Pazar“Çizgi dünyası benim yaşama sevincim”

“Çizgi dünyası benim yaşama sevincim”

29.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cartoon Network’ün ilk yerli yapımı olarak yayınlanmaya başlayan “Kral Şakir”in yaratıcılarından Varol Yaşaroğlu: “Küçükken çok çizgi film izlerdim. Benim yaşama sevincim çizgi ve animasyon dünyası”

“Çizgi dünyası benim yaşama sevincim”

Daha altı-yedi yaşlarında defterler dolusu Pembe Panter çizip, kendi çizgi romanlarını oluşturan bir çocuğun büyüyünce başarılı bir karikatürist ve animasyon yapımcısı olması kaçınılmaz olsa gerek. Varol Yaşaroğlu da bu konuda kimseyi yanıltmadı. Grafi2000’in kurucularından, “Koca Kafalar”ın da yaratıcısı olan Yaşaroğlu şimdi 70 ülkede, 17 dilde ve 130 milyonu aşkın hanede izlenen çocuk kanalı Cartoon Network’ün ilk yerli yapımı “Kral Şakir”i yaratarak önemli bir başarıya imza attı.

Haberin Devamı

- “Kral Şakir” nasıl yaratıldı?

“Fırıldak Ailesi”ni yazan Haluk Can Dizdaroğlu, “Kral Şakir”in de senaryo yazarı. Karakterleri ise ben yarattım. Ayrıca Grafi2000’den Berk Tokay ve Kunter Kumbur’un da çok büyük etkisi var. Biz bu zamana kadar genelde insanlar üzerinden yaptık esprilerimizi ama burada tamamen hayvanlardan oluşan bir dünya kurmaya çalıştık. Modern şehir hayatında yaşayan Şakir (aslan), babası Remzi (aslan), annesi Kadriye (kedi), kız kardeşi Canan’dan (kedi) oluşan kedigillerden bir aile yarattık. Şakir tam deli dolu bir erkek çocuğu, Canan daha mantıklı. Remzi’nin biraz aklı havada, Kadriye de evdeki düzeni sağlamaya, aileyi bir arada tutmaya çalışan klasik bir ev kadını.

- Tepkiler nasıldı?

Haberin Devamı

Galada çocuklar çok güzel tepkiler verdi. 4 bölüm yani yaklaşık 40 dakika gösterim yaptık ve gözünü kırpmadan izleyen çocuklar olmuş. Hatta büyüklerin de hoşuna gitmiş.

“Çizgi film hayal gücünü tetikliyor”

- “Kral Şakir”, Cartoon Network’e nasıl kabul edildi?

Grafi2000 olarak hep animasyon üzerine odaklandık. Türkiye’de animasyon sektörü fazla desteklenmiyor. Fakat biz bu işi çok seviyoruz. Aklımızda da çocuklara yönelik bir çizgi film yapmak vardı. Cartoon Network Türkiye ofisi de yerli çizgi film arayışına girdi ve bir konkur açtı. Biz de birçok firma gibi bu konkura girdik. Önce Türkiye ofisi inceledi, sonra yurt dışına gönderildi. Yurt dışında birçok bürokratik katman inceledi. Seçildik.

- Sadece Türkiye’de mi yayınlanacak?

Öncelikle sadece Türkiye’de... Sonrasında düşünülen ülkeler var. Hatta yurt dışından da çok talep var, Güney Afrika mesela.

- Kanaldan gelen belli kriterler oldu mu?

Bize espri ve senaryo konusunda karışmazlar. Bizim bu konuda deneyimli bir danışmanımız var.
O yardımcı oluyor. Kesinlikle çocuk pedagojisine uygun olması gerekiyor çünkü; ona çok dikkat ediyoruz. Biz zaten çocuklara zarar verebilecek, onları yanlış yönlendirebilecek şeylerden kaçınıyoruz. Çünkü çizgi filmler çocukların hayal gücünün gelişmesinde çok etkili. Sadece çizgi film de değil; çizgi roman, sinema, kitap hepsi hayalgücünü tetikliyor.

Haberin Devamı

- Tüm bu sürecin sonunda siz nasıl hissediyorsunuz?

Çok mutluyum. Küçükken çok çizgi film izlerdim. Büyükler hiç izlemiyordu. O zaman kendime “Sen hiçbir zaman çizgi filmlerden uzaklaşma, bu çok değerli bir şey” dedim. Şimdi o duyguyu hissediyorum. İnsanların yaşama sevincini tetikleyen şeyler vardır benim yaşama sevincim de çizgi ve animasyon dünyası.

“Karakter yaratımı konusunda zayıfız”

- Türkiye çizgi film üretiminde nasıl bir yere sahip?

Karakter yaratımı konusunda zayıf olduğumuzu düşünüyorum. Karakter yaratımı öncelikli olmalı çünkü o sizin markanız olacak. Eğer başından eksik ve yanlış üretilmişse devamı zor. Mesela mizah dergilerine baktığınızda Erdil’in (Yaşaroğlu), Selçuk’un (Erdem), Yiğit’in (Özgür) çizgisi olduğunu anlayabileceğimiz, çizerin özelliğini yansıtan belirli çizgiler var. Çizgi filmde de öyle olmalı. Ama Türkiye’de animasyon stüdyoları kendi içlerinde belirli bir şablon üretmiş ve hep ona göre yapıyorlar.

- Bütçe de etken olabilir mi bunda?

Tabii çünkü animasyon bütçeye çok dayalıdır. Bütçe ne kadar artarsa animasyon kalitesi de o kadar artar. Yurt dışı bütçeleriyle buradaki bütçeler karşılaştırılamaz. Zaten Türkiye’de tam anlamıyla bir animasyon sektörü de oluşmadı. Yine de ellerinden geleni yapıyorlar.

Haberin Devamı

“İçerik animasyondan daha önemli”

- Bir animasyonu yaratırken en çok neye dikkat ediyorsunuz?


Biz biraz farklıyız. İlk başta içerik gelmeli; senaryo, karakter yaratımı... Animasyon kalitesini yıllar geçtikçe de arttırabilirsiniz. Anlatımınız doğruysa basit animasyon teknikleriyle de izleyiciye ulaşabilirsiniz. Fakat çok kötü bir senaryo ve çok iyi bir animasyonla hiçbir zaman izleyiciye ulaşamazsınız.

- Bu alanda ilerlemek isteyen gençlere ne önerirsiniz?

İçeriğin çok önemli olduğunu unutmasınlar. Çok meraklıysa ve yaşamını tamamen bunun üzerine kurmak istiyorsa üniversitede bölümünü okuyabilir. Animasyonla ilgileniyor ve kendini çekirdekten yetiştirmek istiyorlarsa da bilgisayar programlarına korkunç derecede hakim olmaları gerekiyor. Çünkü animasyondan para kazanmak istiyorlarsa bunu seri üretime dönüştürmek durumundalar. Sadece iyi çizmek yeterli değil, teknik anlamda da çok ileri seviyede olmanız, sektörün dinamiklerini bilmeniz gerekiyor.

- Şu an neler yapıyorsunuz? Güncel olarak devam eden işlerinizi öğrenebilir miyim?

“Fırıldak Ailesi”nin TV8’deki yayınını sürdürüyoruz, Youtube’da da devam ediyor. Filmi de gelecek; BKM ile çalışıyoruz. Bir film çalışması daha var; 3 boyutlu olacak o. n