanlı Kilisesi’ni, Aleaddin Camii ile Sarıhan Kervansarayı’nı da görülecek yerler listenize ekleyin.
MS üçüncü yüzyılda buraya yerleşen Hıristiyanlar bölgeyi eğitim ve düşünce merkezi haline getiriyorlar. Yapılan saldırılara karşı savunma ve saklanma amacıyla da yeraltı şehirleri inşa ediyorlar. Kapadokya’da sadece bir kısmını ziyaret edebildiğiniz 200’e yakın yeraltı şehri bulunuyor. En popüler olanları Derinkuyu ve Kaymaklı.

Gökyüzü sabah balonlarla doluyor
Sabahın erken saatlerinde Kapadokya’da gökyüzüne bakarsanız güneşin doğuşu ile
bir sürü rengarenk sıcak hava balonu görürsünüz. Royal Balloon’un 12 kişilik balonu ile yavaş yavaş yükseldiğimizde (600 metreye kadar yükseliyorsunuz) karşımızda tüm heybeti ile Erciyes’i, Uçhisar ve Kayseri arasındaki eski İpekyolu’nu, Göreme Açıkhava Müzesi’ni, Avanos’u, Çavuşin kasabasını izleyebilirsiniz.

Kaya ve mağara otellerinde kalın

* Uçhisar’ın doğusundaki Argos in Cappadocia’nın kaya yerleşimleri içine
inşa edilmiş mağara odalarının hepsi geniş ve ferah. Bazı odaların kendine ait yüzme havuzu bile var. Otelin bir parçası olan Bezirhane ise Klasik Keyifler Müzik Festivali konserlerine ev sahipliği yapan mekanlardan biri.
* Hizmetiyle 2013 ve 2014 yıllarında “Avrupa’nın en iyi oteli” ödülünü de almış Museum Hotel, sertifikalı bir antika koleksiyoncusu Ömer Tosun’un eseri. Antika eşyalarla dekore edilmiş kaya ve taş odalardan en beğendiğim ise Divan.
* Ürgüp’ün ilk yerleşim merkezlerinden olan Kayakapı Mahallesi’ndeki UNESCO ve Dünya Kültür Mirası Merkezi tarafından desteklenmekte olan Kayakapı Premium Caves tüm mahalleyi kapsıyor.
Mahalledeki her evin bir otel odası olarak hizmet verdiği oteldeki favori odam 119 numaralı Mehmet Tokat Evi.

Nerede ne yemeli?

* Eski bir Rum mahallesi olan Mustafapaşa’da 250 senelik bir Rum konağındaki Old Greek House’ta
kuru fasulye ile testi kebabının ve ev baklavasının mutlaka tadına bakın.
* Eğer yöresel lezzetler dışında alternatifler arıyorsanız, Ürgüp’teki Ziggy’s Cafe’de özel sosta pişen fırında patates ve pastırmalı makarnayı deneyebilirsiniz.
* Mikla, Nupera ve Nuteras gibi İstanbul’un bilinen restoranlarının oluşumunda yer almış Muhittin Ülkü’nün restoranı Muti, farklı lezzetleriyle
öne çıkıyor. Yer elması püreli kuşkonmazlı enginar, firik pilavı ile
servis edilen papaz yahni ve kalamarlı, mürekkepli mantı favorilerim arasında.