Hamit Altıntop ve onun gibiler Türk futbolunda aktif rol almalı
Hamit Altıntop herhangi bir televizyon kanalında yorumcu olarak çalışmıyor. Ve aslında çalışmamalı da. Ara sıra katıldığı sohbet programlarında ya da basın açıklamalarında söyledikleriyle hem farkındalık hem gündem yaratıyor. Futboldaki sorunlara büyük pencereden bakıp çözüme dair doğru ya da yanlış fikirlerini dile getiriyor. Bunu da eksik Türkçesine rağmen klişeden uzak bir dille yapıyor. Görmeye alışık olmadığımız bu çözümcül ve değerli fikirler, televizyon programlarında lafta kalıp harcanmamalı. Son olarak da Habertürk'te Spor Saati programına konuk oldu ve fikirlerini dile getirdi.
Hamit Altıntop'un futbolun içinden gelmesi önemli. Hem de öyle az buz değil, altyapısını bu alanda ekol olan Almanya'da aldı, kariyerinde Bayern Münih ve Real Madrid gördü, bir de üzerine son yıllarını Galatasaray'da geçirerek Türk futboluna yakından şahit oldu. Milli takımdaki kariyeri de ortada.
Hem dünyadaki dinamiklere hem de Türk futboluna hakim. Bu kariyere sahip çok fazla oyuncumuz yok. Ayrıca bu kariyere sahip olup sorunlara bu kadar kafa yoran ve dile getirmeye çalışan da pek kimse yok.
Bu köyün çocukları
Hamit Altıntop bir anda gökten düşer gibi gelip Türk futbolundaki tüm sorunları çözmeyecek elbette. Yaşı henüz 36 ve yöneticilik konusunda tecrübesi yok. Aşama aşama, kademe kademe görevlendirilmesi hem küçük sorunları çözerek dipten başlamasına, hem de tecrübe kazanmasına yol açabilir. Hamit Altıntop'un yalnızca sıradan bir yorumcu olması büyük bir potansiyelin boşa harcanması anlamına gelir.
Hamit Altıntop gibi ya da zamanı gelince Nuri Şahin gibi, bir duruşa ve kaliteye sahip insanlar Türk futbolunun kalkınma sürecinde aktif rol almalı. Türk futbolunu bir köy olarak düşünürsek, Hamit Altıntop, Nuri Şahin gibi isimler bu köyden dışarıya açılıp dünyayı görmüş, ufkunu genişletmiş, büyük isimlerle çalışıp onlardan değerli eğitimler almış ve bu eğitimleri de kendi kişisel gelişimlerinde kullandıklarını göstermiş isimler.
Birçok futbolcumuz yurt dışına açılıyor fakat hepsinin ufku genişlemiyor. Sorunları tespit etmeye, elini taşın altına sokmaya çaba göstermiyor. Göstermek zorunda da değiller. Ama bir şeyleri değiştirmek için çaba gösterenleri de hak ettikleri yerde görmek, sayısı milyonları bulan Türk futbol taraftarının hakkı.
Her alanda liyakat
Adam kayırmacılık, akrabacılık, torpil, referans görünümlü torpil gibi kavramların gırla olduğu her alanda kalite düşüyor. "Biraz da biz yiyelim" diye diye sapına gelinen ve "me!" denilen bu noktada en azından gözümüzün önündeki değerleri görelim. Arkadan gelenleri de şimdiden yüreklendirelim.
