01.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Umut Eroğlu / Teknoloji
İnsan beynini bilgisayara bağlama fikri uzun zamandır bilim dünyasını heyecanlandırıyordu. Beyin dalgalarını algılayan EEG cihazlarıyla yapılan ilk bağlantı denemeleri henüz ilkel düzeyde gerçekleştirilse de başarılı sonuçlar alınmıştı. Fikrin ikinci adımıysa insan beynini doğrudan internete bağlamaktı. Geçtiğimiz hafta tarihte bir ilk olarak Güney Afrika’da pek kimsenin bilmediği bir üniversiteden müjdeli haber geldi. Küçük bir araştırmacı grubu, insan beyninden alınan sinyalleri eşzamanlı olarak bir web sitesine aktarmayı başarmıştı. İddialı bir seçimle Brainternet adını verdikleri proje dünyada yankılandı.
Beyinternet’i iddialı yapan, projenin başarısından ziyade günümüze yansıttığı gelecek modeli. Johannesburg’daki Wits Üniversitesi’nde geliştirilen sistem şimdilik sadece internete bağlanan kişinin kolunu indirip kaldırdığını algılayabiliyor. Bunun için kafaya takılı EEG cihazından gelen sinyal bir uygulama aracılığıyla dijital veriye dönüştürülüyor ve küçük bir Raspberry Pi bilgisayarı tarafından web sayfasına aktarılıyor. Böylece internete girdi sağlayan bir nokta olarak insan beyni World Wide Web’deki yerini almış oluyor.
Engellilere umut
Beyinternet fikrinin geleceğiyse hem ütopik (iyimser gelecek), hem de distopik (karamsar gelecek) senaryolara ilham veriyor. Beyni internete bağlamak denince aklınıza web sayfalarını zihinden okuyabilmek, elleri kullanmadan chat yapmak gibi sahneler geliyorsa biraz fazla geleceğe gittiniz demektir. Bilim insanları ve yazılım mucitleri insan beynini önce IoT (Şeylerin İnterneti) network’üne bağlamayı amaçlıyor. İki insanın beynini internet üzerinden konuşturmaktansa cihazlara aç kapa sinyali göndermek çok daha kolay. Termostat, aydınlatma, hatta tost makinası gibi pek çok günlük cihazı internete bağlayan IoT, cihazların uzaktan kontrol edilmesine imkan veriyor ve birbirleriyle iletişim kurabilmelerini sağlıyor.
Marifetleri artacak
Nesnelerin beyinle kumanda edilebilmesi ilk aşamada engelli ve hareket kabiliyeti kısıtlı insanların hayatını kolaylaştıracak. Teknoloji ilerleyip daha karmaşık işleri başardıkça marifetleri de artacak. İzmir’deki bir cerrah, doğrudan beyinden komut alan robotik bir kol vasıtasıyla Ortadoğu’daki yaralı bir çocuğu ameliyat edebilecek örneğin. Teknolojiyle iyice şımardığımız bir gelecekteyse yatakta gözlerinizi kapadığınız an evin tüm ışıklarının söndüğünü hayal edebilirsiniz...
İnsan beyninin internete yalnızca veri yolladığı bir gelecekte, ütopik hayal ve fantazilere bolca yer var. Distopya ise veri aktarımının iki taraflı olduğu gün başlıyor. İnsan beyni internetten veri almaya başlarsa ne olur? Akla ilk etapta hacker’ların neler yapabileceği geliyor. Madem hayal kuruyoruz, olasılıkların sonu yok. İnsanların zihnine farklı düşünceler yerleştirilebilir, isteği dışında hareket etmesi sağlanabilir, suça yönelik eylemlere yönlendirilebilir örneğin. Hele ki zihni okumak mümkün olursa, mahremiyet ne hale gelir bir düşünün. Neyse ki şimdilik telaşa mahal yok. Bilgisayarlar 0 ve 1’lerle çalışıyor ancak beyin milyarlarca farklı biyoelektrokimyasal aktarımla veri iletimi gerçekleştiriyor. Yüzyılda bile çözülmesi pek olası değil. Yine de günü geldiğinde beyninizi bir şebekeye bağlayacak olursanız, bunu iyi düşünün.