Tüm sevinç hakkımızı EURO 2008'de mi kullandık?
Milli Takım EURO 2020’nin ikinci maçında da mağlubiyetle ayrıldı. Hepimiz çok üzüldük, hepimiz çok gerildik… Peki, Galler karşısında neden kötü oynadık? Milli Takım, Galler’e neden yenildi? Yüzümüz hiç gülmeyecek mi? Sevinç hakkımızı EURO 2008’de tüketmiş olabilir miyiz?
EURO 2020 başlarken çok umutlu bir yazı yazmıştım. Türkiye’nin kadro olarak büyük takımlardan geri kalmadığını, teknik olarak da onlarla baş edebileceğini. Ancak yanılmışım, herkesten çok özür diliyorum.
EURO 2016’daki kötü günlere geri döndük adeta. Sahada ne futbol var ne taktik disiplin ne de mücadele. Teşbihte hata olmaz 'kafası kesilmiş tavuk gibi' oyuncularımız orada burada dolanarak turnuvayı geçiriyorlar. Bizlere de ekran başında üzülmek kalıyor.
Galler'e neden yenildik?
Turnuvanın açılış maçında İtalya karşısında ciddi şekilde kötü oynamıştık. Lakin oradaki kötü oyunumuzun asıl sebebi İtalya’nın iyi oynamasıydı. Sürekli bir baskı ile bizi yarı sahamıza hapsettiler. Galler karşısında ise böyle bir durumdan söz edemeyiz. Galler’in ilk yarıda bulduğu, golün de dahil olduğu üç pozisyon da defans arkasına yapılan, 80’lerin İngiliz atakları gibi gerçekleşti. Ramsey elini, kolunu ve bilumum diğer organlarını sallayarak ceza sahamıza girdi, pozisyon yarattı.
İkinci yarıda bir hareketlilik bekledik. Orta sahamız çok statik kaldı ilk yarı. Değişikliğe gitti hoca ama yeterli olmadı. Kenan Karaman’ın defansa yaptığı katkılar yadsınamaz ama o kadar süre de sabretmezsin kötü oyununa. Halil Dervişoğlu ve İrfancan Kahveci daha erken girmeliydiler. Sonuçta ayaklarında top tutan, al verleri başarılı iki isim. Zaten ikisi oyuna girdikten sonra hareketlendi orta sahamız. Tek çaremiz araya bırakılacak toplardı ama geç girmelerinden mütevellit yapmaya fırsat bulamadık.
Son dönemin klişe cümlesi beni tiksindiriyor ama başka karşılığı da yok maalesef bu durumu açıklayacak. Maç Şenol Güneş’e yazar. Elindeki potansiyelli kadroyu bu kadar nasıl kötü oynatabildi aklım havsalam almıyor. Yabancı sınırı, reklamlar, müziklerle uğraşmak yerine rakip analizi yapılsa bu duruma düşmezdik.
Tüm hakkımızı EURO 2008'de kulanmışız
Son olarak yüzümüzün gülmediği, büyük ihtimalle (en iyi üçüncü olma şansımız %1 gibi bir oran) turnuvaya veda ettik. Ne umduk ne bulduk. EURO 2008’de nasıl sevindiysek o gün bugündür turnuvalarda yüzümüz gülmüyor. Önce EURO 2016 sonra EURO 2020… Kötü, mücadelesiz, ümit vermeyen futbol…