22.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
vmilorster@gmail.com Üç kişilik bir grup olarak Salacak'taki lokantanın yolunu tuttuk... O akşam hafif poyraz. Terastaki masamızdan Kızkulesi görünüyor ama manzara olarak pek ahım şahım olduğunu söyleyemem. Apartman blokları altında, daha çok yöre sakinlerine hitap ettiğini tahmin ettiğim bir lokanta. Ancak yandaki masalardan İngilizce sesler de geliyor. Türk işadamları ahbaplarını getirmiş. "Demek ki bilinen bir yer" diyorum kendi kendime.Servis açısından ilk (ve son) izlenimler olumlu. Garsonumuz Kamil bey görmüş geçirmiş, çok müşteri tanımış, kalender biri izlenimini veriyor. Lokantanın müdavimi olduğu belli kimselere hizmet verirken bizim gibi ilk defa gelenleri ayazda bırakmıyor. Değişik bir balık lokantasına özlem duyduğumu belirtince bir dostum "Angel'ı hiç denedin mi?" diye sordu. "Denemek bir yana, adını duymadım" dedim. "Çok değişik mezeleri var, ben çok seviyorum, bir dene" dedi. Bir lokanta nasıl müdavim kazanır? Güler yüz, kendinizi evinizde gibi hissettirme, uygun fiyatlar ve lezzetli yemek. Tabii hepsi bir arada olmalı.Kanımca, Angel bu ihtiyaçlara genellikle cevap veren bir lokanta. Bir özelliği daha var. Değişik bir balıkçı çünkü hazırladıkları mezeler rakı içmek için birebir. Çoğu acılı ya da baharatlı. Bir anlamda kebap kültürünün hakim olduğu sevgili ülkemiz için biçilmiş bir kaftan. Bunu kesinlikle olumsuz anlamda ya da küçümsemek için söylemiyorum. Kötü beyaz şarapları astronomik fiyatlarla içmek yerine rakıyı yeğlerim. Rakıyı tercih ederim Ayrıca çeşitli muftak kültürleri arasındaki fertilizasyona da inanırım. Neden kebap mutfağında kullanılan baharatlar ve yöntemler deniz ürünlerine yansımasın? Mademki çeşitlilik, tazelik ve yaratıcılık açısından Akdeniz ülkelerinin balık lokantalarının çok gerisindeyiz, en azından "özümüze" dönüp bize özgü bir balıkçı yaratamaz mıyız?Biz ne severiz? Börek, kokoreç, simit, lahmacun, kavurma, dolma falan. Bunların hemen hepsi Angel'da var. Bazıları gerçekten çok lezzetli ve başarılı. Diğerleri, malzeme kalitesi sorun olunca ya da baharatta karar kaçınca o kadar başarılı değil ama rakıyla iyi gidiyor.En başarılılar arasında pazı içinde tekir dolması, patlıcan püreli dülger ve susamlı balık simit var. Tekir ve dülger, pazı ve patlıcanla çok başarılı şekilde birleşmiş. Özellikle hafif tütsülenmiş patlıcan püreyle benim biraz kalkana (doku olarak) benzettiğim dülger birbirine çok yakışmış. "Patlıcanlı kebaba evet ama patlıcanlı balık olur mu?" diyorsanız, bence Angel'a bir uğrayın. Buna karşılık balık kokoreç, lipsoz balık köfte ve pazıya sarılı karides yemekleri şöyle böyle. Kokoreç içinde sadece lipsoz ve dülger olsa iyi olurdu ama kullanılan kalamar ve ahtapot çok sıradan, muhtemelen ithal ve dondurulmuş ürün. Balık köfte altında kıyılmış soğanla geliyor ve gözü kapalı yerseniz daha çok yumuşak bir sucuk yediğinizi düşündürtüyor size. Balık tadı yok. Pazı dolmasında kullanılan karidesler kurumuş. Bize özgü bir balıkçı Bir de bu iki kategori arasında kalan, yani vasat üstü ama pek iz bırakmayan mezeler var. Bunlardan fener kavurma İstanbul'daki çoğu yerden iyi. Gereksiz yere konserve mantarla tadı bozulmamış ve acısı, soğanı ve yeşil biberi kıvamında. Güveçte tereyağında karides ise pazı içinde sarılı olanında olduğu gibi fazla pişirilip kurumamış.Başlangıç olarak verdikleri patlıcan ve biber turşuları da iyi. Buna karşılık lakerdaları hem kesim (çok ince) hem lezzet (fazla tuzlu) olarak hayal kırıklığı yaratıyor.Lokantadan ayrılırken son derece sıcak bir şekilde uğurlanıyorsunuz. "Gene bekleriz" diyorlar "İnşallah" diye cevap veriyorsunuz. n Tel: (0216) 310 51 57 İz bırakmayan mezeler DEĞERLENDİRME: * * * * * Geçen yıl Teşvikiye'deki Hacıbey Kebapçısı'na beş yıldız vermiş ve bana göre İstanbul'daki en iyi dönerin burada yendiğini yazmıştım.Geçenlerde gene yolum Teşvikiye'ye düştü. Her zaman işinin başında olan patron İsmet bey, İstanbul dışındaymış. "Acaba patron olmayınca değişen bir şey var mı?" diye sordum kendi kendime.Değişen pek bir şey yok. Döner gene aynı muhteşem kalitede. Pide tam istediğim gibi çıtır çıtır. İnsanın içinden her lokmayı neredeyse okşamak geliyor. İki küçük nokta. Birincisi olumlu. Yeni bir salata sosu hazırlamışlar. Nar ekşili. Son derece lezzetli.İkincisi önemsiz ama bahsetmek lazım. Biz ilk müşteriydik öğlene doğru. Siparişimizi genç bir garson aldı. "Döner yanında ince kıyılmış soğan getir" deyince yüzü ekşidi. Bana uzun gelen 10 saniye sonunda, "Sen ne biçim adamsın" der gibi "olur" çıktı ağzından. Su siparişimizi ise unuttu. Kısa bir süre sonra adını bilmediğim, buranın emektar (ve gerçek beyefendi) garsonu kumandayı ele aldı ama içimde bir burukluk hissettim. Tel: (0212) 231 71 34 Hacıbey Kebapçısı DEĞERLENDİRME: * * * * * Değerlendirme yapılırken, sadece ve sadece yemeğin kalitesi notlanıyor. Mekanlar bir ile beş yıldız arası değerlendiriliyor. * Kötü** Vasat*** İyi**** Çok iyi***** Türünün en iyisi YILDIZLAR