04.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Özlem AKARSU ÇELİK - Diğerkâm - ozlemakarsucelik@gmail.com
Pınar Selek’in hayatından 16 yıl çalındı diyor dostları ve Hâlâ Tanığız Platformu. Çarşamba günü Yargıtay’da temyiz duruşması vardı. Yarısı yurt dışından olmak üzere yüzlerce insan hakları savunucusu oradaydı. Biz yazmaktan bıkmayacağız, siz de okumaktan bıkmayın bu hukuk garabetini!
Bombaya ilişkin bir emare tespit edilemedi
09.07.1998 - Mısır Çarşısı’ndaki patlamada 7 kişi öldü, 127 kişi yaralandı.
11.07.1998 - Gözaltına alınan sosyolog Pınar Selek’e patlama değil Kürt sorunu araştırması için görüştüğü kişiler soruldu. İşkencede kolu çıktı.
14.07.1998 - Kriminal Lab. Raporu: Bomba bulgusu yok.
18.07.1998 - Selek örgüt üyeliği suçlamasıyla DGM’ce tutuklandı.
20.07.1998 - Emniyet bomba uzmanlarının raporu: Bomba değil.
15.08.1998 - 16 yaşındaki A. Öztürk’ün ifade tutanağı: Bombalama eylemini Selek’le birlikte gerçekleştirdik.
18.08.1998 - İstanbul Emniyeti onu “Mısır Çarşısı bombacısı” ilan etti.
02.11.1998 - Mısır Çarşısı iddianamesi ile ikinci dava açıldı.
14.04.1999 - Sanık A. Öztürk duruşmada “Selek’i tanımıyorum. İfadem gerçek değil, işkence gördüm” dedi.
05.07.1999 - Bomba uzmanı komiserin mahkeme ifadesi: “Tüp gaz kaçağı.”
21.12.2000 - Mahkemenin bilirkişi raporu: Bomba değil, tüp gaz kaçağı.
22.12.2000 - Selek tahliye edildi.
19.04.2001 - İçişleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü tahliyeden duydukları rahatsızlığı belirten bilgi notuyla dosyaya rapor soktular: Bombaydı, yeni bilirkişi heyeti oluşturun.
27.04.2001 - 24.01.2002 - Adli Tıp
1. İhtisas ve Adli Tıp Genel Kurullarının ölü, yaralı incelemesinde bombaya ilişkin bir emare tespit edilemedi.
04.07.2002 - İçişleri ile Emniyet’in isteği üzerine alınan yeni rapor: Bomba. Nasıl bir bomba olduğu açıklanamadı.
10.07.2002 - Mahkemenin bilirkişi raporu: Gaz kaçağı.
21.12.2002 - ODTÜ Elektrik Elektronik Müh. heyetinin raporu: Patlama lahmacun fırınının içinde meydana geldi.
28.12.2005 - Savcı, Selek için ağırlaştırılmış müebbet istedi.
08.06.2006 - İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, kesin ve inandırıcı delilin elde edilememesi nedeniyle ceza verilmesine gerek yok dedi.
17.04.2007 - Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararda hüküm kurulmadığı gerekçesiyle mahkemenin kararını bozdu.
23.05.2008 - 12. Ağır Ceza Mah. yeniden beraat kararı verdiği Selek’in örgüt üyesi olduğuna dair iddiaları da inandırıcı bulmadı.
29.05.2008 - Savcı, yalnızca Selek’in beraat kararının bozulması talebinde bulundu. Selek’e yönelik suçlamanın dayanağı, “eylemi birlikte yaptık” ifadesinin sahibi beraat etti.
11 Haziran’da Yargıtay kararını açıklayacak
10.03.2009 - Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek hakkındaki beraat kararını bozdu.
04.05.2009 - Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda “Patlamanın bombadan kaynaklandığı kanıtlanamamıştır” diyerek itiraz etti, beraat kararının onanmasını istedi.
09.02.2010 - Yargıtay Ceza Gen. Kur. itirazı reddetti.
09.02.2011 - 12. Ağır Ceza Mah. beraat kararında direnme kararı verdi.
22.11.2012 - Mahkeme başkanı izinliyken geçici olarak başkanlık yapan yeni hâkimle oluşan heyet, direnme kararını geri aldığını açıkladı.
24.01.2013- Başkanın muhalefet şerhine rağmen mahkeme Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, yakalama kararı çıkardı. Kırmızı bülten çıkarılması, Fransa’dan iadesinin istenmesi için talepte bulundu. İnterpol talebi reddetti.
30.04.2014 - Yargıtay 9. Ceza Dairesinde temyiz duruşması görüldü.
11.06.2014 - Karar açıklanacak.
Meydan mı, AVM mi?
Siyasi iktidarın 1 Mayıs’taki tutumunu eleştiren “duayenler”in yazdıklarına, 1 Mayıs meydan muharebesine dair yorumlarına bakın! Bugünlere gelinmesinde payları yokmuş gibi atıp tutuyorlar! Yahu siz değil miydiniz, yıllarca gazetelerin birinci sayfalarında zenginleri sergileyip yoksulları yok sayan? “Ekranlarda mutlu ‘güzel’ insanlar olsun, kimse sorun dinlemek istemiyor” diyen. Milyonları ilgilendiren “asgari ücrete 3 kuruş zam” haberini
ana haber bülteninin sonuna atıp sendikaları hiçe sayan, İstanbul’un lüks AVM’sindeki trilyonluk arabaları halka izleten... Kendilerine basın emekçisi demeye dili varmayanlar emekçi dostu kesildiler başımıza. Örgütsüz-güvencesiz-taşerona mahkum edilen yoksulların AVM’deki o 700 bin liralık saate bakarak varsıllık hayali kurmasının, hırsızlığı umursamamasının sorumlusudur onlar.
Peki yönetenler? Biri onlara söylesin. Örgütlü milyonlardan değil, lümpenlerden korksunlar! Bakınız, Brezilya...
Portekizce “dolaşma” anlamına gelen “rolezinho” adı verilen eylem 2013’ün sonunda başladı. Sosyal medyada sözleşen binlerce genç bir AVM’yi işgal edip eğleniyorlar, yağmalıyorlar. Favela’lardan (gecekondu mahalleleri) kopup gelen bu gençler zengin Brezilyalıların korkulu rüyası. Politik talepleri falan yok. Dertleri, onda var da bende niye yok! Şimdi soruyorum, “grev gözcüsü” yelekli o masum genç mi, sizlere öykündüğü için AVM’leri yağmalayan o genç mi? Meydan mı, AVM mi?