Kaplan artık Aslan: Radamel Falcao
Galatasaray, 3 aydır transferini bitirmek için uğraştığı Radamel Falcao hikâyesinde nihayet mutlu sona ulaştı ve Kolombiyalı parçalıyı giydi. Futbol dünyasında herkesin dikkatini Galatasaray’a ve doğal olarak ülkemize çevirdiği bu transferin öyküsü; Galatasaray için bir hayli zor oldu...
Galatasaray için bu süreç, Bafetimbi Gomis’in sürpriz bir şekilde Al Hilal’e satılması sonrası başlıyordu. UEFA’nın Finansal Fair Play kurallarına uymak zorunda olan sarı-kırmızılılar radikal bir karar alarak gol kralını 6 milyon Euro gibi tartışılacak bir rakama sattı, Gomis sonrası birçok forvetle temasa geçilse de hiçbiri ile anlaşma sağlanamayınca Galatasaray şampiyon olacağı sezona forvetsiz başlıyordu.
Camiada ‘forvetsizlik’ ciddi derecede sorun olmaya başlarken Galatasaray yönetiminin hayallerini süsleyen isim Radamel Falcao’dan başkası değildi, nitekim yıldız futbolcunun yıllık 8 milyon euro maaşı büyük bir sorun olarak gözükünce Galatasaray 2018-2019 sezonun devre arasında transferin son gününde Mbaye Diagne için 13 milyon euro bonservis ödemek zorunda kalmıştı.
Ancak Diagne ile kulüp arasındaki aşı hiçbir zaman tutmayınca Galatasaray yönetimi devre arasında cesaret edemediği Falcao transferine bu sefer tamamıyla dahil oluyordu. Sarı-kırmızılılar sonu mutlu bitecek zorlu bir transfer operasyonuna girerek El Tigre’yi kadrosuna kattı.
‘O, ceza sahasında dünyanın en iyisi’
Evet! Radamel Falcao’yu artık Galatasaray formasıyla izleyeceğiz. Dünyada santrfor kıtlığı yaşandığı bir dönemde böyle özel golcülerin önemi şüphesiz çok daha fazla oluyor. Dünyanın en iyi taktisyen hocalarından Pep Guardiola, Atletico Madrid’de oynadığı yıllarda onun için ‘ceza sahası içinde dünyanın en iyisi’ derken, yine İspanyol ekibinden takım arkadaşı Arda Turan ise ‘Falcao, ceza sahasında uçan sinek görse, onu bile yakalayıp kaleye atıyor’ açıklamasını yapmıştı. Bu sözler Falcao’nun nasıl özel bir forvet olduğunu yeterince güzel ortaya çıkaran tanımlamalar...
Falcao, gerçekten de 2011-2013 yılları arasında ortaya koyduğu performansla dünyanın 1 numaralı forveti olarak kabul ediliyordu. Kariyerinin zirve yaptığı dönemde Barcelona veya Real Madrid’e gidebilecekken farklı bir tercihte bulunarak Monaco’nun yolunu tutsa da onu asıl yıpratan geçirdiği ağır sakatlık oldu. Fransa Kupası’nda oynanan bir maçta Türk oyuncu Soner Ertek tarafından dizine aldığı darbe sonucu 6 ay gibi uzun bir süre sahalardan uzak kaldı. Bu olay Fransa ve Avrupa basınında manşetleri kaplarken, Soner Ertek Kolombiyalılar tarafından ölüm tehditleri aldığını bile açıklamıştı.
Bir an önce eski günlerine dönmek isteyen Falcao ise iyileştikten sonra Premier Lig’e giderek yeni bir meydan okumaya girişti ancak sakatlığının getirdiği futboldan uzaklaşma, istediği patlamayı yapmasına izin vermemişti.
Şampiyonlukta payı büyüktü
Manchester United ve Chelsea maceralarından sonra Monaco’ya dönen Falcao, yeniden form tutarak Fransız devinin şampiyon olmasında büyük pay sahibi oluyordu. Sonrasında geçen 2 sezonda Monaco düşüşte olsa bile attığı gollerle ve oyun gücüyle kalitesini hep gösterdi. Falcao’nun kim olduğu anlatmaya tabii ki de gerek yok ancak son yıllardaki öyküsünden bahsetmeden olmazdı...
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid, Paris Saint-Germain ve Club Brugge ile çok zor bir grubu paylaşacak. Ancak temsilcimizin yeni yıldızı, Real Madrid ve Paris Saint-Germain deplasmanlarına çıkmış ve dünyanın zirvesindeki bu takımlara önlem aldırmak zorunda kalmış bir golcü. Bunu es geçmemekte fayda var ve Galatasaray formasıyla yine Bernabeu’ya (Real Madrid Stadı) ve Parc De Princes’e (PSG Stadı) çıkacak, yine psikolojik olarak zorlayacak, oyun olarak önlem aldıracak. Bu bile Galatasaray için Falcao’nun ne kadar kıymetli olacağını gösteriyor.
Babasına verdiği sözü tuttu
Galatasaray'a transferinde dikkat çeken diğer bir nokta ise bu seviyedeki bir oyuncunun Türkiye ve Galatasaray’a gelmek için yaptıkları olsa gerek.
3 ay boyunca Galatasaray Falcao’yu, o da Galatasaray’ı istedi. Aslında bir anlamda babasına verdiği sözü tuttu Falcao. 7 ay önce kalp krizinden vefat eden ve eski bir stoper olan babası Radamel Enrique Garcia King’in Falcao’ya öğüdü; ‘İyi hissettiğin sürece Avrupa’da oyna’ olmuştu. Babasına çok düşkün olan Falcao’nun, Galatasaray’a imza atarken bu sözleri anımsaması işten bile değildi...
İşin matematiğine dönecek olursak Falcao son yıllarda Drogba, Sneijder ve Van Persie seviyesinde Türkiye’ye gelmiş bir oyuncu, ama onu diğerlerinden ayıran ve bilinmesi gereken bazı özellikler var.
Mesela Drogba; Galatasaray’da kısa sürede çok iz bıraktı ancak Fildişi Sahilli yıldız buraya gelirken Çin’de aradığı ortamı bulamamış ve maaşında aksamalar olduğu öne sürülmüştü. Keza Wesley Sneijder de Inter Başkanı Moratti tarafından kulüpten dışlanmış ve 6 ay kadro dışıydı. Van Persie ise Manchester United’da gözden düşmüş ve ‘kronik sakat’ söylemleriyle eski popülaritesinden uzaklaşmıştı.
Monaco onu bırakmak istemedi
Bu yıldızlarla aynı klasmanda olan Falcao ise Monaco’nun son ana kadar bırakmak istemediği bir yıldızdı ve takımının doğal lideri haline dönüşmüştü. Bu açıdan bakıldığında Falcao beklenilen futbolunu ortaya koyarsa belki en özel 2-3 transferden birisi olarak anılacak.
Ancak Süper Lig’in göründüğü kadar kolay olmadığı bir gerçek, ligimizde başarılı olmak ve kendisini taraftarına sevdirmek isteyen her futbolcu elinden gelen tüm gayreti göstermeli. Türkiye’de futbol fizik gücüne ve motivasyona bağlı gelişmiş durumda. Falcao da her zaman kendisine bakan bir oyuncu, eğer aradığı motivasyonu burada yakalarsa başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Aksi takdirde, beklenen uyumu yakalayamazsa bu dönem her taraf için hayal kırıklığıyla sonlanabilir.
Sonuç olarak böyle bir 9 numarayı ülkemizde izleyecek olmak bir futbolsever olarak beni çok heyecanlandırıyor. Umarım geldiğinde gördüğü sevgiyi ve coşkuyu ayrılma vakti geldiği zaman da görür ve biz futbolumuzdan Falcao gibi bir yıldız geçti diyebiliriz.
Başarılar El Tigre!