08.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
BUKET AYDIN
Herkes Nasreddin Hoca’nın “Ye kürküm ye” hikayesini bilir… Hani şu gittiği düğünde kıyafeti yüzünden ciddiye alınmadığı ama üzerine en ihtişamlısından bir kürk geçirince büyük saygıyla karşılandığı hikaye… Yıllar yılları kovalasa da bazı şeyler hiç değişmiyor. Seneler önce de insanın üstüne başına göre itibarı varmış, bugün de öyle. Artık imaj bizim için her şey. Bu hafta benim de çok sık danıştığım stil ve imaj danışmanı Suna Kabadayı’yla İstinye Park Loro Piana mağazasında buluştuk ve giyinmenin psikolojisinden sezon trendlerine, özgüvenli insan duruşundan kariyer hayatında yükselmek için nasıl giyinilmesi gerektiğine kadar her şeyi konuştuk. Kabadayı “Profesyonel kimlik söz konusu olduğunda vaadin neyse ona uygun giyinmen gerekir” diyor. “Mini etek giymenin yaşı nedir?” diye sorduğumda da cevabı “O yaşı kişinin vücudu ve diz kapakları söyler” oluyor ve ekliyor “Bir de abartı ya yaşlı ya ucuz gösterir, her yaşta risklidir”.
-Türk insanını giyiminden yola çıkarak nasıl değerlendirirsiniz?
Giyime özen gösteren bir toplumuz diyebilirim. Neticede zaten "Ye kürküm ye" diye bir Nasrettin Hoca özdeyişimiz de var. Türk insanı giyim kuşama özen gösterir. “İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır” meselesi de son derece geçerlidir. Giyim hayatımızın içerisinde önemli iletişim araçlarından biri. Tüm dünyada önemli ama Türk insanı için biraz daha önemli.
- Stil sahibi olmak ne demek?
Ben stilden şöyle bir şey anlıyorum aslında Buket, kendini yansıtabilmek, tarzını yansıtabilmek, hikayeni de işin içine sokabilmek. Vücut tipine yakışan, yaşam tarzına uygun olan, kendinle ilgili ipuçlarını taşıyan, zamansız olan ve tutarlı bir duruş yansıtan kıyafet seçimleri bence stilin tarifi…
-Saç şekli de stilin içine girer mi?
Tabii ki saç, makyaj, cilt bakımı, koku, takı, ayakkabı, çorap her şey stilin içine girer. Bütün olarak düşündüğümüzde oturuş, konuşma, tebessüm, zarafet hepsi aslında stildir.
-Günlük hayatta en büyük stil yanlışları neler?
Kadın için günün saatine uymayan bir makyaj, aşırı marka kullanımı, vücut tipine uygun olmayan ama moda olan kıyafetleri seçmek; mesela yeterince uzun boylu değildir ama uzun plise bir etek seçer, yeterince ince değildir ama kargo pantolon seçer. Vücut tipine uygun olmayanı giymek, mesleğiyle ilgili ortama uygun olmayanı giymek stil yanlışıdır.
“Kalın bacaklı erkek kısa paça giymemeli”
-Peki, Türk erkeklerinin büyük bir kısmının kısa paçalı ve dar kalıplı pantolonlar giymesine ne diyeceksiniz?
Ben yakıştırmıyorum. Kısa paçalı pantolon uzun bacak, uzun boy ister. Ortalama boyda ve kalın bacaklı, kaslı bacak yapısı olan erkeklere hangi milletten olursa olsun çok yakışmıyor ama moda olduğu için herkes giymeye heves ediyor. Marjinallik, aşırılık taşıyan stiller özel vücut tipleri ister.
- Bu insanlar yakışmadığını görmüyorlar mı, anlamıyorlar mı?
Orada başka bir psikoloji devreye giriyor. Sadece estetik görünmek için giyinmiyor. Moda olan bir şeyi giydiğinde insan “Ben de sahip olabiliyorum, benim de param yetiyor, ben de bu trendleri takip edebiliyorum, ben de belirli bir sınıfa aidim” gibi bir yanılsamaya düşüyor. Sosyal medyanın da çok etkisi var. Görüyor, başkalarında beğeniyor, idol bulduğu birisini takip ederken onun giydiğinin kendine de yakışacağını düşünüyor. Yoksa birini eleştirirken unutmadığım bir şey vardır; kimse çirkin olmak için yapmaz bunu. Herkesin istediği şey güzel olmak, hoş olmak, havalı olmak... Kendi bildikleri ve kendi kaynakları doğrultusunda, o anda aradığı tatmin neyse onu yapmaya çalışır. Para da, bu işe ayırabildiği vakit de, bilgi de bir kaynaktır. Stil sahibi olmak her şeyden önce özgüven sahibi olmayı gerektirir. Eğer özgüven sahibi değilse kişi, ne giydirirsen giydir eksik kalıyor. Özgüven yoksa ne giydirdiğinin bir önemi yok, taşıyamıyor o elbiseyi. Çünkü içinde yaşadığı fırtına, eksiklik, tam olamama duygusu yansıyor dışarıya.
-İyi giyinmek için çok para harcamak şart mı?
Hayır, hele ki günümüzde hiç değil. Bunu zaten mankenler de akım olarak başlattı. Hepimiz biliyoruz; Kate Moss'un marka ile marka olmayanı, sokak modasını birleştirme tarzını. İyi giyinmek için marka giymek şart değil, hele ki perakendenin bu kadar çeşitlendiği günümüzde her fiyat aralığında sonsuz çeşit varken.
- Size danışmanlık almaya gelenler, stilleri için başvuranlar neyi değiştirmek istiyorlar?
Bazen profesyoneller işini yaparken daha etkili, daha ikna edici, daha çok göz önünde olmak isteyip, gelirler. Bazen de çalıştıkları şirket bunu ihtiyaç görüp bana yönlendirir. Kişi kendi geldiğinde “Benim kariyer hedeflerim var, ben yükselmek istiyorum. Ne yapayım?” diye soruyor. Kendi işini kurup, vaadini doğru şekilde anlatmak isteyen kişiler de danışmanlık alabiliyor. Doğum yapmış ve işe dönen bir anne de geliyor. Yenilenmek istiyor, “Kilo verdim ama stilimi kaybettim, eskiden anne değildim ama şimdi anneyim, hayatım daha da hızlandı, daha pratik giyinmem lazım” diyor. Yani durduk yere “Canım sıkıldı, ben size geleyim de stilimi değiştireyim” durumu yok ortada.
Kariyerlerinde ilerlemek isteyenlere tavsiyeler
-Stil, kariyerde ne kadar etkili?
İlk izlenimler çok önemlidir birbirimizle ilgili ilk izlenimleri saniyenin dörtte biri gibi sürelerde aldığınızı düşünürsek ki, bunu da ben söylemiyorum Harvard Üniversitesi'nin araştırmasıdır bu; saniyenin dörtte birinde karşındaki yabancıyla ilgili on değişik konu hakkında fikir sahibisin. Ama sonrasında altyapı, uzmanlık, bilgi yoksa kıyafet bu eksiklikleri örtmeye yetmez ama etkilidir. Zaten ben de bu yüzden sadece kıyafet tarafıyla çalışmıyorum.
-İmaj danışmanlığı da yapıyorsunuz, ne tavsiye edersiniz kariyerinde ilerlemek isteyenlere?
İmaj bir bütündür eğer imaj danışmanlığından bahsediyorsak… Ama kıyafetlerle ilgili kısma bakıyorsak evet hem güncel, hem vücuda yakışan hem de ekonomik güce paralel olan tarzlar seçilmesi kariyer gelişiminde önemli olur. Maaş aralığı belli bir seviyedeyken çok marjinal markalara ve çok marjinal bütçelere yatırım yapıyormuş izlenimi bırakmak da çok doğru değil. Statü sembolü şeyler var; belli saat markaları, kalemler, cüzdanlar ve çantalar gibi ama belli ki onun alım gücü dahilinde değil, bunu aldığın zaman da inandırıcı olamıyor. Maaş aralığına denk düşen tercihler yapmak önemli bence.
“Abartı ya yaşlı ya ucuz gösterir”
-Yaşa göre stil diye bir şey var mı? Mesela Defne Samyeli kızlarıyla aynı giyiniyor. Ve eleştiri de alıyor bu tarzı nedeniyle beğeniliyor da... Kadın 50'sine de gelse fiziği çok düzgün diye mini etek giymeli mi, yoksa belli yaşta belli şeyleri giymemeli mi?
Çok kişisel bir cevap ama hem yaşa hem profesyonel kimliğe hem de değerlerine uygun giyinebilmeli insan. Kişi özelinde konuşmuyorum, genel olarak baktığımda, benim tavsiyem şu olur; yaşa göre giyim, her yaşta mini etek giyilmez… Profesyonel kimlik söz konusu olduğunda vaadin neyse ona uygun giyinmen gerekir. Genç kız giyimi veya sokak modası gerçekten 20'lere daha çok yakışıyor, 40'larda o kadar güzel olmuyor. Vücudun izin verdiği kadar trendleri uygula ama kızının ikizi gibi de olma. Bazı şeyler gençlere daha çok yakışıyor...
- Mini etek giymenin yaşı nedir o zaman?
O yaşı da ben söyleyemem onu yerçekimi, o kişinin vücudu ve diz kapakları söyler. Bacakların ne kadar ince olursa olsun eğer diz kapaklarının etrafındaki deri sarkmışsa mini etek güzel durmuyor. Bir de abartı ya yaşlı ya ucuz gösterir, her yaşta risklidir...
–Giyim tarzını belirleyen etkenler nedir peki?
Giyim tarzını kişilerin kimlikleri belirliyor. O kimliklerin içinde eş olmak, anne olmak, yönetici olmak var. Ben kendi adıma anne olmak giyim tarzıma biraz yansıdı diyebilirim. Hem anneyim hem 40'ımı geçtim, tabii ki kızımın yanında genç durmak istiyorum ama onunla da yarışa girmem.
-Bazı insanlar var mesela bir teneke taksa dünyanın en güzel mücevherini takmış gibi duruyor, bazıları da var dünyanın en güzel takılarını taksa teneke gibi duruyor. Neden?
Yakıştırabilmek işte o. Çünkü kendini tanıyor, onu neyle takacağını biliyor. Bu bir bütün resim gibi, o kıyafete, onun enerjisine, kişiliğine kendini sunuş şekline uygun oluyor. Mini etek de böyledir bazısı giydiğinde o eteği görmezsin bile, bazısı giydiğinde de sadece çekiştirip durulan bir etek görürsün. Çünkü onu taşıyamamıştır. Bu nasıl oluyor ben de bilmiyorum açıkçası. Bir teli de kendine yakıştırabiliyor çünkü bu içten gelen bir şey, o teli bağlama şekli var, o telin onun hayatını temsil ediş şekli var.
-Bir insanın özgüveni olup olmadığını nasıl anlarsın?
Bakışından, odaya giriş şeklinden, duruşundan, tokalaşmasından anlarsın. Özgüven sahibi insan bakışlarını kaçırmaz, omuzları düşük değildir, ayaklarını sürterek yürümez, tok bir sesi vardır, içine içine konuşmaz. Onaylanma, beğenilme kaygısı onu yıpratmaz, ona yük olmaz. Özgüvensiz insan tedirgin, gergin ve stres altındadır. Veya aşırı bir kontrolü vardır yanlış yapmamak için, bu da özgüven eksikliğinin sinyallerinden biridir.
Suna Kabadayı’dan stil önerileri
TREND OLMASINA SEVİNDİKLERİM
Ceket, bayılıyorum.
Büyük küpeler, birkaç sezon daha bizle olacaklar.
Pul, payet ışıldayan her şey özellikle ayakkabılarda…
Sneakers her rengi, her modeli... Ohh dünya varmış.
TREND OLMASINA ÜZÜLDÜKLERİM
Leopar, hayvan desenlerini kıyafette taşımayı sevmiyorum ama gelecek kış her markada var...
Bel çantaları unutmak istediğim bir trend ama geri geldi!
Renkli, göz alıcı taytlar, yine gelecek kışı anlatan moda haftalarında çok vardı ama tayt bence spor salonunda kalsın!
Çorap ve şık ayakkabı kombinasyonu beni dehşete düşürüyor, üzülmek ne kelime!
Fitilli kadife takımlardan da pek haz ettiğimi söyleyemem.
ERKEKLERE TAVSİYELER
Blazer ceketler gardırop demirbaşı. Birkaç seçenek renk spor ceket mutlaka her erkeğin gardırobunda olmalı.
Yaka mendili her daim stil imzası, beyaz yanı sıra renkli cesur mendiller her kıyafete hareket katar.
Beyaz spor ayakkabı, deri, bembeyaz; belirgin logo ve detaysız…
Kıştan çıkıyoruz ama kaşkol bağlamada el mahareti şıklık katar.
Ense traşına ve favorilere dikkat, bence bakımı ve stili yansıtır.
Herkese sakal yakışmıyor... Dar ve kısa paça giyip, sakal bırakınca trendsetter olunmuyor...
Her iki cins için ayakkabı, çanta, koku ve tabi kadınlar için takıları da eklemek lazım, stil imzasında en önemli detaylar bunlar.
HANGİ RENK KİME
Soğuk renkler yani siyah, beyaz, lacivert, gri ve yakut kırmızı, zümrüt yeşil, safir mavi, mor gibi net renkler beyaz tenli, koyu renk saçlılara…
Pastel maviler, pembeler, lilalar, limonata sarısı ve siyah yerine lacivert ve fümeler de açık tenlilere…
Sıcak baharat renkleri yani kahveler, hardallar, kekikten zeytuni yeşile, kremler, bejlerse saçında kahve kızıl ve bakır tonlarını barındıran ama esas ten rengi buğday yani sarı bazlı olanlara yakışır.
Saçtan gidersek de kızıllara yeşiller, fümeler, sarışınlara morlar, esmerlere saks mavi çok yakışır.
HANGİ VÜCUT TİPİ
Akdeniz tipi kadında basen daha geniş o zaman vurgu üst bedende olmalı; omuz detayı, bele vurgu ve tabii takılarda da bu yılın küpeleri ve iddialı kolyeler doğru seçim.
Üst beden genişse oversize gömleklerle, dar skinny jean, ya da anvelop üstlerle dikkati üst bedene çok çekmemek önemli, koyu renk ve sade çizgiler olmalı üst bedende.
Minyonlar dar kalıplar seçmeli, kumaş fazlası olmamalı mesela kloş etek ya da uzun etek gibi... Yüksek bel, hafif bilek hizası kısa paçalı pantolonlar ve bele vurgu çok yakışır.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE STİL SAHİBİ ÜNLÜLER
Irıs Apfel bayılırım.
Hikari Yokoyama çok sofistike bulurum.
Amal Clooney çok zarif…
Olivia Palermo ve Johannes Huebl en beğendiğim çiftlerden
Bradley Cooper...
Ece Sükan, Rahmi Koç, Nebahat Çehre her daim yenilikçi isimlerden ilk akılma gelenler