10.08.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
TUBA AKYOL
Sultans of the Dance" Türkiye için bir ilkti. Türk halk danslarının yeniden yorumlanmasıyla hazırlanan, daha sonra adı "Anadolu Ateşi" olarak değiştirilen bu gösterinin kazandığı başarı pek çok kişiye de bu yolda yürüme cesareti verdi. Grubun kuruluşunda yer alan kimi isimler daha sonra kendi ekiplerini kurup kendi şovlarını hazırladılar. "Ney", Antalya'da gösterilerine devam ediyor. "Hürrem Sultan" kasımda sahnelenecek. Müzik yapımcısı Şahin Özer'in kurduğu "Dance of Karadeniz" ise Türkiye turnesine çıkacak. Dans gruplarının sayısındaki artış en çok dansçıları sevindirdi. Özellikle Türk halk oyunları kökenliler yeni iş alanları doğmasından memnun. "Rekabet kaliteyi, kalite fiyatı artırır" diyorlar. Birkaç yıl sonra, dans grupları arasında futbol dünyasındaki gibi transfer haberleri duyarsanız, şaşırmayın...
NEY
"Rekabet beraberinde gelişme getirir"
Antik çağdan günümüze dansın Anadolu'daki serüvenini yansıtan Ney, yedi aylık çalışmanın ardından Antalya'da gösterilerine başladı. 60 dansçıdan oluşan ekip 16 Ağustos'ta 21. Uluslararası Felsefe Kongresi'nde gösteri yapacak.
Ney'in genel koordinatörlüğünü üstlenen Ömer Önder "Ben 'Sultans of the Dance'in kurucu ekibindenim. O dönemde Mydonose'da medya grubunun başındaydım" diyor. Daha önce "Sultans of the Dance"in prodüksiyon koordinatörlüğünü yapan Ali Erten ise şimdi aynı görevi Ney'de sürdürüyor.
Ömer Önder, "Sultans of the Dance"in Türkiye'de dans adına bir kapı açtığını söylüyor. "Ama bizim bakışımız farklı" diyor Önder. "Biz öncelikle multi medyayı kullandık. Dünyada çağdaş şov standardını yakalamaya çalıştık. Bizde Anadolu'daki figürlerin her çeşidi var. Bizim yelpazemiz daha geniş."
İyi bir kadro oluşturduklarını da belirtiyor Önder: "Dansçılarımızın bir kısmı konservatuvarda Türk halk oyunları bölümünden mezun olanlar." Önder'e göre yeni dans gruplarının hepsi desteklenmeli. "Biz tüm bu ürünlerin yaşamasını istiyoruz. Çünkü sektörün gelişmesinde en önemli etkenlerden biri de rekabettir" diyor.
Alternatif iş alanları doğdu
Duyu Tekin: Bu gruplar sayesinde dansçılar için iş olanakları arttı. Dans grupları Devlet Opera ve Balesi'ne bir alternatif oldu. Ben bir süre "Hürrem Sultan"da da dans ettim, sonra Ney'e geçtim.
Bu alan gelecek vaat ediyor
Deniz Uzun: Beden eğitimi öğretmenliği mezunuyum ama halk oyunlarına çocuk yaştan beri ilgim vardı. Dans gruplarının sayısının artması bu alanda gelecek olduğunu gösteriyor.
Ayrılanlar yeni gruplar kuracak
Caner Karagöz: Birçok dans grubu kurulacak. Bu gruplardan ayrılanlar yeni gruplar kuracak. Bu işler böyle yürüyor. Ama bu kötü bir şey değil. Böylece dans sektörü gelişecek. Bu gelişme kaliteyi getirecek.
DANCE OF KARADENİZ
"Yakında büyük transferler olabilir"
Müzik yapımcısı Şahin Özer'in kurduğu "Dance of Karadeniz" mart ayından beri çalışmalarına devam ediyor. Dansçı kadrosu şimdilik 15 kişiden oluşuyor ama bu sayının yakında 60'a ulaşacağı belirtiliyor. Grup önce Türkiye'de kendini tanıtmayı, göstermeyi amaçlıyor. "Yakında 81 ilde, büyük şehirlerde ikişer-üçer olmak üzere gösteriler yapacağız" diyen Şahin Özer'in asıl hedefi ise yurtdışı: "Türkiye'de yapılacak Avrasya Toplantısı'nın açılışında bir gösteri sunacağız. Böylece dünya TV'lerine ilk çıkışımızı yapmış olacağız."
Özer "Keşke Türkiye'de yüzlerce grup olsa, binlerce genç dans etse" diyor. "Dans, spor gibi gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını da sağlıyor. Üstelik onlara yeni iş imkanları sunuyor. Şu anda değil belki ama zaman içinde profesyonel bir ortam oluşursa, ki oluşacaktır, gruplar arasında büyük transferler olabilir."
Tecrübe fiyatı artıracak
Kadir Şen (Koreograf): Türk halk dansları gözde oldu. Eskiden "davulla, zurnayla tepinmek" der, aşağılarlardı; şimdi artık dansın ciddiyetini gördüler. Birkaç yıl sonra taşlar yerine oturacak. Tecrübe kaliteyi getirir, kalite de fiyatı artırır.
Günde 10 saat çalışıyoruz
Gamze Pala: Dansın para kazandırdığını gören bu işe yöneldi. Ama o kadar kolay bir iş değil. Bizim günde 10 saat çalıştığımız oluyor.
ANADOLU ATEŞİ
"Ucuz bir iş değil dansçılık. Dans hak ettiği saygıyı görmeli"
"Anadolu Ateşi", ilk çıkış ismiyle "Sultans of the Dance"; Anadolu'daki dansların yeniden yorumlanmasıyla hazırlanmış, yüzlerce figürden oluşan bir gösteri. Üstelik Türk halk danslarını modern dans ve bale ile birleştirerek görkemli bir şova dönüştüren ilk proje. Üç buçuk yılı geride bırakan ekip şu anda orkestrayla birlikte 210 kişi. Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan dans gruplarının artması ile ilgili olarak "Bizim açtığımız yolda ilerliyorlar. Ama otellerdeki animasyon gösterileri ya da taklit gruplarla olmaz" diyor.
Kurduğumuz toplulukla Türkiye'de dansçılık ciddi bir meslek oldu. Özellikle halk dansları kökenliler için böyle bir katkısı oldu. Ve bu çizgi yaygınlaştı, yeni topluluklar çıktı. Buna seviniyoruz. Biz bir yol açtık, onlar bu yolda yürüyorlar.
Burası bir okul olduğu için buradan yetişenler gidip dışarıda da çalışabiliyorlar elbette. Ancak orada şöyle bir nokta var: Bir dönem burada çalışmış olan herkes, hatta bir dönem Mydonose'da memurluk yapmış olanlar bile kendilerini "Sultans of the Dance"in yaratıcısı gibi görüyor. Burada bir üslup ve nezaket eksikliği seziyoruz. Biz, bizden önce bu alanda çalışma yürütmüş herkese saygımızı belirterek işe başladık. Bundan sonrakilerin de bu hakkı teslim etmeleri gerek.
Türkiye'de dans sektörü gelişecek mutlaka. Ama yeni grupların kalıcı olup olmaması yaptıkları projenin sanatsal derinliğiyle bağlantılı. Bir topluluk kuruyorsanız kurumsallaşmanız lazım.
(Gülüyor) Bulamazlar tabii. O kadar ucuz değil dansçılık. Profesyonel bir sanat ve saygı görmeyi hak ediyor.
Halk oyunlarına ilgi arttı
Emre Çelik: "Anadolu Ateşi" ile birlikte dansa gereken önem verilmeye başladı. Özellikle Türk halk danslarına ilgi arttı.
Çok daha iyi noktalara gelecek
Salim Sınar: İTÜ Türk Halk Oyunları Bölümü mezunuyum. O bölüme girmeme ailem karşı çıkmıştı. Şimdi dansçılık para kazandıran bir meslek oldu. Bir sektör oluşuyor. Ve bu sektör çok daha iyi noktalara gelecek.
Arkadaşlarım iş sahibi oldu
Serdar Sezer: İş bulma şansı arttı. "Anadolu Ateşi"ne giremeyen arkadaşlarımız da bu sayede iş sahibi oldular.
HÜRREM SULTAN
İlk gösteri kasım ayında...
"Hürrem Sultan" ilk olarak -tam tarih değil ama- kasımda Mydonose'da sahnelenecek. Baş koreograf Yıldız Çankaya, "Hürrem Sultan"da halk danslarının modern dansla harmanlanıp iç içe geçirildiğini ve yeni bir form elde edildiğini söylüyor: "Yani birçok dansın kopuk kopuk bir araya getirilmesi değil bu. İçinde ritmik cimnastik, akrobasi ve bale de olan bir makro dans projesi." Daha önce "Sultans of the Dance"te yardımcı koreograf olan Çankaya, "Yeni grupların çıkması sevindirici. 'Sultans of the Dance' ile dans Türkiye'de halka indi. Dans okulları açıldı. Bunlar mutluluk verici" diyor. Aslı Sade: Ben aslında biyoloğum. Ama ritmik cimnastik ve baleyle de uğraştım. Türkiye'de artık dansçılığın itibarı arttı. Dansçılık bir meslek. Bu alanda kariyer yapmak istiyorum.
Bertan Arın: "Sultans of the Dance"te dans ediyordum. Sonra "Hürrem Sultan"a geçtim. Grupların artmasıyla iyi dansçıların seçenekleri çoğalacak. Yakında dans grubu dansçıyı değil; kaliteli dansçılar, dans grubunu seçecek.