13.11.2022 - 03:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA
CEYDA ULUKAYA- Romantik ilişkiler, bir tüm zamanlar klasiği; trajedinin de dramın da ana damarlarından biri. Bu yıl beşinci kez düzenlenen İstanbul Komedi Festivali’nde ise komedi sahnesinin başrol oyuncusu. 12 Aralık’a kadar devam eden festival kapsamında kadın-erkek ilişkilerine odaklanan dört ayrı gösteri, hayatımızın merkezine koyduğumuz ilişkilerle ilgili hayal kırıklıklarını, bıkmadan tekrarladığımız hataları, orantısız beklentileri ti’ye alıyor, aslında güldürerek iyileştiriyor. BKM’nin düzenlediği festivalde “Biri flört mü dedi?”, “Evlenecek miyiz?”, “Aş’K’okulu” ve “Çift Terapisi” gösterileriyle sahne alan komedyenlere, günümüz ilişkilerine dair en çok neleri komedi malzemesi edindiklerini ve ilişkilerde en çok nelere güldüklerini sorduk.
Meltem Parlak (Evlenecek miyiz?)
Romantik ilişkiler, albenili ve ekseriyetle herkesin şu ya da bu derece mağdur olduğu ve bu sebepten kolay bağ kurabileceği mevzular. Eğilip bükülüp mübalağa etmeye de müsait yanları var. Dahası kimi zaman romantik konularda canı da yansa insanın, mevzu işlenip şakaya dönüşünce iyileşiyoruz adeta. Komedi sahnesine taşınınca konular sanki mevzu sizi değil de siz mevzuyu belinden kavramış gibi oluyorsunuz. Bir kontrol hali bu. Mesele ile eğlenebiliyor olmak anlatıcıya bir kontrol duygusu veriyor, izleyiciden gelen kahkaha ile de destekleniyor. Normalde çok ciddiye aldığımız bu meselelere hep birlikte bir salon dolusu kişi gönülden güldükçe güçleniyoruz. Bizim neşemiz ve kahkahayla gelen gücümüz meseleyi küçültüp daha olduğu gibi baş edilir kılıyor. Herkesin ilişkisi kendine özgü ve seçilen komedi malzemesi de komedyene özgü olmakla birlikte sıklıkla işlenen konulardan birinin beklentilerdeki farklılıklar olduğunu söyleyebilirim. Bir ilişkiyi yaşayan iki kişi olsa da ikisi de ilişkinin bambaşka noktalarında olabiliyor. Mesela ilişkide bir taraf daha henüz “Merhaba,” demişken, karşı taraf doğacak çocuklarının isimlerinin ne olacağının telaşına düşmüş olabiliyor. Doğal olarak iki tarafın manevi yatırımı birbirinden ciddi oranda farklılık gösteriyor. İşte bu tezat mizaha çok güzel bir zemin hazırlıyor. İlişkilerdeki bu orantısızlık pek çoğumuza tanıdık. İzleyici yalnız olmadığını hissedip kıkırdıyor.
Ben keyifle söylebilirim ki ilişkiler konusuna epeydir uzaktan ve mesafeli bir şekilde gülüyorum. Çok şükür mutlu bir yuvam var ve heyecanla bebeğimizi bekliyoruz. Genel olarak ilişkilerde en çok gülünen şeylere gelince… Mesela daha ortada ilişki yok birisi gidiyor yemek takımı seçip düğün yeri bakıyor. Bu şuursuzluğa tabii ben de gülüyorum. Zaten stand up sahnesinde kendimden bahsediyor gibi yapsam da ekseriyetle bahsettiğim kendim değil, abartılı bir tiplemenin kurgu halleri oluyor.
Esra Dermancıoğlu (Biri flört mü dedi?)
Açıkçası romantik ilişkiler hayatımızın merkezinde o an oluyorlar. Fakat sonrasında yaptığımız saçmalıkları bir anlamda unuttuktan sonra bunları gülerek anıyoruz. Ve genelde iki insanın bu aşk meselesini büyütmesi de uzaktan baktığın zaman yaptığı bu saçmalıklar yüzünden içinde mizah olan bir durum. Nasıl bazen cenazelerde sinirimiz bozulup gülüyorsak aslında aşk meselesi bundan daha minor olmasına rağmen bunun içinde de çok büyük bir mizah var. Onun için bununla ilgili ufak bir show yapmak istedim.
Bana kalırsa ilişkilerde en çok çatışmalar komedi malzemesi oluyor. Yani bazen erkek ve kadının birbirini anlamaması, erkeğin başka bir şey düşünüp söylemesi, kadının başka bir şey düşünüp söylemesi ve aynı konuda asla karşılıklı bir şekilde anlaşamamaları. Cinsellik de bence çok büyük bir mizah unsuru.
Kendi adıma, aldatmayı ve aldatılmayı büyük bir dram haline getirip bunu dünyanın sonuymuş gibi yaşayanlara tabii ki empati göstermekle birlikte zaman zaman da gülüyorum, ki buna kendimi de dahil ediyorum. Yani kendime de gülüyorum, etrafımda bu tür olaylar yaşandığında da gülüyorum. Onun dışında seyirci neye gülüyor? Aynı şekilde. İnsan kendi yaşadığına gülmekte, yaşarken kendine gülmekte zorlanıyor. Ama o tarafı biraz anlatırsak, acılar da biraz daha rahat sarılır diye düşünüyorum.
Eser & Berfu Yenenler (Çift Terapisi)
BERFU YENENLER: İlişkiler, hayatımızın merkezine koyduğumuz için her duygusunu çok yoğun yaşadığımız konular. Bizi en çok güldüren de üzen de romantik ilişkiler. Hepimiz ayrı ayrı bu yaşadıklarımıza güleceğimize birlikte gülelim diye düşündük.
Sanırım ilişkilerde beklenenler ve yaşananlar çatışması bizi en çok güldüren. Biriyle tanışırken de buluşurken de flörtleşirken de kısaca ilişkinin her evresinde bir şey var beklediğimiz ve o beklenen asla olanla uyuşmuyor. Hep ne bekliyorduk ve ne yaşadık ikilemi doğuyor. Bizi en çok güldüren de bu.
Yaşadığımız her şeyi özel zannediyoruz. Halbuki her gün, her yaşananı yaşayan binlerce insan var ilişkilerde. Konuştukça ne kadar çok ortak duygumuz, üzüntümüz, yaramız var. Öyle fark ediyoruz. Fark edince de bu yaralar iyileşiyor ve bizim güldüğümüz hikayelere dönüyor. Seyirci de bence en çok, en büyük yaralandığı hikayelere gülüyor.
ESER YENENLER: İlişki problemlerini herkes kendine özgü sanıyor, oysaki her ilişkide yaşanan problemler birbirine benzer. Biz de hem kendimize hem seyircimize bunu göstermek hem de birlikte gülüp eğlenmek için çift terapisi yapmak istedik. Yaşandığı anda sizi eğlendirmeyen hatta sinirinizi bozan çatışmalar üzerinden bir süre geçtiğinde eğlenceli hale dönüşebiliyor.
Gerçek olaylar, ilişki ile ilgili sırlar, kendi kendinize bile söylemeye çekindiğiniz fikirlerinizi sahnede dile getirmek bu işin sırrı bence. En güldüğümüz anların içinde sadece komedi duygusu değil, utanma, çekinme, abartma, hüzün, mutluluk gibi birçok duygunun birleşimi var.
Rüya Aslangül, Olga Çetin (Aş’K’okulu)
Rüya Aslangül: Bu gösteri aslında benim için hazin bir şekilde başladı. Boşandıktan sonra çevremdeki kadın-erkek ilişkilerini, bekarlığı, cinselliği ve buna benzer birçok konuyu farklı bir gözle incelemeye başladım. Bu süreçte Lafazans ekibiyle gösterimize devam ediyordum ve kendi stand up setlerime boşanmış bir kadın olmanın zorluklarını taşımaya başladım. Sonra ekipteki tek evli ve çocuklu, aile babası diyebileceğimiz kişinin Olga olduğunu fark ettim, ki sürekli didişme halindeydik. Ona “Bu kavgayı sahnede etmeye ne dersin?” dedim ve kendimizi sahnede bulduk.
Bizim gösterimiz, temelinde zıtlıklar ve çatışma üzerine kurulu olarak başladı. Günümüz ilişkilerinde de bence en çok komedi malzemesine dönüşen şey zıtlıklar ve çatışmalar. Ancak bir diğer komedi malzemesi de insanların yaptığı hatalar, bu hatalara uydurulan kılıflar ve herkesin bir şekilde bu hatalardan kendine pay çıkarması. Aslında bence ilişkilerde her şey bir komedi malzemesi; çünkü ilişki dediğiniz şey zaten başlı başına bir komedi.
Benim aş’k’okulunda en çok güldüğüm şey, dürüst olmaları için zorladığımız ve soru sorduğumuz kişinin bir anlık rehavetle boş bulunup dan diye herşeyi söylediği o an… Bir de Olga’nın bazen boş bulunup kendisiyle ilgili herşeyi anlattığı anlara ve sonra yüzüne bir anda inen o pişmanlığına çok gülüyorum.
Olga Çetin: Ayrı karakter ve ayrı ilişki durumu olan bir kadın ve bir erkeğin aynı anda sahnede olması ve ilişkileri seyirciyle birlikte sorgulaması!? Rüya bu fikri ilk söylediğinde çok heyecanlandım. İsmini de Aş’K’okulu koyduk, zaman içinde format kendisini buldu. Bana göre, günümüz ilişkilerinde komediye konu olan şey doğrudan çatışma. İlişkide tarafların kendilerini tanımadan karşı tarafı tanımaya çalışması, bence komedi buradan doğuyor. Örneğin, kadın ben kaslı erkek severim diyor yanındaki erkek göbekli ya da adam esmer severim diyor kadın kızıl gibi. Kişi bu çatışma durumunu açıklamaya çalışırken özüne dönüyor, o sırada ciddi açıklar veriyor malzeme bu çatışma anlarından çıkıyor.
Aş’K’okulu gösterisinde sorular soruyoruz, tamamen interaktif ilerliyoruz ve cevaplar da çelişki ve çatışma yumağı oluyor. Bu hem komik hem de çok canlı, bu yüzden her gösteri birbirinden farklı oluyor çünkü her defasında çiftler de tarafların ilişkiyi anlaması da yaşaması da değişiyor. Seyirci, taraflardan birinin zorda kalmasına çok gülüyor, ben ise en çok taraflardan birinin zorda kaldığı anda cevap verememesi esnasında herkes gülerken, diğer partnerin gülmemesine çok gülüyorum, işte orası ve o an çok komik. O komik olmama durumu çok komik.