21.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Öğretmen bir anne-babanın kızı olan, 23 yaşındaki Günce Gözütok, modellik kariyerinde basamakları hızla tırmanıyor. 2016 İstanbul Moda Haftası öncesi kilosu ve görünüşü nedeniyle “Böyle giderse asla bu podyuma çıkamazsın” denilen Gözütok, şansını yurt dışında denemeye karar vermiş. İlk çıkışını New York Moda Haftası’nda yapan genç model 2018’deki Paris Moda Haftası’nda Balenciaga; Milano Moda Haftası’nda Dolce&Gabbana defilesinde podyuma çıkarak bu markalar için yürüyen ilk Türk model oldu. Önümüzdeki sezon için Milano ajandası şimdiden dolu olan Gözütok, genç yaşına rağmen kurallarını koymayı da bilen biri: “Kürk asla!”
- Milano Moda Haftası’nda Dolce&Gabbana için yürüyen ilk Türk model oldunuz. Orada olmak nasıldı, şimdi sırada ne var?
Çok heyecan vericiydi. Beni Güney İtalyanlara benzettiler ve ona göre bilgi verdiler. İlk defa bir Türkle çalıştıkları için onlar da memnun oldu. Güzel bir deneyim oldu benim için. Önümüzdeki sezon bir marka için çalışacağım. Milano’ya gidip geliyorum şu aralar, önümüzdeki sezon yapacakları kıyafetleri benim üzerimde deniyorlar.
- Dolce&Gabbana’nın radarına nasıl girdiniz?
Bu konuda herhangi bir fikrim yok. Stefano ve Dolce ile çalışacağım için biraz tedirgindim aslında. Ama çok sıcakkanlı insanlar. Bir de tek bir kadına sığdırmıyorlar koleksiyonu; aradığınız bütün kadın tarzlarını görebiliyorsunuz.
- Modelliğe nasıl başladınız?
17 yaşındayken dershaneden bir arkadaşımı Nevizade’ye götürmüştüm. Dönüşte bir adam beni durdurdu “Sen kimsin, nereden geliyorsun?” şeklinde sorular sormaya başladı. Türkçesi yarım yamalaktı. Street casting yapan bir adamdı. 5 senelik kontrat teklif edince kulağa çok mantıklı gelmedi. Özellikle Türkiye’de! Daha o zamanlardan bu işi nasıl daha az bağımlı hale getiririm diye düşünüyordum. Sonra Instagram aracılığıyla bir ajansla çalışmaya başladım. Birkaç sene sonra da Avrupa’ya taşıdım işlerimi.
- Neden yurt dışı?
Türkiye global açıdan kendinizi ileriye taşıyabileceğiniz bir yer değil henüz. Bir gün bir casta gittim ve tasarımcı,“Ben bu kızı görmek istemiyorum” diye çığlık attı. Olabilir ama beni gönderen ajanstı. Bir gün bana “Bu kiloda devam edersen seni hiçbir şova çıkarmayacağız” dediler. Ben de tamam dedim. Sonuçta İstanbul Fashion Week tek yer değil. Zaten sadece Türkiye’de çalışmak gibi bir hayalim yoktu en başından beri.
“Her defilemden önce annemi ararım”
- Modelliğe başladığınız günden beri bir kırılma noktası yaşadınız mı?
İstanbul Fashion Week’e çıkarmayacaklarını söyledikleri an diyebilirim. Bana olan tavırları çok rahatsız ediciydi. Türkiye’de bizim formatımıza uygun değilsin deselerdi anlardım ama görüntüme saldırı haline gelirse olmaz, yanlış. 2016’da New York’a gittim. Orası kişisel gelişimim adına büyük şeyler kattı. Artık hiç umurumda değil. Beni beğenmeyen insanlar şimdilerde story’lerinde paylaşıyor. Hayatta her şey para kazanmak değil. İnsani değerleriniz yoksa siz de yoksunuz.
- Eğitiminize de devam ediyorsunuz...
Zamanı yönetmek gibi bir kavramım kalmadı galiba. Defilelerden dönünce ödev yapıyorum, arkadaşlarımla görüşüyorum. Şu anda odağım modellik ama işlerimi organize edebileceğim duruma gelirsem moda odaklı uluslararası firmalarda çalışmak istiyorum.
- Podyum öncesi ritüelleriniz var mı?
İyi uyumaya çalışıyorum, beslenmeme dikkat ediyorum çünkü yemek yemediğimde huzursuz ve yorgun gözüküyorum. Podyuma çıkmadan önce kıyafetimi anneme gösteriyorum. Şans mı getiriyor bilemiyorum ama her podyum öncesi onu arıyorum.
- Güzellik yarışmasına katılmayı düşündünüz mü?
Bu bir sistem ve bu sistemin içinde nerde durmak istediğinizle alakalı her şey. Güzellik yarışması teklifi de geldi. Ama benim yapabileceğim bir şey değil. Yurt dışında modellik kariyeri yapan güzellik yarışmasından çıkan bir isim yok. Çünkü biliyorsunuz artık hepsinde bir müdahale var. Moda dünyası daha doğal, daha farklı ne var diye bakıyor. Her zaman bir tavrınız olmalı hayatta bir şeye karşı. Yoksa herhangi birisiniz.
“Asla kürk giymem!”
- Kurallarınız var mı?
Kürk giymem mesela. Milano’da beni bir kürk castına gönderdiler ama kabul etmedim. O kürklere bakamam bile. Kürk asla giymem!
- Sizin farkınız ne?
Türküm, karakteristik yüz hatlarına sahibim ve farklı bir tarzım var. Bu bir imaj meselesi. Ne yapmak istiyorsunuz ve neye hayır diyebilecek cesaretiniz var. Benim bu işi yaparken kendime söylediğim şey “Günce ne iş yaparsan yap 30 sene sonra arkana döndüğünde pişman olduğun bir iş bırakma.”
- Nelerle ilgilisiniz? Koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunuzu biliyoruz...
Eskisi kadar değilim ama takımımı seviyorum. Üç köpeğim var, aşırı mutluyum. Evden çıkmak istemiyorum şu sıralar. Hep beraber uyuyoruz, galiba insanlardan daha iyi geliyorlar bana.
- Yürümek istediğiniz özel bir podyum var mı?
Her model gibi benim de var. Saint Laurent’de yürümeyi çok istiyorum.