27.09.2020 - 03:00 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
“Artık bir fotoğraf mecrası olduğunu söylemek zor” Mustafa Seven (Fotoğrafçı)
Aslında Instagram’a gelmeden önce hayatlarımıza dijital fotoğraf girmişti ve anlatım dilini devrimsel anlamda değiştirmişti. Çünkü dijitale gelene kadar fotoğraf belli bir zümrenin iletişim aracıydı, pahalı bir uğraştı. Dijitalle birlikte fotoğrafın kitleselleşme süreci başladı. Ardından hayatımıza mobil cihazlar girdi, ‘iphonografi’ diye bir kavramla tanıştık. Instagram, aslında bu evrede iphonographer diyebileceğimiz mobil cihazlarla fotoğraf çeken kitleye hitaben doğdu; çünkü bu insanlar fotoğraf çekmekle ilgileniyor ve fotoğraflarını paylaşabilecekleri kanallara ihtiyaçları vardı. Bu aşamada da Instagram, fotoğraf çerçevesi olarak kare formatı hayatımıza sokmuş oldu. Geleneksel anlamda biz, fotoğrafın kompozisyonunu 4x3’lük çerçeve içinde oluşturmaya alışkındık. Kare formatsa bizi, hikayeyi merkeze taşımaya zorlayan bir biçimle tanıştırdı. Aynı zamanda fotoğraflarımızı uluslararası ölçekte tanıtabilmenin yolunu da açtı. Bununla birlikte, 2012’de Facebook’un Instagram’ı satın almasıyla birlikte başka türlü bir dönüşüm yaşandı. Ticari kaygıların daha fazla devreye girdiği, fotoğrafın artık ‘content’e (içerik) dönüştüğü, pazarlama stratejilerinin hakim olduğu ve buna bağlı olarak dejenerasyon ve estetiğin körelmesi olarak özetleyebileceğimiz bir döneme girdik. Tatilimizden içtiğimiz kahveye, tüketim alışkanlıklarımızı birer arzu nesnesi olarak sergiler olduk. Bu da zaten her şeyi vasatlaştıran bir etki yaratıyor diye düşünüyorum. Kısacası, Instagram’ın artık bir fotoğraf mecrası olduğunu söylemek kolay değil, aksine fotoğrafın değerini gitgide yitirdiği bir mecra olduğunu söyleyebilirim.
“Mutluluk, zenginlik, başarı dayatması” İlker Küçükparlak (Psikiyatr)
Diğerlerinde bıraktığımız izlenimin önemi ve bir izlenimin oluşabilmesi için ön koşul olarak görünür olma arzusu hep vardı. Daha önceleri varlıklı aileler ressamlara portrelerini yaptırarak, imparatorlar ve devlet yöneticileri ise heykellerini diktirerek bu arzularını karşılamaya çalışıyorlardı. Ancak genel olarak sosyal medya ve Instagram elbette hayatı değiştirdi. Biz distopyanın birilerinin her hareketimizi gözetlerken görülmemeyi umut etmek şeklinde olacağını tahmin ederken, dünya her hareketimizi göstermeye çalışıp görülmeyi umut ettiğimiz bir şekle büründü. Kişisel gelişim kültürü insanları yaşamanın “başarılı” bir şeklinin olabileceğine ve bu başarının göstergesinin de mutluluk olduğuna ikna etmişti. Instagram ile de bu “başarı” ve mutluluk da gösterilir ve etkileşim üzerinden ölçülebilir hale geldi. Bu başarı, mutluluk, güzellik, seçkinlik ve zenginlik gösterileri gözetleyen tarafında sıklıkla hasete ve kendini değersiz hissetmeye de yol açabilir oldu.
Mutluluk, zenginlik ve başarı dayatmasının yanı sıra Instagram’ın estetiği de tekdüzeleştirmekte olduğunu düşünüyorum. O sırada “gideri olan” estetik formülü neyse tekrar etmeye teşvik ediyor. Ayrıca estetiğin dışındaki unsurların da içinin boşalmasına neden oluyor gibi. Birisi Instagram’da “Kürk Mantolu Madonna” kitabı yanında kahve fotoğraf klişesi üzerine yazmıştı: “Bu kitapta ne yazıyor bilmiyorum ama fena boğaz kuruluğu yapıyor galiba.” Hikayeleri gören kişilerin bile görülebilmesi, yani gözetleyeni de gözetleyebilme gibi zengin olanakları sayesinde Instagram “stalklama” için en elverişli mecralardan biri halinde. Bu nedenle romantik ilişkilerin başlangıcında, devamında ve sonlanışında da artık sahnede.
Instagram’ın popülerleştirdikleri
Kahve: Günlük hayatımızdan detaylarını estetize etmenin en kolay ve etkili yollardan biri, bol köpüklü latte’mizi paylaşmak oldu.
Avokado: Instagram hayatımıza ‘food porn’ (yemek pornosu) kavramını soksa da, bu alanın açık ara kazananı avokado oldu.
Kedi: En şirin, en komik, en ‘kalpleri eriten’ fotoğraflarıyla kediler, Instagram’ın kayıtsız şartsız kazananlarından.
Selfie: Son 6 yılda selfie çekerken 278 kişi selfie çekmek aşkına hayatını kaybetti. Instagram uğruna ölümü bile göze alıyoruz desek yeridir.
Instagram’ın yıldızları
Dünyada
Cristiano Ronaldo: Dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo, Instagram’ı aktif kullanan isimlerden. Takipçi sayısı 238 milyon.
Ariana Grande: ABD’li şarkıcı Ariana Grande, Instagram’da dünya çapında en çok takipçiye sahip kadın. Grande’nin 203 milyon takipçisi var.
Türkiye’de
Nusret Gökçe: Nusr-et restoran zincirinin sahibi, et ustası Nusret Gökçe, Instagram üzerinden yarattığı “salt bae” akımıyla adını tüm dünyada duyurdu. Instagram’da 30 milyonu aşkın takipçiye sahip.
Hande Erçel: Oyuncu Hande Erçel, Türkiye’de Instagram’da en fazla takipçiye sahip kadın. Erçel’in 16 milyonu aşkın takipçisi var.