13.08.2023 - 01:46 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - Dan Brown romanlarını bir çırpıda kitabı elinizden düşürmeden heyecanla okuduğunuzu itiraf ediyorsanız, sembollere düşkünsünüz demektir. Özellikle adı üstünde “Kayıp Sembol” romanında tüm konu, Washington’ın dört bir yanına yerleştirilen gizli semboller üzerine geçer. Aslında hayatımızda ne kadar büyük bir yer kapladığını tam olarak algılayamadığımız semboller hakkında ilginç bir sergiden bahsedelim. ABD’de Cooper Hewitt, Smithsonian Design Museum’da “Give Me a Sign: The Language of Symbols” isimli sergi, sembolleri, ortaya çıkış hikâyelerini ve nasıl bir iletişim, hatta ayrı bir lisan haline geldiklerini ziyaretçilerine anlatıyor. 2024’ün Eylül ayına kadar devam edecek olan sergi, ünlü endüstriyel tasarımcı Henry Dreyfuss’un “Symbol Sourcebook: An Authoritative Guide to International Graphic Symbols” kitabından büyük ölçüde yararlanıyor. Bir düşünün, hangimiz artık telefonda mesajlaşırken “ay gülmekten gözlerimden yaş geldi” diye yazıyoruz? Akıllı telefonlarla birlikte farkında olmasak da eskiden hiç olmadığı kadar sembollerle iletişim kurduğumuz bu devirde gülmekten gözlerinden yaş gelen emojinin nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsanız bu sergi tam size göre.
Sembol Fransızca kökenli bir kelime, TDK’ye göre Türkçesi “simge” demek. Yine TDK’ye göre “duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret” anlamına geliyor. Kelimeler de aslında birer sembol değiller midir? Misal Çincede harfler hiyeroglif gibi resimlerin tasviridir. Mısır kendi hiyerogliflerine sahiptir. Bir gülen yüz emojisi ile ne farkı var ki? Buradan şu sonuç ortaya çıkıyor: Trafik işaretlerinden tutun olimpiyatlarda kullanılan resimlere kadar semboller uluslararası bir dil haline gelmiştir. Diğer dillerden özgün tarafı ise dünyanın neresinden olursanız olun bir bakışta anlamını anlayacağınız kelimelerdir aslında semboller. Sergi kültleşmiş semboller dışında yeni hayatımıza giren emojilere de bu sebeple yer veriyor. Başörtülü emoji ile farklı ten renklerindeki emojilerin önemine değiniliyor. 21’inci yüzyılın yarattığı bu yeni dilin tabii ki kendine has hassasiyetleri var ve toplumun değişimi dile de yansıyor. Dinî inançlara saygı, ırkçılık karşıtlığı, cinsiyet eşitliği gibi konular, emojilerin evriminde etkili oluyor.
Sıkılan yumruğun öyküsü
Sergide ayrıca geçmişte toplumsal olaylarda önemli yere sahip sembollere de yer veriliyor. “Havaya kaldırılmış sıkılı yumruk” sembolünün tarih boyunca nasıl kullanıldığı, Black Lives Matter hareketinde neyi ifade ettiği ve sonra başka hangi akımları temsil ettiği anlatılıyor. Olimpik sporlara verilen sembollerden tutun engelli sembolündeki tekerlekli sandalyenin değişimine kadar işaretlerin evrim süreci işleniyor. Tabii nasıl diller zamanla değişim sürecine uğruyorsa semboller de öyle. Şu an dünyanın neresinde olursa olsun bir “svastika”nın (gamalı haç) akıllara getirdiği ile bundan bin sene önce zihinlerde uyandırdığı anlam çok farklıdır. Hindu dininin en uğurlu simgesi iken, Naziler tarafından kullanıldıktan sonra artık bambaşka bir anlam kazanmıştır. Mağaralara kazınan ilk resimlerden günümüzdeki emojilere kadar insanlığın yarattığı sembollerin hikâyesi işte Cooper Hewitt’te sergileniyor.
Yaratıcı deha Henry Dreyfuss
ABD’de Smithsonian kurumu müzeleri bir nevi bir zincirdir; farklı konular üzerine pek çok müzeyi kapsar Smithsonian. Sembol sergisi de New York’taki Cooper Hewitt, Smithsonian Design Museum, Türkçeye çevirecek olursak Smithsonian Tasarım Müzesi’nde yer alıyor. Esinlenilen kişi ise Henry Dreyfuss, tarihin belki de en önemli endüstriyel tasarımcısı. 1930’lardan itibaren aklınıza gelebilecek en absürt şeylerin bile tasarımını yapmış olan Dreyfuss, sayısız tüketici ürününün görünümünü ve kullanılabilirliğini önemli ölçüde geliştirdi. 1955 yılında “Design for People”, 1960’da “The Measure of Man” kitaplarını çıkaran Dreyfuss, 1965’de Amerika Endüstriyel Tasarımcılar Derneği’nin ilk başkanı oldu. Lokomotiflerden tutun elektrik süpürgelerine, telefonlardan termostatlara çok farklı alanlarda hayatı kolaylaştıran dizaynı bulunan Dreyfuss, sembollere de büyük ilgi duyuyordu. Sergide de anlatıldığı üzere sembol kitabını çıkarırken küresel bir çabayla dünyanın her köşesinden tasarım fikirleri içeren mektuplar alıyordu. 20 binden fazla sembol içeren bu veritabanı niteliğindeki kitap, dünyadaki endüstriyel tasarımcılar için bir başucu kitabı görevi görmeye devam ediyor.