21.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Ceyda Ulukaya
Emojiler, bugün dijital iletişimin olmazsa olmazı. Bu minik ve renkli ikonlar olmaksızın kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz, hatta çoğunlukla kelimelere ihtiyaç duymaksızın sadece emojiyle iletişim kurmayı tercih ediyoruz. Gözlerinden kalpler çıkan surat, somurtuk ya da gergin yüz, onlarca hayvan, bitki, yiyecek ve etkinlik ikonu... Geçen yılın rakamlarına göre sadece Facebook’un mesajlaşma uygulaması üzerinden günde 6 milyar emoji kullanılıyor. Bu yıl Adobe’un hazırladığı emoji kullanma eğilimleri raporuna göre, insanlar emojilerin, yazı dilinin soğukluğuna karşı diyalogların modunu yükselttiği görüşünde. Ve emoji kullananların da daha cana yakın insanlar olduğunu düşünüyor.
Emojilere, sözlü iletişim becerilerimizi körelttiği düşüncesiyle sırt çevirenler de var. Dijital ikonları Mısır hiyerogliflerine benzetenler, emojilerin ilkel bir dile dönüş anlamına geldiğini savunuyor ve hızla büyüyen bu görsel dil karşısında endişe duyuyor.
Emojiler, 2000’li yılların ortaları itibarıyla farklı uygulamalar üzerinden erişilebilir durumdaydı ancak popülerleşmesi 2011’de Apple’ın emoji klavyesini yazılım sistemine dahil etmesiyle gerçekleşti. İki yıl sonra da Android aynı yolu izledi. Bundan sonrası da emojinin önlenemez yükselişi olarak tarif edilebilir. 2014 yılından beri her yıl 17 Temmuz Dünya Emoji Günü olarak kutlanıyor. 2015’te Oxford Sözlüğü, yılın “kelimesi” olarak gülmekten ağlayan emojiyi seçti. Bu emoji, geçen yıldan beri dünya çapında en çok kullanılan emojiler arasında ilk sırada. İkinci sırada öpücük gönderen emoji ve üçüncü sırada kırmızı kalp emojisi geliyor.
Bu yılın mart ayı itibarıyla toplam 3019 emoji kullanımda. Bu yıl içerisinde listeye, engellilerin ve eşcinsellerin de temsil edildiği yeni emojiler dahil olacak. Ve görünüşe bakılırsa, kültürel bir fenomen olarak emoji çılgınlığı devam edecek.
Japon sanatçı Kurita’nın emojinin “atası” sayılan bu seti, bugün New York Modern Sanatlar Müzesi’nin (MoMA) daimi koleksiyonları arasında.
Emojinin kısa tarihçesi
Emojiden önce 90’lı yıllarda hayatımızda “emoticon”lar vardı. Emoticonlar, duygularımızı :) ya da :( gibi semboller aracılığıyla ifade etmenin yoluydu. Derken 90’ların sonunda Japon sanatçı Shigetaka Kurita, ülkenin en büyük telekomünikasyon şirketi DoCoMo için bilgi aktarıcı bazı ikonlar geliştirdi. Kurita’nın 176 emojiden oluşan bu seti, bugün New York Modern Sanatlar Müzesi’nin (MoMA) daimi koleksiyonları arasında.
Emojiler, popüler iletişim biçimi olarak kısa sürede markaların da radarına girdi. 2015’te Domino’s Pizza, Twitter üzerinden pizza emojisi kullanarak paylaşımda bulunan kişilerden sipariş alma hizmeti başlattı. Aynı yıl L’Oreal iş başvurularını Twitter üzerinden emojilerle yazılmış CV’lerle isteyen ilk şirket oldu. 2017’de Dünya Doğayı Koruma Vakfı, nesli tükenmekte olan hayvan türlerinden 17 emoji oluşturdu. Bu emojilerle atılan tweet’ler bağışta bulunmanın yolu oldu. Son olarak Apple, Dünya Emoji Günü’nde web sitesinden yöneticilerin fotoğraflarını kaldırıp yerine yöneticilerin emoji karakterlerini yerleştirdi.