Geri Dön
Vegan aileler, çocuklarının beslenme alışkanlığına karışmalı mı?

Vegan aileler, çocuklarının beslenme alışkanlığına karışmalı mı?

Veganlık son zamanlarda 'trend' haline geldi. Bu hem iyi, hem de kötü bir şey. İyi, çünkü belirli bir kesim tarafından benimsenen beslenme alışkanlığı hakkında artık daha fazla bilgi sahibiyiz. Kötü, çünkü her 'trend' gibi veganlığın da altı boşaltılıyor, iyice yüzeyselleştiriliyor. Gelin Avustralya'yı birbirine katan vegan ailenin yaptığına bakalım...

Mayk Şişman
Mayk Şişman

Bebeklerini vegan ürünlerle beslediler

Haberin Devamı

Avustralya'da bebeklerini vegan ürünlerle besleyen -ve haliyle vegan olan- bir aile, 'çocuklarının yetersiz beslenmesine sebep olmak'la suçlandı. Çift hakkında dava açıldı. 19 aylık olmasına rağmen 3 aylık gibi gözüken çocukları hastaneye kaldırıldı. Yapılan incelemelerde vegan ailenin, çocuklarını yalnızca tost, pirinç, yulaf ve patatesle beslediği ortaya çıktı. Olayın duyulmasından sonra basına konuşan bebeğin bakıcısı, çiftin çocuklarının oyuncaklarıyla oynayamayacak kadar yardıma muhtaç olduğunu söylemişti.

Milliyet

Bu ısrarın nedeni ne?

Fırtınalar kopartan Avustralyalı vegan çift hakkında 18'er ay hapis cezası kesilmiş. "18 ay mı sadece?" diyenler korkmasın. Çünkü çift, 18 ay sonra çocuklarına kavuşmayacak. Çiftin çocukları artık devlet koruması altında. Evet, Avustralya'da yaşanan bu olayda mahkeme sonuçlandı, karar belirlendi. Ama sonuçtan ziyade neden önemli. Neden böyle bir olay yaşandı? Vegan aileler, çocuklarının beslenme alışkanlığına karışmalı mı? Neden kendi alışkanlıklarının mutlak doğru olduğu konusunda bu kadar ısrarcılar?

Haberin Devamı

Milliyet

Kendinden bağımsız bir birey olarak görmek

İlla veganlık açısından bakmamak gerek olaya. Bütün mesele anne ve babalarımızın bizleri 'kendi ürünleri' gibi görmesi. Et sevmeyen bir anne tarafından büyütülen bir çocuk neden et yemekten, proteinden vs. mahrum kalsın? Aileler neden çocuklarını objektif yetiştirmekten bu kadar korkuyor? "Ben vegansam çocuğum da vegan olacak!" gibi bir kural nasıl olur da kabul edilebilir mesela? Anne ve babaları tarafından "Benim çocuğum benim kararım" zihniyetiyle yetişen, doğuştan bir şeylerin tarafında büyütülen nesiller mi kurtaracak bu dünyayı? Neden ebeveynler, çocuklarının kendi başına kararlar almalarına şans tanımıyor? Avustralya ya da Türkiye hiç fark etmiyor. Algı ortak. Sonuç? Genelgeçer bir mutluluktan bahsedemiyoruz. En önemli sebep aile... Annelik ve babalık derecemiz asla olması gerektiği gibi değil. E ağaç yaşken eğiliyor, başta yapılan hataları ilerde değiştirmek imkânsızlaşıyor. Çocuğunu kendinden bağımsız bir birey olarak gören anne ve babalarla karşılaşmak çok mu zor?

Haberin Devamı

can.sisman@milliyet.com.tr

Benzer İçerikler