PazarAğız tadıyla bir fasulye yiyemedik

Ağız tadıyla bir fasulye yiyemedik

14.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet TIR'ı ile kat ettiğimiz Adana-Ankara yolunda istediğimiz gibi fasulye yiyeceğimiz bir şoför kahvesi, çay içecek bir benzinci bulamadık. Köy kahvelerinin de "ruhu kalmamış"

Ağız tadıyla bir fasulye yiyemedik




Milliyet TIR'ı Anadolu'yu turlamaya devam ediyor. Geçen hafta ben TIR ile Adana-Ankara yolunu yaptım. Adana'dan yola çıktık, Niğde, Karaman, Aksaray, Kırşehir, Kırıkkale ve nihayet Ankara'ya ulaştık.
Milliyet TIR ekibi sadece dert dinleyerek halkımızla bütünleşmiyor. Tabii olarak yol boyu yiyor, içiyor... Yol boyu ne yedik ne içtik onu anlatacağım.
Bu yolda ekipte benden başka Ece Temelkuran, Hüseyin Özcan, Mustafa Bakacak ve Yurttaş Tümer ile, devamlı gezi ekibimiz Fikret Koç, Fikri Sağlam, Ayhan Yılmaz, Ethem Çıracı, İrfan Düzenli ve İbrahim Topaloğlu da vardı... Açık anlatımıyla biz bir yerde yemeğe içmeye gittiğimizde böööyyyleeee koskocaman "ekip" olarak gidiyorduk.
Önce ne yiyemedik, ne içemedik ondan söz edeyim de yediklerimize içtiklerimize sonra geçeyim.

Ağız tadıyla bir fasulye yiyemedik
Ben karayolu ile seyahat ederken yol boyu şoför lokantalarında fasulye yemeye, benzincilerde çay içmeye, köy kahvelerinde kahve sohbeti yapmaya bayılırım. Geliniz görünüz ki, bizim TIR'ın geçtiği Adana-Ankara güzergahında Allah için fasulye yiyecek tek bir şoför kahvesi, doğru dürüst çay içecek bir benzin istasyonu bulamadık. Köy kahvesi denen şeyin "ruhu kalmamış".
Bunun için her konakladığımız yerde lokanta, pastane aramak zorunda kaldık.
Karaman'da Nas Otel'de konakladık. Otel yönetiminin tavsiyesi ile Hatuniye Restoran'da yemek yedik.
Hatuniye Restoran, Karaman'da 700 yıl önce insanları eğitmek için inşa ettirilen üç medreseden biri. Bu medreseyi Sultan Murat Hüdevandigar'ın kızı, Karamanoğlu Alaaddin Bey'in karısı Nefise Sultan 1382 yılında yaptırmış. Kapalı avlulu, tek eyvanlı, sağında solunda öğrenci hücreleri ve revakları bulunan bir "anıt yapı". İnsanı büyüleyen koskocaman kapısı ve cephesi taş oymacılığının ve taş yazı sanatının "şah eseri".
Bir müteşebbis grup vakıflardan "onar ve işlet" usulü devralmış. 700 yıl önce insanların kafasını doyurmak için inşa edilen binayı, insanların midesini doyurmak için lokantaya dönüştürmüş. "El ilanında" lokanta şöyle anlatılıyor: "Nefis yemekleri, canlı müzikleriyle sizlere sadece yemek değil, huzur, eğlence, neşe katan, tarihin mistik havasını içinize çekeceğiniz tek mekan."
Avlunun ortasında bir havuz var. Havuzun etrafına masalar sıralanmış. Medresenin öğrenci hücreleri "loca lokanta" haline dönüştürülmüş. Taze küçük bamyası nefisti. Bol sulu pişirilmişti. Kaşıklayarak yedim. Midem bayram etti. Etli pidesi, bıçak arası denilen soğanlı kuşbaşı pidesi kıtır kıtır ve pek lezzetli idi. Servis şefi Osman Aykurt, servis elemanları İsa Günbilek ve Ünver Atay kiremitte vali kebabı, hatuniye dolma yememizi önerdiler...
Fırın çeşitleri 2 milyon 500 bin lira, ızgaralar 3 milyon, zeytinyağlılar 1 milyon 500 bin lira dolayında. Alkollü içki servisi yok. Yemekten sonra isteyen çay, kahve ile "nargile" tüttürme şansına da sahip.
Aksaray'a 70 km. uzaklıktaki Zengen'de yol üzerinde bir bardak sıcak çay içeriz umudu ile İrfan Cömert'in Dost Petrol istasyonuna uğradık. Yolun karşısındaki barakada lastik tamirciliği yaparak kazandığı para ile petrol istasyonu açan Cömert'in çok tatlı üç çocuğu var... Koşarak ocağın başına geçtiler. Biz çay beklerken önümüze kahverengi bir sıvı getirdiler... "Çayımız yok abi... Su da pek iyi ısınamadı... Size süt tozu ile sütlü kahve yaptık" dediler... Misafirperverliklerine ve iyi niyetlerine şapka çıkardık.
Kırşehir'de Ankara Caddesi üzerinde Leyla Işık Hanım'ın işlettiği Ahi Sofrası'nda "Kırşehir mantısı ile kurt pilavı"nı tadamadık ama kıtır pide yedik.
Adana-Ankara asfaltının Nevşehir kavşağında bir gece Ağaçlı Turistik Tesisleri'nde konakladık. Ihlara Vadisi'ne 35 km. uzaklıkta olduğu için yerli ve yabancı turistlerin konakladığı tesisin 92 odası var. Odalar bakımlı, konforlu. Tümü balkonlu ve yeşile bakıyor.
Ağaçlı Tesisleri'nin 400 kişilik kafeteryasının yanında 100 kişilik bir restoranı var. Restoran, masası, örtüsü, tabağı, çanağı ve servisi ile pek güzel. Yemekleri lezzetli. Doğru dürüst bir şehir lokantası çizgisinde.
Nevşehir Belediye Başkanı Osman Ertuğrul ile Başkan Vekili İlyas Çavuşoğlu Milliyet TIR'cılarına "merhaba" demeye gelmişti... Birlikte çay içtik...
Bizim TIR turu tamamlandığında Ankara'da Esenboğa yolu üzerindeki Milliyet baskı tesislerinin kafeteryasında içtiğimiz düğün çorbası "sıpsıcak", köfte ise pek lezzetli idi... Acaba yol boyu neden böyle bir çorba, böyle bir köfte yeme şansımız olamamıştı ki? n