Evlilik hakkında her şey
Gerçekten hayat arkadaşını tanıyor musun? Yoksa tanıdığını sandığın kişi bambaşka bir kişi haline mi dönüştü mü? Evliliklerin temelinde yatan birçok sorun günümüzde daha da çok artmaya başladı. Gelin hep birlikte evlilik ve boşanmanın kaçınılmaz sürecine Molatik olalım...
Kimse boşanmayı düşünerek evlenmez. Herkes ebedi mutlu olmayı dileyerek ve hayal ederek evlense de işler hiç öyle gitmiyor ne yazık ki. Evlilikten çok boşanmalar gündemde olup mutsuz ilişkilerde ve evlendikten sonra hayat arkadaşı dediği insanın bambaşka yüzü ile tanışanlar da oldukça fazla. Evlilik bir sorumluluk, samimiyet ve verdiğiniz sözleri tutmaktır. Kötüye ya da iyiye gitmesi tamamen sizin elinizde ve sizin sorumluluğunuzdadır. Lakin en çok boşanma sebeplerinden biri aldatılmak! Aldatan mı suçlu aldatılan mı? Ne oldu da aldattı? Kadın adamla mı ilgilenmedi, adam doyumsuzdu da keyfine mi aldattı? Ne çok sebep var aslında değil mi? Sebep ne olursa olsun sonuç boşanma oluyor. Bu noktada da olaya boşanma avukatı giriyor. Öyle hikâyelere şahit oldum ki kimi eşininin çok değiştiğini söylüyor, kimi aldatılıyor, kimi o evlendiği kişinin yerine bambaşka biri geldiğini kimi de şiddetli geçimsizlikten boşanmak istiyor. Karşılıklı istemlerin haricinde daha zor ve tek taraflı boşanma hikâyeleri de var tabii. Örneğin boşanmak istemeyen bir kadınsınız ve bir anda aldatıldığınızı öğreniyorsunuz. Eşinizin avukatı arıyor ve eşinizin sizden ayrılmak istediğini söylüyor. İlk ne olduğunu anlamıyorsunuz, her şey güzel gidiyor zannederken bir anda ''Nasıl olur?'' diyorsunuz. Meğer mutlu gittiğini zannettiğiniz evliliğiniz başka bir kadın yüzünden çoktan bitmiş bile. Gerçekten muazzam bir çıkmaz!
Maddi hırsa dönüşüyor
Anlaşmalı ayrılıkların haricinde bu gibi aldatma ve aldatılma davalarında çoğu zaman olay maddi hırsa dönüşüyor. Kadın aldatan eşinin her şeyini almak ve onu süründürmek istiyor. Bana kalırsa haklı fakat stresi daha fazla. Hem aldatıldığınızı öğreniyorsunuz hem de eşinizin her şeyini almak için daha fazla stres yaşıyorsunuz. Diyorum ya muazzam bir çıkmaz! Kimi eş internet sitesinden çapkınlıklarına devam ederken kimi eş ise iş toplantıları bahanesiyle aldatan taraf oluyor. Bu arada kadınlar ne yapıyor? Çocuk bakıyor, ev temizliyor, ev ve iş arasındaki tempoda boğulup gidiyor. Kocasıyla ilgilenmeyi mi unuttu dersiniz ki, o yüzden mi aldatıldı?
Kimler aldatıyor?
Türkiye'de gerçekleştirilen bir araştırma sonrası Türk erkeklerinin dörtte birinden fazlası, Türk kadınlarının ise yüzde 11'inin partnerlerine sadık olmadığı ortaya çıktı. Yani en çok aldatan ülkeler arasında ilk sıralardayız. ''Eşinizden başka bir erkekten hoşlandınız mı?'' sorusuna, evliliği iyi olan kadınların %13'ü, evliliği kötü olan kadınların %100'ü ''Evet'' yanıtını vermiş. Bu sonuç mutsuz olan kadının aldatma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Aşk, sevgi, saygı, beğenilme arzusu kadını başka bir erkeğe yönlendirebiliyor. Aile baskısı, şiddet, eşin geceleri eve geç gelmesi, cinsel bencillik, kendine bakmaması gibi birçok neden kadını dışarıya iten faktörler arasında. Aslında erkek aldatması cinsel odaklıyken, kadın aldatması çoğunlukla duygusal boşluktan oluyor. Kadını aldatmaya iten 3 şey; hormonal nedenlerden, kötü giden bir evlilik, eşinin kendisini aldattığı düşüncesi.
'Rezil olma' hissi
Diyelim ki aldatıldınız. Bana kalırsa yolunuza devam edin ve kendinizi daha fazla yıpratmayın. Hep dediğim gibi, o sizi zaten çoktan kaybetmiştir, siz onu değil! Hırslı taraf olmaktansa iyileşmeye bakın. Kendinizi harap etmeyin, aldatılmanın detayları içinde boğulmayın, kendi gözünüzdeki imajınızı değiştirin, kendinize zaman ayırın, sizi destekleyen kişilerle vakit geçirin,kendinizi soyutlamayın, gücünüzü keşfedin, ne istediğinize odaklanın ve yaşamınızı en iyi şekilde devam ettirin. Herkes aldatmalı şekilde hırs ve intikam dolu ayrılmıyor tabii ki, çoğu kadın da evliliğini kurtarmak için çabalıyor, affediyor, alttan alıyor. Kimi aldatıldığını saklıyor, kimi eşiyle yüz göz olmayıp görmezden geliyor. Boşanmamaların bir sebebi de başkalarına rezil olmamak! Dizilere bile çoğu zaman konu olur hatta; mutlu gözüken aslında mutsuz olan ilişkiler oldukça fazla.
"İyi bir evliliğin özü..."
Mutlu giden bir evliliği sürdürebilmek için dinle, anla, konuş, sabret, değiştirmeye çalışma... Bu saydıklarım ile en azından sevgi ve saygı çerçevesinde ilişkinizi saygın ve mutlu bir şekilde devam ettirmeniz mümkün. ''İyi bir evliliğin özü, eşlerin birbirinin kişiliğine saygı göstermeleridir. Buna şu fiziksel, zihni ve manevi derin samimiyet katılır ki bu da erkek kadın arasındaki aşkı, bütün insani yaşantıların en verimlisi yapar'' demiş Bertrand Russell
Son olarak konuya dair Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın sözleriyle bitirelim yazıyı. Tarhan şunları söylüyor: “Eşler buna göre davranacak ve buna rağmen karşı taraf değişmiyorsa ‘Senin bu hareketini doğru bulmuyorum, desteklemiyorum ama çocukların ve evin geleceği için şu an bunu bir tarafa bırakıyorum. Bunu unutmadım bilesin’ deyip tartışmanın bitirilmesi karşı tarafta suçluluk duygusu bırakır. Böyle durumlarda onaylamadığını açıkça söyleyip ama evde olay çıkmasın, huzursuzluk olmasın diye bunu bir kenara yazdım diyebilirse sorunlar halledilebilir. İlişkilerde iki tane sihirli kavram vardır. Biri şefkat biri nezakettir. Şefkat sevgiden daha büyüktür. İçinde empati de vardır. Nezaket de saygıdan daha büyüktür, içinde merhamet vardır. Evliliğin ilk gününden itibaren aile içinde şefkat ve nezaketi iletişim biçimi haline getirmek gerekir."