14.04.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN
DİDEM SEYMEN- Kardiyovasküler hastalıklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm sebepleri arasında ön sıralarda yer alıyor. Kalp hastalıkları günümüzde bazı sebeplerle artık tamamen ileri yaş hastalıkları arasından çıkıyor; gençlerde de sıkça görülüyor. Sigara içme alışkanlığı, hareketsiz yaşam tarzı, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol değerleri, diyabet, obezite, stresli yaşam tarzı gibi risk faktörlerinin artmasıyla kardiyovasküler hastalıklar ve buna bağlı sorunlar artış gösteriyor. Risk faktörleri değiştirilince kalp sağlığı korunabiliyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, kalp sağlığını koruma yöntemleri hakkında bilgi verdi…
Dünya genelinde meydana gelen ölümlerin en önemli nedeni olan bulaşıcı olmayan hastalıklar küresel olarak halen önemli bir hastalık yükü oluşturuyor. Bulaşıcı olmayan bu hastalıkların arasında ilk sıralardaysa kalp ve damar hastalıkları yer alıyor. Kalp ve damar hastalıklarını erkenden teşhis etmek rutin tetkiklerle mümkün olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, “Kalp damar hastalığına yakalanma açısından yaş önemli bir faktörüdür. Yaşlanma süreci ile atar damarlarda gelişen yağlanma, tıkanma artmakta ve kişilerin kalp krizi geçirme riski artmaktadır. Ama son zamanlarda çeşitli faktörler nedeni ile kalp krizi geçirme yaşı da erkene inmiştir. Bu nedenle risk faktörlerinin belirlenmesi, erkenden önlem alınması önem taşımaktadır” dedi.
Sigara bir an önce bırakılmalı
Sigara içme yaşının düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, “Yapılan çalışmalarda sigara tüketimim kalp damar tıkanıklığının hem akut (kalp krizi, aritmi), hem kronik (kalp yetersizliği) sonuçlarını artırmakta olduğu gösterilmiştir. Sigaranın bırakılmasını sağlamak bu kişileri uzun dönem kalp krizi riskini azaltmak için en etkin tedavi yöntemidir. Sigarayla birlikte alkol ürünlerinden de uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.
Toplu taşıma kullanımı hareketi getirir
Obezitenin gittikçe artan büyük bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ateşal, “Obezite düzensiz ve sağlıksız beslenmenin getirdiği bir hastalık. Obezite, hipertansiyon, kolesterol, diyabet gibi hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Obeziteden korunmak, diğer hastalıklarla birlikte kalp sağlığını korumak için de önem taşımaktadır. Bu nedenle düzenli, sağlıklı beslenmek; fazla kilonun verilmesi ya da kilo kontrolü kalp sağlığını da korumaktadır. Akdeniz tipi beslenmek gerekir. Sebze ve meyveden zengin, sağlıklı yağlardan oluşan, işlenmiş gıdalardan uzak duran bir diyet biçimi kalp sağlığı için gereklidir. Gerekirse beslenme uzmanlarından destek alarak kilo kontrolü sağlamak kalp sağlığı için atılması gereken adımlardan biridir. Beslenmenin yanında düzenli olarak yapılan egzersizin faydası büyüktür. Sedanter yaşamdan uzaklaşmak gerekir. Her yere arabayla gitmek yerine toplu taşıma kullanımı, hareketi artıracaktır. Bunun yanında açık havada yapılacak hafif tempoda yürüyüşler kalp sağlığı için koruyucu olacaktır” diye görüş verdi.
Kalp krizi yaşa değil riske bağlı
Prof. Dr. Ateşal, “Koroner arter hastalığına sahip olan kişilerinde erken dönemde belirlenmesi, medikal (ilaç) ve girişimsel tedavi yöntemleri ile tedavi edilmesi de kalp krizi riskini düşürmektedir” diyerek şöyle devam etti: “Bunları dikkate alarak kalp damar hastalıklarını ve kalp krizini sadece yaşa ve yaşlılığa bağlamak çok yanlış olur. Şeker hastalığı, tansiyon hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara tüketimi, şişmanlık, kalp hastalıkları açısından aile öyküsü olması, stres, depresyon gibi risk faktörlerine sahip olan kişilerinde belirlenmesi kontrol altına alınması kalp damar hastalıkları, krizi riskini azaltmakta etkin yöntemlerdir. Bu yüzden kalp krizi yaşa değil, riske bağlıdır. Kalp ve damar hastalıklarında ailede genetik geçiş ortalama yüzde 60 oranındadır. Risk faktörlerine sahip olan kişilerin de mutlaka periyodik kalp kontrollerini yaptırmaları önem taşımaktadır.”
Erken ölümlerin önlenmesi hedefleniyor
Sağlık Bakanlığı’nın hedefinin dünyada en sık görülen, en fazla ölüme ve engelliliğe neden olan bulaşıcı olmayan hastalıklara (kalp ve damar hastalıkları, kanserler, diyabet ve kronik hava yolu hastalıkları) bağlı erken ölümlerin (70 yaş altı ölümler) 2025 yılına kadar yüzde 25 azaltılması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ateşal, “Artık günümüzde hemen hemen her sağlık merkezinde kalp taraması yaptırmak mümkün olabilmektedir. Bakanlığın da destekleriyle kronik hastalığı olanların hayati bir sorun yaşamadan yaşam kalitelerini artırıp sağlıklı yaşamaları için birçok imkan sunulmaktadır. Sağlık otoritelerinin getirdiği kolaylıklara bireylerin uyması pek çok sağlık sorununun önlenmesi ve erken teşhis edilip, tedaviye geçilmesinde önem taşımaktadır. Bu nedenle her yıl düzenli kalp kontrollerinin yaptırılması kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi konusunda destek olacaktır” dedi.