Sıla'nın Hazer Amani'yle çekilen fotoğrafında ıskalanan ne?
2019'un en bomba karelerinden bahsetmek için çok erken. Ancak benim adayım belli oldu. Sıla ve Hazer Amani'nin birlikte uyuklar vaziyette çekilmiş fotoğrafı, sadece 2019'un değil, son birkaç yılın da en unutulmaz karelerinden olmayı başardı. Peki bu fotoğrafta dikkat çeken ne? "Gel de Molatik olma" dedirten bu kareye Sıla açısından yaklaşmak istiyorum...
Kariyeri ne olacak?
Fotoğrafta, Hazer Amani'nin parmağındaki yüzük net bir şekilde görülüyor. Öyle bir kare ki, sanki kameraya özellikle gösterilmek istenmiş gibi... Fotoğrafı görenlerin ilk fark ettiği şey Hazer Şef'in parmağındaki yüzük... E doğal olarak da Google'a Hazer Şef'in evli olup olmadığını sorma ihtiyacı duyuyoruz. Ama Hazer Şef'ten ziyade, son dönemde karmaşık günler yaşayan Sıla'ya değinmek istiyorum asıl: Bu kare, Sıla'nın kariyeri için ne anlama geliyor?
Malzeme vermemişti
Birkaç gün önce Sıla, yine objektiflere yansımıştı. İstanbul Levent'te bir psikiyatri kliniğinden çıkarken görüntülenen Sıla, magazin muhabirlerine zoraki de olsa gülümsemişti. Her şeyin yolunda gittiğini söylemiş, aracına binerek uzaklaşmıştı. Yani katiyen sohbet etmedi, aleyhinde kullanılabilecek herhangi bir malzeme vermedi. Kariyeri boyunca ekibiyle ilerleyen Sıla, Ahmet Kural olayından sonra, Hazer Amani fotoğrafına kadar bir şekilde 'kotarmayı', herhangi bir kaza yaşamamayı başardı.
Bu kare hep hatırlatılacak
Gelin görün ki, bu başarıdan bahsetmek artık güç. Sıla, davalık olduğu Ahmet Kural'a ve Kural'cılara öyle bir malzeme verdi ki, ne yaparsa yapsın akıllara hep bu fotoğraf gelecek. Her ne kadar şiddet olayında Sıla'nın haklılığı birçok kişinin, hatta büyük çoğunluğun ortak düşüncesi olsa da, Sıla ne yazık ki bu fotoğrafla 'vurulmak' istenecek, bu fotoğraf ile canının sıkılması amaçlanacak. Böyle bir malzeme vermesi ne yazık ki büyük talihsizlik.
Sıla'yı gerçekten anlamak istiyor muyuz?
Ancak tüm bunları düşünürken, Sıla'nın psikolojisiyle empati kuramadığımız sonucu çıkıyor. Tüm bu akla gelenler aslında oldukça boş. Çünkü Sıla'nın geçtiği zorlu dönemi anlamak istersek, işte o zaman Hazer Şef'le çekilmiş bu fotoğrafı normal bulabiliriz. Neden mi? Çünkü Sıla, yaralarını sarmaya çalışıyor. Travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor ki, bir arabada ünlü bir erkekle uyuklar halde gözükebiliyor. Sıla'yı gerçekten anlamak istiyor muyuz? Asıl mesele bu.
Ne kadar yalnız olduğunun kanıtı
Bu kare, Sıla'nın kariyerinin bitişini değil, ne kadar yalnız olduğunu kanıtlıyor aslında. Hazer Şef ya da bir başkası... Şu süreçte Sıla cephesinde en yaşanmaması gereken -gereksiz- malzemelerden biri verildi. Sıla, bu zorlu süreçte Hazer Şef gibi yakın dostlarına sarılsa da, sanki herkes kendi çıkarında ve kimse Sıla'yı aslında o kadar da düşünmüyor. Sıla'nın 10 küsür yıldır çizdiği 'güçlü kadın' imajı sanki bile isteye, özenle yıkılmak isteniyor.
Bu fotoğrafta ıskalanan en önemli şey, Sıla'nın Ahmet Kural olayında yaşadığı güven kaybı. Bu fotoğraf, duygusal açıdan ne kadar büyük bir yıkım yaşadığının kanıtı. Siz, ruhsal açıdan acı çeken birini gerçekten üzmek isteyecek kadar gaddar mısınız? Gerçekten mi?
Bugüne kadar hep 'çoğulcu'ydu
Sıla mağdur, Sıla yalnız, Sıla güven kaybı yaşıyor... Ahmet Kural olayından önce magazinsel bir figür olmayan, sanatçı kimliğiyle tanınan Sıla, bu süreci de atlatacak. Çünkü üreten bir kadın. Çünkü eli kalem tutan bir kadın. Bu süreçte yapması gereken tek şeyin -mümkün mertebe- İstanbul'u terk etmek olduğunu düşünüyorum açıkçası. Bir süreliğine tek başına kalmalı Sıla. Ne Hazer Şef ne de başka bir dostu yanında olmamalı. Bugüne kadar müzik kariyerinde hep ekip vurgusu yapan, hep "Sıla aslında bizim grubumuzun adı" diyen, 'ben' yerine 'biz' diyen, 'çoğulcu' düşünen ve daha da önemlisi tüm bu 'birlikteliği' dinleyicilerine de hissettiren Sıla'yı, üzgünüm ama hiçbirimiz hak etmiyoruz.
'İşte o fotoğraf'la anılacak
Bu süreçte hepimiz onu yalnız bıraktık. Hiçbirimiz yaşadığı stresi, travmayı tam anlamıyla idrak edemedik, edemiyoruz. Bu fotoğraf, evet, tabiatı gereği konuşulacak. Hem de belki yıllarca... "İşte o fotoğraf!"la anılacak. Ama eli kalem tutan, kendi şarkılarını kendi yazan, üreten bir kadının tüm bu zorlukları da er ya da geç atlatacağını düşünüyorum. Sıla tekrar güçlendiğinde, onu bugünlerinde yalnız bırakanların hiçbiri ona ulaşamasın mümkünse. Sıla uzak bir yerden yalnızlığıyla bizlere seslensin, kendisini seviyorsa yalnız kalsın.
Acısa da öldürmez!
Çünkü Sıla'yı kesinlikle hak etmiyoruz, asla masum değiliz. Sıla, ne badireler atlattı daha önce. Hatırlatmama gerek yok. Bu süreci de atlatacak. Tıpkı en sevdiğimiz şarkılarından, 'Acısa da Öldürmez' gibi olacak. Kariyeri bitmeyecek, tam tersi güçlenecek. Bunlar Sıla için hiçbir şey! Yalnız olmak/kalmakla sınandığını düşündüğüm Sıla, yoluna kaldığı yerden devam ettiğinde bakalım hangi yüzle, hangi kulakla, hangi vicdanla onun şarkılarını dinleyeceğiz... Üzücü. Sıla gibi değerli bir kadını hırpalamamız, acımasızca yıpratmamız, onu "Sen de artık herkes gibisin"lerle yargılamamız, onun 'malzeme verme lüksü'nü suistimal etmemiz... Oldukça üzücü. Yazık bize!
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr