"Klasik oto, aileden gelen bir tutku"

Öncelikle bize kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Ben Coskun Saitoğlu. 1985 yılında Kosova’nın Gilan kentinde doğdun. 1990 yılında Kosova’dan Türkiye'ye göç ettik. Bursa'da harika bir çocukluk dönemi geçirdim. Çevremin etkisi ve merakım sayesinde Bursa'da sutopu oynamaya başladım. Lise bitince İstanbul'daki Adalar Su Sporları kulübüne transfer oldum ve İstanbul hayatım başladı. Ardından da Türkiye milli takımı seçildim. Milli sporcu olarak katıldığım ilk turnuvada Balkan 2.olduk. Bu sırada Marmara Üniversitesi’nde lisans eğitimimi sürdürdüm. Üniversite bitince bir dönem spor eğitmenliği yaptım. Sonrasında da kendi işimi kurdum.

Otomobil tutkunuz nasıl başladı? Sizi en çok ne etkiledi?

Ailemizde gerçek otomobil tutkunu olan babamdır. Kendisi daha çocuk yaştan itibaren arabalarla büyümüş bir insan. 15-16 yaşındayken çalışıp kendi bisikletini daha sonra da ilk otomobilini satın almış. Usta bir şoför olsa da 18 yaşımızı doldurana kadar ben ve abimi otomobil dünyasından hep uzak tuttu. Fakat üniversite de bittikten sonra biz de bu dünyanın içine girdik. Otomobil bende de bir tutku haline dönüşmeye başladı.
Klasik araba merakımıza gelirsek; Klasik otomobille ilk temasım ben daha 12 yaşındayken 1972 Model direksiz 8 silindir Beyaz Chevrolet Impala ile başladı. Sonrasında da şu an kullanmakta olduğum 1973 Model Chevrolet Impala Cabrio hayatıma girdi. Yaklaşık 18 senedir ailecek kullanıyoruz.

Trafikte otomobilinizi görenlerin tepkileri ne yönde?

Geçenlerde araç muayenesi için istasyona götürmüştüm. Otomobillerini muayeneye getiren diğer sürücüler kadar oradaki görevliler de muayene esnasında arabanın içine oturup fotoğraf çektirmek istediler. Ben de kırmadım. Otoyolda giderken insanlar sık sık korna çalıyor, laf atıyor. Maşallah diyenler, “abi sen ne yapmışsın” diyenler, herkes yol verir, “buyurun” der. Ben de güzel bir ses sistemi ile donattım arabayı. Tabii orijinalliğini de bozmadan. Arabanın yaşına da uygun olarak 80 ve 90’lı yılların şarkılarının yanı sıra Türk sanat müziği veya eski Amerikan parçalar dinliyorum. Bu esnada arabada kendi havasına bürünüyor ,
Bu arada herkes dikkat çekici ustu açık arabaları sevmiyor. Mesela ünlü oyuncu Rasim Öztekin ile aynı ustaya gitmişiz. O da çok güzel bir 1972 Model Impala almış ama üstü kapalı. Bizim arabayı konuştuk. Dikkat çeken otomobilleri sevmiyorum diyor, otobüste kan ter içinde kalmış sen orada üstü açık arabada zevki sefa yapıyorsun. Ben rahatsız olurum bu durumdan diyor. Tamamen kişisel tercih bazı şeyler. Ben de hava atmayı sevmiyorum ama insanlar korna çalıyor, camını açıyor. Klasik sorular; Abi ne kadar yakıyor? Kaç model? Kaç para bunların piyasası falan…

Sahip olduğunuz klasik otomobili korumak için özel önlemler alıyor musunuz?

Bakımlarını aksatmam. Ustasını bulmak kolay değil. Ama artık İstanbul’da olduğu için burada zor da olsa 1-2 usta buldum. Onlar sayesinde bakımını ve eksiklerini gideriyorum. Kış aylarında kapalı garajda, özel brandalı şekilde tutuyorum.

Dönem filmleri ve dizilerde otomobilinizin kullanılması için teklif aldınız mı?

Öyle teklifler direk gelmedi. Çok da uğraşacak vaktimiz olmadı. Açıkçası pek de kıyamadık arabayı hor kullanırlar diye. Ayrıca düğün dernek işleri için de çok ricacı olundu ama ben kendi mezuniyetimde, düğünümde ve yakın arkadaşlarımın özel günlerinde jest olsun diye kullanmışlığım var.

Röportaj: İhsan Dindar